50. BÖLÜM

75.4K 2.9K 189
                                    

Multi Adelina'nın Kıyafeti :))


ADELİNA'DAN


"Şuna bak Uraz, ne kadar da tatlı."

"Evet aşkım, çok tatlı."

Camın arkasından Eliflerin bebeğini izliyorduk. Uraz arkamdan sarılmıştı ve başımı onun güven veren göğsüne yaslamıştım. Bu adamı seviyordum. Bu adamdan bir parçam olsun istiyordum. Böyle minicik elleri, küçücük dudağı olan babasına benzeyen bir çocuğumuz olsa nasıl olurdu acaba? Uraz onu benden çok sever miydi? Geceleri ağlarsa eğer beni mi uyandırırdı? Bezini değiştirebilir miydi? Mamasını hazırlar mıydı? Gerçi ben bebeğime mama yedirmek istemiyordum o ayrı.

"Özür dilerim Adelina."

Uraz'ın nefret ettiğim bir ses tonuyla fısıldadığı kelimelerle hemen ona döndüm.

"Ne için?"

"Bebek istediğini biliyorum. Bizim bebeğimiz olsa nasıl olurdu acaba diye düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Baksana şu haline! Eliflerin bebeğine bu kadar seviniyorsan kendi bebeğimiz olduğunda yaşayacağın sevinci tahmin edebiliyorum. Ben olmasaydım, eğer baş..ka biriyle ev..evlenmiş olsaydın olurdu."

"Sus artık Uraz, yalvarırım sus. İstediğim şey bebek değil. Neden anlamak istemiyorsun? Ben senin bebeğini istiyorum. Senin gibi gülen, senin gibi kokan, senin gibi bakan... Sadece benden bir parça olduğu için değil, senden de bir parça olduğu için sevmek istiyorum. Sana nasıl bakıyorsam ona da öyle bakma istiyorum. Ben sadece senin bebeğini istiyorum."

Son cümlelerimi ağlayarak söylesem de gerçek buydu. Ben sadece Uraz'ın bebeğini istiyordum. Onun gibi okyanus koksun, onun gibi gülerken gözlerini kıssın istiyorum. İstediğim şey gerçekten de sadece anne olmak değildi. Ben Uraz'ın bebeğinin annesi olmak istiyordum. Tamam, güçlü durmaya çalışıyordum ama o da bir yere kadardı. Verdiğim psikolojik savaş dışında bir de Uraz'ın ruh haliyle savaşıyordum. Onu anlamaya çalışıyordum ama bu konuda pek başarılı olduğum söylenemezdi. Neden bu konuyu bu kadar büyütüyordu? Biz birbirimize yetmez miydik? Tek sorun aşiret miydi? Benim çocuğum olmasa o beni bırakacak mıydı?

Hayır, bırakmayacaktı eminim. Ben nasıl onsuz yapamazsam o da bensiz yapamazdı. Biz birbirimiz için vardık ve ölene kadar da beraber olacaktık. Bizi ayıran tek şey ölüm olacaktı. Ondan asla vazgeçmezdim, asla!

"Ağlama, lütfen ağlama. Özür dilerim özür dilerim özür dile..."

Devam edemedi. Devam etmesini engelleyen şey dudaklarımdı. Eğer bırakırsam binlerce kez özür dileyecekti ama ben onun suçlu hissetmesini istemiyordum. O suçlu değildi.

...

Bugün Eliflerin bebeği nihayet hastaneden çıkıyordu. Zorlu bir süreci geride bırakmıştık. Hem bebek açısından hem de Melih açısından.

Melih tedavisinin ilk günlerinde zorlansa da iki ay içinde hastaneden çıkmayı başarabilmişti. Hayat bebek de kuvözde kaldığı için Elif bu iki ay boyunca her gün hastanedeydi. Elif'in ve bebeğin Melih'in tedavisine olan katkısı yadsınamazdı.

Bize gelecek olursak biz de her şey aynıydı. İki gün sonra Uraz'ın doğum günüydü ve ben hummalı bir çalışma başlatmıştım. Tabi kendimi çok yormuyordum o ayrı.

Eğer tahminimde yanılmıyorsam Uraz'a güzel bir sürprizim olacaktı. Birkaç haftadır olan baş dönmeleri, mide bulanmaları sanki bir şeylerin habercisi gibiydi. Tahlil sonuçlarını bugün alacaktım. Tabi siz şimdi diyeceksiniz ki testi neden kendin yapmadın? Haklısınız da aslında ama buna cesaret edemedim. Tedaviye başladığımız dört aylık süreçte iki defa test yapmıştım ve sonuç negatifti. Adet düzensizliğim stresten oluyordu. Ya da mide bulantılarım psikolojikti.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin