51. BÖLÜM

70.7K 2.8K 121
                                    

İKİ AY ÖNCE ELİF'LERDEN



"Öp beni, lütfen."

"Öpmeyi bilmiyorum."

Melih duyduklarına inanamıyordu. Bir insan bu kadar masum olabilir mi diyordu, bir insan bu kadar temiz olabilir mi?

Elif ise dediğinin şaşkınlığını yaşıyordu. Öpmeyi bilmiyorum ne demekti? Yani seni öpmek istiyorum ama bilmediğim için mi öpemiyorum demekti? Ah! İşler ne zaman bu boyuta ulaşmıştı? Elif ne zamandan beri Melih'in onu öpmesini istiyordu? Ne zamandan beri dudakları onun hasretiyle yanıyordu? Ne zaman yaşadıklarını unutmuştu? Ne zaman o kötü geceyi hatırlamamaya başlamıştı? Melih'in öleceğini düşünmesi miydi onu bu hale getiren? Yoksa bu durumun etkisiyle fark ettiği geç kalınmışlık hissi mi? Elif ne zaman geç kalmıştı Melih'in sıcaklığına? Elif ne zaman gözlerini bu denli kapatmıştı Melih'e? Gözlerinin açılması için Melih'in ölmesi mi gerekiyordu? İlla onu kayıp mı etmeliydi? Hayır dedi kendi kendine. Onu kaybetmek istemiyorum, onun sıcaklığına ihtiyacım var.

"Sen hiç öpüşmedin mi?"

Melih'in sorusuydu Elif'i karmaşık duygulara sürükleyen. Bir yanı kızgındı, bir yanı utangaç. Kızgındı, çünkü böyle bir soruyu beklemiyordu. Melih onun bu tarz ilişkiler yaşamış biri olduğunu mu düşünüyordu? Utangaçtı, çünkü öpüşmeyi dahi bilmiyordu. Neden bu kadar tecrübesizdi ki? Ne zaman bu kadar sığ yaşamayı seçmişti?

On beş yaşında dedi kalbi, kadınlığa adım attığında.

"Öğreteyim mi?"

Melih'in fısıltısı kulaklarına dolduğunda, sıcak ve tatlı nefesi de dudaklarındaydı. Öğret demek istiyordu Elif, öğret ve beni her zaman öp.

"O..olur."

Melih kulaklarına inanamadı o an. Olur mu demişti badem gözlüsü? Öğret mi demek istiyordu yani? Yanıyordu Melih. Aşktan, arzudan cayır cayır yanıyordu.

Dudakları birleştiğinde yanıyordu Elif. Aşık olduğu adamın nefesiyle yıkanıyordu ruhu. Tiksinmiyordu, korkmuyordu. Sadece istiyordu. Neyi istediğini bilmiyordu, neden istediğini de bilmiyordu. Sadece istiyordu.

...

"Meleğim, çok güzel.."

Elif ve Melih bebeklerini izliyorlardı camın dışından. Minik kızları sessiz sakin uyuyordu. Anne ve babası gibi esmerdi. Erken doğum olduğu için biraz küçüktü tabi ama bu hali bile bambaşkaydı anne babası için. Hem ileride belki de annesi gibi minyon bir şey olur diye düşünüyordu Melih.

"Ay Melih, esmer değil mi?"

"Herhalde yani güzelim. Ben esmer sen esmer, beyaz tenli olacak hali yok ya."

Elif sessizce kıkırdadı. Kim derdi ki Melih'le aralarındaki buzlar yavaş yavaş eriyecek, el ele tutuşup bebeklerini izleyecekler?

"Hadi odaya dönelim, dikişlerin acır."

"Haklısın."

Elif canı acımasın diye yavaş yavaş yürürken Melih destek olmak için tutundu kadınına.

"Canın çok acıyor mu? Kucağıma alabilirim istersen?"

"Yo..yok iyiyim teşekkürler."

Her ne kadar yakınlaşmış da olsalar yaşanılanlar tamamen unutulmamıştı. Elif de Melih de zamana ihtiyacı olduklarının bilincindeydi.

...

"Bebeğinizin anne sütüne ihtiyacı var. Siz biberona sütünüzü sağın, işiniz bittiğinde haber verirsiniz."

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin