31. BÖLÜM

94.2K 2.9K 239
                                    

ADELİNA'DAN





Uraz'ın kulağıma fısıldadıklarından sonra havai fişekler patlamaya başladı. Kendimi sevgilime, ah pardon kocama fazla kaptırdığım için fark edemedim ve sıçradım. Uraz bu halime gülünce, gözlerimi ondan alamadım. Bir insan bu kadar güzel gülebilir miydi? Ya da gamze bir insana bu kadar mı yakışırdı? Peki ya gülerken gözleri kısılınca? Ve yaşının da etkisiyle oluşan hafif kırışıklar? İnsan her şeyiyle kusursuz olabilir miydi? Bu soru bana daha önce sorulsaydı cevabım kesinlikle hayır olurdu. Ama Uraz'ı gördükten sonra, cevabım evet olmuştu. Evet, bir insan her şeyiyle kusursuz olabilirdi. İnci gibi dişleri, kumral dalgalı saçları, mavi gözleri, gamzeleri, dudakları, kirpikleri...

Dans ederken gözlerinde kayboluyordum. İçimi titretecek kadar yoğun bir aşkla bana bakıyordu. Gözbebeklerinde yansımamı görürken daha da sokuldum ona. Şarkı sözlerini kulağıma fısıldarken ruhumun onun aşkıyla sarsıldığını hissediyordum.

Dansımızı bitirip masaya geçtiğimizde sözlerinin bazılarını anlayamadığım şarkılar eşliğinde halay çekilmişti. Davul zurna eşliğinde sadece erkeklerin oynadığı, aralarına Uraz'ı da almışlardı, bir halay daha çekilirken bakışlarımın odağında sevdiğim adam vardı. Müziğin ritmiyle her hareket edişinde sanki biraz daha aşık oluyordum ona. O ga gözlerini benden ayırmadan oynuyor, mululuğunu bakışlarıyla anlatmaya çalışıyordu. Nihayet şarkılar susup da yemekler yenmeye başladığında, ne zaman reyhani oynayacağımızı merak ediyordum. Uraz'a hiçbir şey söylememiştim ve bu tamamen ona sürpriz olacaktı.

Yemeğimizi bitirdiğimizde annemin işaretiyle heyecanlanmış, kocamın ne yapacağına odaklanmıştım. Reyhani müziği çaldığında Uraz şaşkınlıkla bana bakmış, sonrasında ayağa kalkıp bizi oyun alanına yönlendirmişti. Hala şaşkın bakışları üzerimdeyken, hata yapmamak için dua etmeye çoktan başlamıştım. İnsanlar gözlerini bizden ayırmazken heyecanım her saniye daha da artıyor ve ben de her şeyi unutacağım izlenimini uyandırıyordu. Müziğin ritmiyle kollarımızı hareket ettirirken, Uraz'ın yoğun bakışlarını hissediyordum. Yanlış yapmamak için gözlerimi ondan kaçırdığımda sanırım bir nebze başarılı olmuştum. Bana öyle yoğun bakıyordu ki, kendimi ona kaptırıp birkaç günde zar zor ezberlediğim şeyleri unutmaktan korkuyordum. Nihayet oyunumuz bittiğinde davetlilerden konağı inletecek yoğunlukta bir alkış almıştık. Masamıza geçmek için harekete geçtiğimizde Uraz elimi tuttu.

"Sen nasıl bir şeysin böyle?" diye fısıldadı.

"Beğenmedin mi?" diye merak ettiğim soruyu sordum.

"Beğenmemek mi? Bayıldım Adelina."

"Tamam o zaman." diyip oturacağım sırada beni oyun alanının en görünen yerine çekti.

"Sıra benim sürprizimde öyleyse." dedi.

Ben daha ağzımı açamadan Uraz bir sandalyeye oturup, Melih'in getirdiği gitarı eline aldı. Ayaklı mikrofonu da ayarlayıp, kalabalığın şaşkın bakışları altında konuşmaya başladı.

"Adelina'yla evlenmek en büyük hayalimdi. Ve bugün bu hayalim gerçek oldu. Şimdi karımın gözlerine bakarak ona şarkı söylemek istiyorum."

Ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemezken Uraz gitar çalmaya başladı.

Would you dance (dans eder miydin?)

 if I asked you to dance? (Eğer sana dans teklif etseydim )

Would you run (yoksa koşar mıydın)

 and never look back?( asla geri dönmemek üzere?)

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin