41. BÖLÜM

83.8K 2.7K 139
                                    

MEDYADA URAZ ATALAR :))



ADELİNA'DAN



Elif hamileliğinin dördüncü ayına girmişti. Bugün bebeğin cinsiyetini öğreneceklerdi Melih'le ve sonrasında onun evine gideceklerdi. Dün Elif'in tüm eşyaları Melih'in evine taşınmıştı. Aralarında nasıl bir konuşma geçti bilmiyorum ama Elif bebeğin gelişimini görmenin Melih'in de hakkı olduğunu söylemişti. Aslında çok da değişen bir şey olmayacaktı çünkü zaten Melih son zamanlarda bizde kalmaya başlamıştı, Elif'in canının gecenin bir yarısı İskender istemesinden sonra. O gün Uraz korumalardan birini göndermişti ve Melih bunu duyunca resmen çıldırmıştı. O benim çocuğum neden bana haber vermiyorsunuz, ilk defa aş eriyor ve tanımadığım bir adam mı gidip alıyor gibisinden. Haklıydı da aslında. Basit bir mesele gibi görünebilirdi ama öyle değildi. Melih bebeğine aşırı derecede düşkün bir baba adayıydı.

Uraz'ın işe, Eliflerin doktora gitmesinin ardından ben de Yeldalara uğramıştım. Geçen birkaç ay içinde onunla samimiyetimizi ilerletmiştik. Yelda bugün izinli olduğundan evdeydi ve beni kahvaltıya çağırmıştı. Ayşen hala onlarla çalışıyordu ve söylediği şeyler için benden özür dilemişti. Kahvaltıdan sonra da Ayşenlere gidip annesinin sağlık durumuyla ilgilenecektim.


...


Kırmızı ışığı görünce tam durmuştum ki arkadan hızla gelen bir arabanın çarpması bir olmuştu. Bu çarpmanın etkisiyle ben de önümdeki araca çarpmıştım ve tam anlamıyla zincirleme bir kazanın ortasında kalmıştım. Yamulan arabamın içinden sinirle çıktığımda diğer iki aracın da şoförü çıkmıştı.

"Dikkat etsene be kadın arabamı mahvettin."

Önümdeki aracın sahibi suçlu olmadığım halde bana kızınca daha da öfkelendim.

"Ben bir şey yapmadım, ne diyecekseniz bu beyefendiye söyleyin."

"Ne demek ben bir şey yapmadım? Kaç para tutar senin haberin var mı?"

Bu laftan anlamayan adama çirkefleşip bir cevap vereceğim sırada arkadan sert bir ses olaya dahil oldu.

"Bayan doğru söylüyor, suç benim. Parasını da dert etmeyen ben karşılayacağım."

Kibir kokan sese döndüğümde Uraz'dan biraz daha kısa ve biraz daha kassız, esmer bir adamla karşılaştım. Tahminen 28 yaşında falandı. Kimdi ki bu adam?

"Tabi ki karşılayacaksınız."

Öndeki aracın sahibinin sesini duyduğumda çalan telefonumu duyup arabadaki çantama ulaştım. Uraz'ın aradığını görünce hemen açtım.

"Hayır aşkım gidemedim."

"Ufak bir kaza atlattım."

"Hayır hayır gerek yok iyiyim gerçekten."

"Viaport'un oradayım, bekliyorum."

Arkamı döndüğümde iki adamı anlaşmış bir şekilde görünce gülümsedim. Sonunda ya başım şişmişti.

Esmer adam yanıma geldiğinde aynı ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Özür dilerim hanımefendi. Sizin de hasarınızı karşılayacağıma emin olabilirsiniz."

"Gerek yok beyefendi, önemli bir şey yok zaten."

Bu fazla kibirli adama gıcık olmuştum.

"Ben Ufuk Yücetan."

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin