48. BÖLÜM

63.9K 2.5K 79
                                    

MEDYADA ELİF :)



ADELİNA'DAN


"Ne oluyor Elif, neden ağlıyorsun?"

"A..Adelina.."

"Ne oldu?"

"Ça...buk gelin. Me.. Melih'e bi..şey oldu. N'olur ça..buk gelin."

Melih'e bir şey mi olmuştu? Kahretsin!

"Alo Elif orada mısın?"

"Elif?"

Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp ekrana baktığımda Elif'in çoktan kapatmış olduğunu fark ettim. Panik içerisinde Uraz'ın yanına gitmeye çalışırken bir yandan da düşünüyordum. Melih'e ne olmuştu? Kaza mı geçirmişti? Vurulmuş muydu? Düşmanı mı vardı? Ne olmuştu, Tanrım ne olmuştu?

Ah tabi ya! Kesin uyuşturucu krizine girmişti.

Hızlı adımlarla erkeklerin oturduğu tarafa yöneldiğimde insanların bana baktığını hissediyordum ama umrumda değildi. Bir yanda abim gibi sevdiğim Melih, diğer yanda can dostum dediğim Elif vardı. Eğer Melih'e bir şey olursa Elif bununla nasıl baş ederdi?

"Bir şey mi oldu gelin ağam?"

"Uraz nerede?"

"Ağam ilerideki masada oturuyor. Çağırayım mı?"

"Beni oraya götürür müsün?"

"Elbet götürürüm gelin ağam."

Birkaç adım sonra nihayet Uraz'ı görebilmiştim. Göz göze geldiğimiz an, surat ifademi anlamış olacak ki birden ayaklandı. Hızla bana doğru geldiğinde insanların bakışları artık tamamen bize odaklanmıştı.

"Ne oldu?"

Uraz'ın sesindeki paniği hissettiğimde onu sakinleştirmek istedim ama elimden gelen bir şey yoktu. Melih onun kardeşim dediği adamdı.

"Melih'e bir şey olmuş. El..."

Uraz cümlemi dahi bitirmeme fırsat vermeden atıldı.

"Bir şey mi olmuş? Ne olmuş düzgünce anlatsana şunu."

İkinci cümleyi bağırarak söylediğinde davul zurna susmuş, ortam koyu bir sessizliğe bürünmüştü.

"Bilmiyorum. Elif aradı, ağlıyordu ve doğru düzgün bir şey demedi. Melih'e bir şey oldu hemen gelin dedi."

"Ne olmuş olabilir ki? Tanrım, kafayı yiyeceğim."

"Bence krize girdi."

Uraz sanki bu ihtimali daha önce hiç düşünmemiş gibi başta şaşırsa da sonunda kendine gelebilmişti.

"Bilmiyorum olabilir. Hemen gidelim."

Onu başımla onayladığımda arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm.

"Ne oluyor oğul?"

Raber babam yanımıza gelmiş endişeyle bize bakıyordu. Uraz'ın gözleri bir şey düşünüyormuşçasına dalmıştı ve adamcağızı daha fazla endişelendirmemek için hemen atladım.

"Melih rahatsızlanmış, Elif bizi İstanbul'a çağırıyor baba."

Cümlemi bitirdiğim an Uraz'ın tok sesini duydum.

"Hemen iki tane uçak bileti ayarlayın, hemen!"

Beni buraya getiren adam hızla yanımızdan ayrılırken babam sorular soruyordu ama pek odaklandığım söylenemezdi. Kafam İstanbul'daydı. Melih'in durumu çok mu ciddiydi? Melih'e bir şey olursa ne yapardık? Hadi kendi üzüntümü geçtim, Elif ile Uraz ne yapardı? Birinin yıllardır can dostuydu, diğerinin ise sevdiği, aşık olduğu adamdı. Hem çocuğunun babasıydı. Daha bebekleri bile doğmamıştı. Eğer Melih'e bir şey olursa o bebek babasız ne yapardı? Uraz amcası olarak ne kadar yetebilirdi ki ona? Elif bu enkazından altından nasıl çıkardı?

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin