8.Bölüm - Kaza

262 13 0
                                    

Saat gece yarısı olmuştu bile. İlerleyen saate rağmen Seul hala ayaktaydı. Gece kulüpleri, barlar, restoranlar, sokaklar hala hareketliydi. Tıpkı İstanbul gibi.

Hyung Jun iyice sarhoş olmuştu. Hiç böyle sarhoş olmazdı normalde. Jung Min sadece bir bardak içmişti, sarhoş olmak istemiyordu. Değildi de. Jiyeon’u hatırlamak istiyordu galiba 

‘’Hyung, yeter bu kadar. Hastalanacaksın.’’

‘’Jung Min ah? Hani burası klimalıydı? Çok sıcak.’’

‘’Pekala, eve gidiyoruz hadi. Bana tutun.’’

‘’Bu saatte eve mi gidilir be? Hem eğlence yeni başladı.’’

‘’Bu halde dayanamazsın, eve götüreceğim seni tamam mı?’’

Jung Min, Hyung Jun’un kolunu omzuna aldıktan sonra masadan eşyalarını topladı ve hesabı ödeyerek dışarı çıktı. Arabaya doğru yürüyorlardı. Jun’un keyfi oldukça yerindeydi, şarkılar söylüyordu.

‘’Ya! Neden bağırıyorsun? Uyuyan insanlar var, saatten haberin var mı?’’

‘’Sinirlisin. Ama alışkınım. Sen hep sinirlisin Park Jung Min? Relax, rahatla biraz.’’

‘’Bin hadi.’’

Hyung Jun gülerek arabanın anahtarlarını almaya çalıştı. Jung Min’in ses tonu yükselmişti.

‘’Hyung Jun! Ne yapıyorsun sen? Bin şuraya.’’

‘’Ben kullanacağım, bak çok güzel bir yer biliyorum oraya gidelim. Hem sen rahatlarsın biraz ha?’’

‘’Tamam, ben çok rahatım ama sen bu halde araba falan kullanamazsın. Daha ayakta duramıyorsun. O yüzden söz dinle, bin şu arabaya.’’

Hyung Jun yavaşça ön koltuğa oturdu. Jung Min de az sonra şoför koltuğuna geçmişti. Arabayı çalıştırdı.

Hyung Jun, yine şarkı söyleyemeye başlamıştı. Keyfi yerindeydi.

‘’Jung Min ah? Neden bana eşlik etmiyorsun? Sesin çok güzel.’’

‘’Dikkatimi dağıtma.’’

‘’Alt tarafı araba kullanıyorsun, hadi hadi çek sağa. Şurada bir yerde CD olacaktı…’’

‘’Sarhoşluğun da hiç çekilmiyor biliyor musun? Ne diye bu kadar içiyorsun ki…’’

Hyung Jun gülerek, direksiyonu çevirmeye çalıştı. Jung Min çok sinirlenmişti.

‘’Ne yapıyorsun sen ya? Kaza yapacağız! Hyung Jun! Hayır!’’

Karşı şeritten gelen kamyonu fark ettiklerinde çok geçti.

Yalnız Kalpler Sütunu (외로운 마음 열)Where stories live. Discover now