33. BÖLÜM

100K 2.7K 141
                                    

MULTİ MELİH HANZADE :))







ELİF'TEN




Duyduğum cümleyle salonun hole açılmış kapısına çevirdim gözlerimi. Taşlanmış siyah kotu ve kaslarını belli eden füme tişörtüyle Melih karşımda duruyordu. Düğünde ettiğimiz danstan sonra onunla hiç konuşmamıştık. Hoş orada da sadece o konuşmuş, ben cevap bile verememiştim. Benden şans istediğini söylediğinde oldukça şaşırmış olsam da tam cevap vereceğim sırada patlayan havai fişeklerle kelimelerimi yutmak zorunda kalmıştım. Tüm gece de yatakta düşüncelerimle boğuşmaktan uyuyamamış ve İstanbul'a dönerken araba yolculuğunu uyuyarak geçirmiştim. Tabi bunda uykusuzluğumun olduğu kadar, nedenini bilmediğim bir yorgunluğun da etkisi vardı. Birkaç gündür o kadar halsizdim ki. Gerçi ben bunu düğün için koşuşturduğumuz saatlere bağlıyordum ya neyse.

"Me..melih"

Evet hala Melih'in karşısında konuşamıyordum. Ama birkaç gün önceki gibi onu görmek istememe gibi bir düşüncem yoktu. Aksine, sanki onu görmek bana güç vermeye başlamış gibiydi.

"Canım."

Canım? Melih bana canım mı diyordu? İyi de neden? Biz ne ara bu kadar samimi olmuştuk?

İki adımda yanıma gelip, bana temas etmemeye dikkat ederek oldukça yakınımda durdu. Bunda 'bana dokunma' dememin etkisi vardı sanırım.

"Seni bir daha bu evde görmek istemiyorum."

Bana bir kez bile bakmadan, gözlerini Ayşen'e dikmiş ve buz gibi bir sesle bu cümleyi kurmuştu. Nasıl yani Melih onu işten mi kovuyordu?

"Ben özür di.."

Ayşen'in bana ahkam keserken kendinden emin olan sesi bir anda titremeye başlayınca, bundan fütursuzca sevinç duydum. Beni gözüne bile göstermeyip atıp tutarken, sevgilim olduğunu söyleyen adamın karşısında korkuyla titremişti. Sahiplenildiğimden mi, yoksa Melih tarafından yüceltildiğimden midir bilinmez, kabuğuna çekilmiş olan özgüvenim gün yüzüne çıkmak istiyordu. Bu durum benim için bir ilkti. Ben özgüven duygusundan bile bihaber olan birisiyken şimdi böyle bir şeyle karşılaşmak, tüm dengelerimi bozuyordu. Ne hissedeceğimi ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ah keşke Adelina burada olsaydı da nasıl davranmam gerektiği konusunda bana yardımcı olsaydı.

"Kes. Hemen şimdi eşyalarını toplayıp gidiyorsun. Birkaç saatlik bir işimiz var, döndüğümüzde burada olmayacaksın."

Melih'in kendinden emin cümlesi Ayşen'in titrek kelimelerini susturduğunda, her zaman gün yüzünde olan vicdanımın sesi bir kez daha kendini kanıtlarcasına yükseldi.

"Buna gerek y.."

"Hayır, buna gerek var."

Melih beni de susturduğunda çaresizlik dolu bakışlarımı ondan ayırıp Ayşen'e döndüm. Her ne kadar bu kızı sevmiyor da olsam bakmak zorunda olduğu hasta annesi ve bir kardeşi olduğunu biliyordum.

"Bu paraya ihtiyacı var."

"Eğer paraya ihtiyacı varsa çenesini tutmayı bilecek."

Haklıydı. Her ne kadar bu paraya ihtiyacı da olsa çenesini tutmayı bilecekti. Bizim işimizin ana kuralı buydu. Ne olursa olsun, çenemizi tutmayı bilmeliydik.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin