34. BÖLÜM

99.9K 3.1K 219
                                    

Şu kadar yorum olmazsa yazmayacağım, şu kadar vote olmazsa bölüm paylaşmayacağım demiyorum ve siz değerli okuyucularım sağ olun beni yorumsuz ve votesiz bırakmıyorsunuz. Her ne kadar istemeden de olsa (sağlık sorunları yüzünden) sizi çok bekletmiş olsam da şimdi bunun acısını çıkarmaya çalışıyorum, uzun ve sık sık yazarak. Hepinize çok teşekkür ediyorum ve sizi bölümümüzle baş başa  bırakıyorum.





ADELİNA'DAN






Ofise geçtiğimde kimsenin bana bakmadığını fark etmek bir yandan beni rahatlatırken bir yandan da üzmüştü. Tamam kabul, kimsenin hakkımda konuşmasını istemediğim için rahatlıyordum ama insanlar bana yaklaşmamak için çabalarken de ister istemez kendimi kasıyordum. Ben her zamanki bendim. Patronun karısı olmam, mesleki eşitliğimizi bozmazdı. Sonuçta ben onlarla aynı seviyede olan biriydim. Hatta onların kaç yıldır bu holdingde çalışıyorlardı, ben ise yeniydim. Aradan biraz zaman geçince düzelirler nasılsa diye düşünüp kendimi çalışmaya kaptırdığımda, Yelda'nın yanıma gelmesiyle, daha doğrusu kurduğu cümleyle başımı kaldırdım.

"Adelina Hanım bu proje size verildi."

Adelina Hanım mı? Tanrı aşkına hani biz arkadaştık?

"Hanım mı?"

Sesimdeki kızgın tonun elbette farkındaydım ama yapabileceğim bir şey yoktu. Koskoca holdingde arkadaşım olarak gördüğüm tek kişi de bana 'hanım' diyordu.

"Evet efendim."

Yelda benden gözlerini kaçırırken daha fazla sinirlerime hakim olamadım. Hadi ama ben vebalı değildim.

"Ne hanımı Yelda? Biz seninle hani arkadaştık?"

"Oh be. Kızım valla kendimi nasıl kastım bilemezsin. Uraz Bey öyle deyince ne diyeceğimi bilemedim."

Kıkırdadım. Derin bir nefes alıp masamın önündeki tekli koltuğa yayılması beni güldürmüştü.

"Son olaylar yüzünden kimse imada bulunmasın diye öyle yaptı."

"Hıh halt etmiş onlar. Birbirinize çok yakışmışsınız."

Gözlerimin içine kadar ulaşan bir gülümseme tüm yüzümü kaplarken, aklım çoktan Uraz'a kaymıştı.

"Bak bak nasıl da sırıtıyor. Hem sen söyle bakayım siz ne ara evlenmeye karar verdiniz? Sen burada çalışmaya başlamadan önce mi tanışıyordunuz yoksa?"

"Yok ya burada tanıştık."

"Vay vay vay. İlk görüşte aşk desene."

"Imm sanırım öyle de denebilir."

"Ee anlat bakalım nasıl gelişti olaylar? Tabi özel değilse."

"Ne özeli ya saçmalama. Buradaki tek arkadaşım sensin, seninle de konuşmazsak kiminle konuşacağım ben?"

Onun da yüzünü büyük bir gülümseme kaplarken, samimiyetinden bir an bile şüphe etmiyordum.

"Dubaililerle iş yemeği olduğunu günü hatırlıyorsundur, o gün ilk defa yan yana geldik aslında."

Kafasını sallayınca devam ettim anlatmaya.

"Anlaşmayı imzalamış, kutlama için birkaç kadeh bir şeyler içelim demiştik ki adamlardan biri beni taciz etti. Uraz da adamı bir güzel dövdü. Sonra gazete haberleri çıktı. Biz sevgili falan değildik o zaman, anlayacağın yalan haberdi. Sonra da tesadüfler birbirini kovaladı ve bir baktık ki biz gerçekten de sevgili olmuşuz. Son gazete haberini gördüysen eğer orada benim düşük yaptığım yazıyordu. Bunun üstüne Uraz'ın ailesi devreye girdi ve dedikoduların kesilmesi için bir an önce evlenmemizi istediler. İşte sonuç bu."

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Donde viven las historias. Descúbrelo ahora