10. BÖLÜM

110K 3.2K 363
                                    

URAZ'DAN

Yemeğimizi yerken sessizleşmişti. O kadar acıkmıştı ki neredeyse nefes almadan yiyordu. Hamile olacağı zamanları düşündüm o zaman da böyle mi yiyecekti acaba? Karnı belirginleşmiş, önünde çikolatalı pasta yine böyle nefes almadan yiyen Adelina.. Yedikten sonra derin bir nefes alıp karnını okşayan kadınım.. O bebeğin benden olması.. Düşüncesi bile nefesimi kesmeye yetiyordu. Benim kadınım olacak, benim yatağımda uyuyacak, benim kollarıma kendini bırakacaktı. Kendimi kaybedecektim onda saatlerce, gecelerce, yıllarca.. Hiç bıkmayacaktım, her seferinde daha büyük bir arzuyla sahip olacaktım sevdiğime.. Artık daha fazla beklemeyecektim. Evde kaldığı sürece yakınlaşacaktım. O iyileşince gitmek isteyecekti ama ben göndereceğimden pek emin değildim..

ADELİNA'DAN

Tostları yedikten sonra kafamı kaldırıp Uraz Bey'e baktım, bir şey düşünüyor gibiydi. İlk defa inceledim onu. Kesinlikle çok yakışıklı bir adamdı. Benim gibi mavi gözleri vardı, saçları da açık kahverengiydi. Biçimli bir burnu vardı bir heykeltraşın elinden çıkmış gibiydi. Dolgun pembemsi dudakları vardı. Gamzeleri vardı konuşunca bile belli oluyordu, kirli sakallıydı. 30'lu yaşlardaydı ve gülünce gözlerinin çevresinde hafif bir kırışıklık oluyordu. Bu onu daha da çekici yapıyordu. Dünyaca ünlü bir ressamın elinden çıkma tablo gibiydi, sanat eseriydi ve nefes kesiciydi. Kadınların onun peşinde neden koştuğunu anlamak için ona bir kere bakmak yeterliydi. O mavi gözlerindeki gizemli bakış daha da çekiyordu insanı kendisine. Sert bir duruşu vardı, herkes ondan korkuyordu. Kendine güvenen biriydi, bu onu daha da çekici yapıyordu. Ege'yi seviyor olmasam ben bile bu adamın cazibesine kapılabilirdim ama dedim ya benim kalbim Ege'yle doluydu. Bana bu kadar şey yaptıktan sonra nasıl hala onu seviyordum bilmiyordum ama seviyordum işte. Şimdi kapıdan girse yine kalbim hızlanırdı, yine heyecanlanırdım. Ama ona karşı içimde yoğun bir öfke de vardı. Bana hiç acımadan vurmuş, hakaretler yağdırmıştı, aldatmıştı. Hadi sarhoştu da dövdü diyorum ama ya aldatması? Sarhoş falan değildi beni aldattığında. Zaten affı da yoktu bunun. Artık önüme bakmalı ve Ege'yi tamamen aklımdan ve kalbimden çıkarmalıydım. Zor olacaktı ama yapacaktım.

"Adelina hazırlanman için hemşireyi çağırayım ben çıkalım bizde bir an önce."

Uraz Bey'in sesiyle arındım düşüncelerimden.

"Tamam olur. Ama giyecek kıyafetim yok ki yanımda."

"Ben aldırdım bişeyler sen bunu dert etme. Neyse gidiyorum ben."

Bir süre sonra hemşire elinde kıyafetlerle geldi. Her şeyi düşünmüştü Uraz Bey. Ayakkabısından iç çamaşırına kadar..

"Göğüs kafesinizdeki çatlak için sütyen takmasanız birkaç gün daha iyi olur. Fazla dar şeyler de giymemenizi tembihledi doktor bey. Zaten Uraz Bey eminim çok dikkat edecektir." deyip imalı bir bakış attı kadın. Hey bir dakika bu da neydi şimdi?

Eşofman takımı, beyaz atlet ve adidas ayakkabılar.. İşte şimdi hazırdım. Ama sütyen takmayınca rahat hissetmemiştim kendimi. Neyse bir iki gündü zaten..

Uraz Bey kapıyı çalıp içeriye girince hemşire yine imalı bakışlar altında çıktı. Uraz Bey de bana bakıyordu.

"Hadi biz de çıkalım şoför aşağıda bekliyor." dedi gülümseyerek.

Ayakta durmakta ve yürümekte zorlanıyordum. Bunu o da fark etti. Belimden tutarak bana destek oldu ve odadan çıktık. Hastaneden çıkana kadar her zamanki gibi bakışlar bizim üzerimizdeydi. Kadınların çoğu kıskançlıkla bakıyordu. Bu adam ne kadar popülerdi böyle. Nihayet arabaya ulaşmıştık sonunda.

"Fazla hızlı gitme, araba da sarsıntı olmasını istemiyorum."

"Peki efendim."

Bu kısa konuşmadan sonra sessizce devam ettik yola. Yarım saatlik yolculuktan sonra oldukça büyük bir kapının önünde durdu araba. Kapı açılınca şato gibi bir ev çıktı karşımıza. Tanrı aşkına bu ne lükstü böyle. Uraz Bey bu kadar zengin miydi? Hah bendeki de laf. Adam en zengin iş adamı seçilmiş benim düşündüğüme bak.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin