1. Bölüm: "Hüzünlü Bir Matem."

Start from the beginning
                                    

Bekçi, Hüseyin Amca'ydı.

Kız, duyduğu sesin bu adama ait olduğunu fark ettiğinde gözlerini irice açarak başını yastığından kaldırdı ve doğruldu. Kirpiklerini kırpıştırarak gözlerinin aydınlığı kabul etmesini bekledi. Adam oradaydı. İki kanatlı kapıyı açmış, el fenerini yüzüne doğrultarak kendisini aydınlatmıştı. Fakat karanlığa çekildiğinden habersizdi.

"Safir," diye seslendi, kırklı yaşlarının henüz başındaki, saçlarına ak düşmüş Hüseyin Amca'sı. "Küçük Safir, hadi buraya gel."

Küçük Safir.

Daha, küçücük Safir.

Safir Mila Safkan.

O, buydu.

Hüseyin Amca'sının kendini çağırdığını bir kez daha işittiğinde yatağının ucundaki büyük terlikleri hızlıca ayağına geçirdi ve yatağından kalktı. Hüseyin Amca'sı, onu babasına götürecek olan tek kişiymiş, kendisine öyle demişti. Kızın beş yaşındaki zihni böyle bir yalana öyle muhtaçtı ki, gerçekliğini sorgulamayı reddediyordu. "Geliyorum," dedi, büyük bir sevinçle çırptığı elleri eşliğinde. Neyse ki kimseyi uyanmamıştı. "Gitme, tamam mı Hüseyin Amcacım. Hemen geliyorum."

Peltek dilinin döndüğü kadarıyla dile getirdiği cümleden hemen sonra parmak uçlarında yükselerek, feneriyle kendisini aydınlatan orta yaşlı adama doğru yürümeye başladı. Kız umutluydu, adam mutlu. Aklındaki kırk tilkinin kırk kuyruğu da bu adama hizmet etmekten utanıyordu, düşünceleri yüz kızartıcı ve mide bulandırıcıydı. Safir koşturarak yurt bekçisinin yanına yanaştığında adam eğilerek kız ile aynı hizaya geldi ve temizden uzak, birçok çocuğun günahını taşıyan eli ile Safir'in parmaklarına uzandı.

Kız o eli tuttu.

Adam, sanki tüm dünyanın kirini dudaklarında taşıyormuş gibi sararmış dişlerini göstererek güldüğünde, Safir heyecandan yerinde duramayarak, küçük ağzı ve peltek dili ile konuştu. "Babama gidiyoruz değil mi Hüseyin Amca? Canım babacım. Hüseyin Amca seni babam ile tanıştırayım mı? Babamın hiç arkadaşı yok... O bana masal anlatıyor ama ona masal anlatacak kimsesi yok. Hım, tanıştırayım mı?"

Adam çirkindi. Bir adam ne kadar çirkin olunursa o kadar çirkindi. "Sen istediklerimi yaparsan babanla tabii ki tanışırız benim küçük Safir'im."

Safir Mila hevesle başını salladı. "Ne istersen yaparım."

Ne isterse yapacak olan adamın kendisiydi.

Kirli parmaklarıyla kızın tombul, pamuk şeker kadar yumuşacık olan ellerini tutarken, kendileri için uygun bir yer arıyordu, Hüseyin Kanguru. Yetimhane sessiz, hüzünlü ve birazdan şahit olacağı şey için üzgündü. Gündüz vakitlerinde çocuk kahkahalarının şenlendirdiği koridoru yürürken, ikisi de sabırsızdı. Adam, kızı ve kendisini görecek herhangi birinin varlığına tahammül edemezdi, bu yüzden hızlı ve aceleciydi.

Bir oda seçti, kızı kapıya kadar sürükledi. Safir, parmaklarıyla uzun saçlarını sırtına kadar tarafı ve karanlıktan ürkerek Hüseyin Amca'sına sokuldu; kendisine yardım ve merhamet eden bu adamı sevmişti. Babasından başka kimseyi bu kadar sevemezdi, çünkü bu adam kendisine babasını verecekti. Babası, göğsündeki dikişli yarasıydı ve bu adam bu dikişleri alarak yarayı iyileştirecekti. Adamın sürüklediği yere, tereddüt etmeden girdi ve onun açtığı kapıdan içeriye girdi. Burası müdirenin odasıydı ve en karanlık işler en beklenmeyen yerlerde gerçekleşirdi.

Adam, kapıyı arkalarından kapattı.

Artık baş başalardı.

Kız odanın ortasına doğru koşturarak babasından bir emare ararken, az ötesindeki adam, kızın ruhunda açılacak delikler için, çirkin ruhunun pusulasını takip etti. Mila babasını göreceğine olan inancın kuvvetiyle odanın her köşesinde onu aradı, hatta müdür Melahat Hanım'ın koltuğunun arkasına dahi saklanmış olabileceğini düşündü ve oraya baktı. Babasını orada da göremeyen Safir, kafasını koltuğun arkasından kaldırarak yurt bekçisine baktı. "Hüseyin Amca, babamı burada bulamıyorum. Acaba yine mi saklandı, çünkü geçen sefer öyle yapmıştı. Bir ipteydi, o gece onunla onun oyununu oynadık ama sabah kalktığımda babam saklanmıştı. Hâlâ saklanıyor..." gücenerek kollarını göğsünde kavuşturdu. "Onu özledim. Geceleri Tanrı'ya bildiğim tüm duaları okuyorum ama..."

KİMSESİZLER MATEMİ.Where stories live. Discover now