18. BÖLÜM

169K 3.3K 241
                                    

URAZ'DAN



Şirketteki işimi halledip döndüğümde saat gece yarısını çoktan geçmişti ama Adelina uyumamıştı. İçimden bir ses 'seni bekledi.' diye avaz avaz bağırıyordu ama hayal kırıklığına uğramamak için o sesi ustaca susturuyordum. Aşık kalbimse hala bir umut modundaydı. Ellerini tuttuğumda rahatsız olmaması beni daha da umutlandırırken, öpüşüme karşılık vermesi aşık kalbime kanadı takıp çktan uçuruyor bilinmeyen diyarlara.

Zorlamadığım sürece denemek istediğini söylediğinde öyle seviniyorum ki  hemen kollarıma alıyorum onu, kaçmasından korkarcasına. Çok sıkı sarıldığımın farkındayım ama hala inanamıyorum onun sevgilim olduğuna.

Sevgilim..

Adelina benim sevgilim..

Onu üzmeyeceğimi söylediğimde sessiz kalıp, ince kollarını doluyor belime. Bu hareketiyle anlatmak istediğini iliklerime kadar anlıyorum. Zamana ihtiyacım var, güvene ihtiyacım var, ikna edilmeye ihtiyacım var diyor kadınım.

Beni sevmediğinin farkındayım ama boş da değil, en azından hoşlanıyor. Eskiden beni abi gördüğünü düşünüp kendimi üzdüğüm oluyordu ama öpüşüme karşılık verince bu düşündüğümün saçma olduğunun farkına varıyorum. Beni abi gibi görmesine dayanamazdım zaten. Sevgili, aşık, eş gibi görmeliydi beni. Erkeği gibi görmeliydi.

Sabah yine şirkete gitmiştik. Ne kadar işlere konsantre olmaya çalışsam da aklım Adelina'daydı. Öpüşmemizi düşünüyordum hala. Benim hissettiklerimi o da hissetmiş miydi acaba? Hissettiklerimin milyonda birini hissetse yeterdi bana. Öyle yoğun şeyler hissediyordum ki kalbim duracak gibi oluyordu. Öyle çok seviyordum ki anlatmaya kelimeler yetmiyordu. Adelina'yı anlatmaya da kelimeler yetmiyordu zaten. Öyle eşsiz, öyle güzeldi ki. Saatlerce izlesem sıkılmazdım, yıllarca onunla yaşasam bıkmazdım, yıllarca görmesem unutmazdım. Bu  kadar kısacık zamanda bile öyle özlemiştim ki sesini duymasam duramazdım. Arayıp aramamak konusunda kararsız kalsam da aramıştım. Benden uzaklaşmasından korkuyordum. Ama sesini duyduğumda içimdeki tüm sıkıntı gitmişti. Ah böyle sevmek mümkün müydü?

Eve onu almaya giderken içim kıpır kıpır, öyle heyecanlıyım ki. Aşkımı itiraf edeceğim ya ne tepki vereceğini merak ediyorum. Ya vazgeçerse? Belki de daha sıkı sarılacak aramızdaki ilişkiye. Bilmiyorum ve vereceği tepkiden ölesiye korkuyorum. Kabul etmez, istemezse ölürüm diyorum. Ne yapayım seviyorum, çok seviyorum.

Bağ evine gittiğimizde önce yemek yiyoruz. Sonra anlatmaya başlıyorum. Bazı kısımları es geçiyorum bazı kısımlarda ufak tefek yalanlar söylüyorum. Ama hepsi ona olan aşkımdan. Onu kaybetmemek için her şeye razı durumdayım. Yter ki yanımda olsun da ne olursa olsun diyorum.

Anlatmaya başladığımda başta çok şaşırmış sonraları şaşkınlığı yerini çözemediğim bir duyguya bırakmıştı. Ben anlattıkça inci taneleri dökülmeye başlıyordu ve ben onları dudaklarımla kurulamamak için büyük çaba sarfediyorum. Onu ağlatan şey aşkımın büyüklüğü de olsa ağlamassını istemiyorum. Ağlamasın diyorum, o gözler hiçbir zaman ağlamasın.

Konuşmamı bitirdiğimde hıçkırarak ağlıyor, dayanamıyorum hemen sarıp sarmalıyorum. Ben de ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Anlatırken onu nasıl ölü gibi yatarken gördüğüm aklıma geliyor ve bir türlü kurtulamıyorum o görüntüden. Ege'yi öldürmek istiyorum ama yapamıyorum. Kadınımın o it öldükten sonra dahada kötü olmasından korkuyorum. Ve bu düşünce beni mahfediyor. Sevdiğim kadın bir başkasını seviyor ve ben nefes alamıyorum.

'Sabret oğlum Uraz yakında sadece sen olacaksın kalbinde.' diyorum.

Burada kalalım dediğimde bana güvenmesi içimi huzurla dolduruyor. Bu gece ona yakın davranacağım ama eğer istemezse üstelemeyeceğim diye söz veriyorum kendime. Ölene kadar da beklerim ben onu diyorum. Beni sevdiğini bileyim de dokunmasam da olur diyorum.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin