46. BÖLÜM

69.4K 2.5K 134
                                    

MEDYADA ADELİNA'NIN KIYAFETİ :))




URAZ'DAN



Adelinalar bahçeye geçtiğinde babam yanıma oturup elini omzuma koydu.

"Halledilmeyecek bir şey değil."

Başımı sallamakla yetindim. %30'luk olmama payını kafama taktığımı söylemeyecektim.

"Hem olmasa bile üzülmeni istemiyorum."

"Nasıl üzülmem baba? Çocuğum olmayacak, baba olamayacağım."

"Olacaksın Uraz. Tedavi oluyorsunuz zaten neden bu kadar karamsarsın? Hem çocuk olmasa bile senden önemli değil."

"İhtimal %70. Ya olmazsa? Adelina'nın eksik hissetmesini, üzülmesini istemiyorum. Bana kırgın olmasını istemiyorum."

"Adelina seni böyle gördükçe daha çok üzülüyor asıl Uraz. O sen olmazsan eksik hisseder, çocuk olmazsa değil.  Hem ben eksik hissedenin sen olduğunu düşünüyorum."

Doğruydu, eksik hissediyordum. 

"Kötüyüm baba."

"Senden çok daha çaresiz hissettiğim zamanlar oldu oğlum."

"Bundan daha çaresiz hissedeceğin ne olabilir ki?"

Babam manidar bir şekilde güldü.

"Adelina'ya deliler gibi aşık olduğun halde sahip olamasan nasıl hissederdin?"

Tanrım! Adelina'ya sahip olamamak mı? Korkunç!

"Düşünmek bile istemiyorum."

Babam gülümsediğinde ben de gülümsedim. Ama yeni fark ettiğim bir şeyi sormazsam çatlardım.

"Sen kime sahip olamadın yaşlı kurt?"

Merakla cevabını beklerken,  babamın buz mavisi gözlerinden hüzün bulutu geçti.

"Zehra'ya."

"Anneme mi? Çabuk anlat Raber Ağa, merak ettim."

Babam anlatmaya başladığında şaşkınlığım hat safhaya ulaşmıştı. Onların aşk evliliği yaptığını dahi bilmiyordum. Tanrım!

"Görmen lazımdı evlat. Ela gözleri öyle güzel bakıyordu ki feleğim şaşmıştı."

Babama bak sen, etkileyici!

"Annen çok acılar çekti Uraz. Hangi kadın sevdiği adamın bir başkasıyla evlenmesini kabullenebilirdi ki?"

"Bir şey sormak istiyorum baba."

"Sor bakalım oğul."

"Şey yani o kadın, kimdi?"

Anne demeye dilim varmıyordu çünkü benim annem zaten vardı.

"Köy beylerinden birinin kızı."

Neden hiç kimse bahsetmemişti ondan? Ya da ailesi neredeydi?

"Ne oldu baba evlendikten sonra?"

"Askerdeydim, Zehra'ma kavuşabilmek için gün sayıyordum. Derken bir yıl geçti, izne geldim. Babama her şeyi anlattım, evleneceğim kız budur dedim. Askerden döndüğünde düğünü yaparız dedi. İçim içime sığmıyordu ve nihayet askerden dönmüştüm. Eve geldiğimde babam konuşalım dedi. Ben Zehra'yla ilgili konuşacakken o bambaşka şeyler söyledi. Kardeşim köyün beyinin oğluna kaçmış. Evleneceksin, töredir dediler. Diretsem de karşı gelemedim, damadın kız kardeşiyle evlendim. Evlendim dedimse nikah yapmadım, oğlan çocuk olsun da bir nikahı öyle yaparız dedim. O kadını hiç bir zaman kabullenemedim ve bakışlarındaki hırstan her zaman korktum. Ona hiç dokunmadım, çocuk haberini alamadıkları için kuma gelecek dediler. Hayır dedim. Aylarca da bununa mücadele ettim. İçkili olduğum bir akşam nasıl olmuşsa birlikte olmuşuz. O gece hamile kalmış sana. Ama seni hiç istemedi. Beni de istemedi aslında oğlum. Kendince sevdiği adamdan aldığı intikam olarak gördü ikimizi de. Seni düşürmek için her şeyi yaptı. Neden mi? Sevdiği adam karısını bıraktı, gel kaçalım dedi ona. İzin vermedim, kaçamazdı. Karnında benim çocuğum varken olmazdı. Yoksa inan bana umrumda olmazdı. Ben onu hiçbir zaman kabullenmemiştim ki.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin