56. Bölüm: "Sevginin Kıymeti."

En başından başla
                                    

Oksijeni içime çekerek, kollarımla bacaklarımı aynı anda hareket ettirerek, saçlarımı savurarak bale yaptım. En son annem ölmeden önceki gün, okulda dans etmiştim. Aradan birkaç gün mü geçti, hemen özlüyordum. Alan genişti, bu yüzden rahat hareket ederek dans ettim ama dans ederken hatırladıklarımla beraber bir süreden sonra ağacın kenarına oturup ağladım. Tek bir sebebi yoktu ağlamamın. Bazen en acısını yaşarsın ağlamazsın ama parmağın kapıya hafifçe çarpar, hüngür hüngür ağlarsın ya hani... Annemin kaybı, Leo'nun kederi, Hazer'in davranışları... Dans ederken hissettiğim acıyı unutabilirim ama dans durduğu an hepsini hatırlayabilirim.

"Safir Mila!"

Hazer'in yüksek sesini duyduğumda ellerimi yüzümden çektim, gözlerimi şaşkınca açıp ileriden bana doğru koşan Hazer'i gördüm. Ağacın kenarından kalkıp ben de ona doğru yürümeye başladığımda, Han'ın üzerinde akşamdan kalma kazağı ve pantolonu olduğunu gördüm. Saçları, suratındaki ifadesi dağınıktı. Akşam ki kavgamızın gerginliğiyle yutkunup onun yanından yürümeye yeltenmiştim ki aniden beni çekip kolları arasına alınca şaşkına dönüp gözlerimi misket gibi kocaman açtım. Yanağım onun hızla atan kalbinin üzerine çarpınca saçlarım da etrafta dalgalandı. Ben daha ne olduğunu sormadan, "Çok korktum," diyerek beni kolları arasında sertçe sıktı. "Evde aradım aradım bulamadım seni!"

Gözlerimi yumduğumda deli dehşet atan kalbinin sesini çok daha fazla duymaya başladım. "Peşimden gelmene lüzum yoktu," dedim, durgun bir sesle.

Vücudu aynı hızla gerildi. "Ben... Gittiğini sandım."

Gitmeyeceğimi artık ne zaman anlayacaktı?

"Daha önceden... İlişkin olmadığına emin misin Hazer? Bir kadın tarafından terk edilmiş gibisin."

Söylediklerime biraz bile ihtimal veriyor değildim, korkularının yersizliğini yüzüne vurmayı dilemiştim yalnızca. Hazer beni sarsmak ister gibi daha sıkı sarılıp, "Senden başka hiçbir kadın bana aşk acısı çektiremez," dedi kızgın söylemle.

Benim ümidim de oydu, üstelik benim de acı çektirmememdi. Ki, aklım almazdı Hazer'in başka bir kadın için üzüleceği. Acı kelimesi ikimiz arasındaki duyguları ifade edecek son kelime olsun isterdim. Onun kollarından çıkarak, "Mübalağa yapıyordum," dedim.

Bir an ellerini benden çekemeyecek oldu, sonraysa benim gibi gerileyip eliyle ensesini kaşıdı. "N'apıyordun burada?"

Yüzüme uçuşan saçımı kulağımın arkasına koyup, "Tartıştığım insanlara açıklama yapma isteği içimden gelmiyor," dedim.

Dans etmeyi bıraktığım an havanın soğukluğuyla ellerim öyle üşümeye başlamıştı ki, bir an önce eve dönmek istiyordum. Yanından geçmeyi denediğim bir defa da kolumdan nazik ama hızlı şekilde tutup, "Ben senin kocanım," dedi. Yüzünde korku ve şaşkınlık vardı. "Olgun davran lütfen."

"Sakın," dedim bir anda. Bana olgunluktan bahsettiği an o kelimeler beynimde süzülmüştü. Senin bir ilişkiyi kaldırabilecek olgunluğun yok. "İster trip de, ister nazlanıyorsun de ama sakın bana çocukça davrandığımı, ilişkiyi yürütemeyecek olgunlukta olmadığımı söyleme."

Gözbebeklerini genişleten bu pişmanlık duygusu bakışlarını utançla benden kaçırmasına sebep oldu. "O gün söylediklerimin... gerçeği yansıtmadığını biliyorsun."

"Peki ya dün söylediklerin Hazer? Resmen benimle kavga etmek için uğraştın!"

"Beni erteledin!" Gözleri daha hızlı biçimde bana döndü ve omuzları hızlı hızlı alçalıp inerken yüzüme yüzüme bağırdı. "Beni ertelemene, ikinci sıraya koymana dayanamıyorum!"

KİMSESİZLER MATEMİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin