20. BÖLÜM

162K 3.1K 161
                                    

ADELİNA'DAN


Sabah erken uyanmış kahvaltı hazırlamaya karar vermiştim. Üzerime bir tayt ve tişört giyip mutfağa geçtim. Saah daha altıydı ama uykum yoktu napayım? Konağın mutfağı baya büyüktü, eşyaların yerini bulmakta zorlanmıştım. Bulduğum yufkaları parçalara ayırıp içine peynir koyarak sardım. Sigara börekleri kızartılmaya hazırdı. Bir kapta da yumurtaları çırpıp içine rendelenmiş patates ve kaşarı ekledim. Tuz da atınca omletim hazırdı. Dolaptaki kahvaltılıkların hepsini özenle masaya yerleştirmiştim. Çalışanlar zaten o kadar çok şey hazırlayıp dolaba koymuşlardı ki benim yaptıklarım fazlaydı. Mutfağa dönüp çayın suyunu koymuş, börekleri kızartmaya başlamıştım. Omleti de yaptıktan sonra masaya geçmiştim. Yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı konaktaki çalışanlar. Beni görünce hepsi şaşırmıştı.

"Gelin ağam bizi uyandırsaydınız keşke. Siz niye zahmet ettiniz?"

"Öncelikle hepinize günaydın bayanlar. Siz zaten çoğu şeyleri hazırlamıştınız sadece börekle omlet yaptım ben. Hem yorulmadım merak etmeyin. Hadi şimdi siz eksik varsa tamamlayın bende bir duş alayım."

"Tamam gelinağam börekleri biz kızartırız sıcak sıcak yersiniz."

"Aa ben kızartıp masaya götürdüm bile. Bunları size ayırdım, siz kendiniz kızartıp yersiniz. Omletin malzemelerini de hazırlayıp bıraktım size."

Yüzlerini bir anda büyük bir gülümseme kaplamıştı.

"Çok sağ olasın gelin ağam. Bizi düşünmen bizi çok mutlu etti."

"Siz de bu evin halkısınız tabi ki düşüneceğim. Hadi bayanlar lafa tutmayın beni şimdi uyanacak millet."

Hızla odaya geçip kısa bir duş aldım. Giydiklerimi de kirliye attım çünkü buram buram yağ kokmuşlardı. Elbiselerimi de giyinip Elif'i uyandırdım.

"Elif hadi uyan kahvaltı hazır."

"Tamam geliyorum." diyip kafasını tekrar yastığa gömdü. Gülümseyerek çıktım odadan.

Aşağı indiğimde annemler de uyanmıştı. Çalışanlarla konuşuyorlardı.

"Güzel gelinim bize kendi elleriyle kahvaltı  mı hazırlamış bakayım?" dedi babam gülerek.

"Annemle babam beğenir mi diye düşünüp deneyeyim dedim." diyerek gülümsedim.

"Uraz hiç aklına gelmemiştir kesin." diyerek büyük bir gülümseme oturttu Zehra annem yüzüne. Utanarak kafamı eğdim.

"Utandırma kızı Zehra." diyerek araya girdi babam.

Melih ile Elif de merdivenlerde örünmüştü ama Uraz hala ortalarda yoktu. Bunu annem de fark etmiş olacak ki sadece benim duyabileceğim şekilde seslendi.

"Kızım git deli oğlanı uyandır daha uyanamadı anlaşılan."

Şaşırmıştım. Ben mi gidecektim?

"Be..ben mi?"

"Tabi sen şaşkın. Nişanlın değil mi?"

"Gideyim ben o zaman."

Merdivenleri çıkış hızımın aksine usul usul yaklaştım kapısına. Duvara dayanıp elimi kalbime koydum. Nasıl da hızlıydı? Ee tabi aşık olduğumu anladıktan sonra ilk defa görecektim onu. Yavaşça açtım kapıyı içeri süzüldüm. Elinin biri karnında biri yastığında uyuyordu. Kusursuz yüzü ve vücuduyla o kadar çekiciydi ki. Gidip dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum. yatağın kenarına oturup inceledim yüzünü. Uzun ve kıvrık kirpiklerinin gölgesi yüzüne düşmüştü. Kumral dağınık saçları fazlasıyla okşanası duruyordu. Bir günlük sakalları ona o kadar yakışıyordu ki. Dayanamayıp parmaklarımı gezdirdim yüzünde.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin