79.Bölüm (Meraklı Timin Arayışı)

350 57 129
                                    

GRAY

"Sen Kurt Kral olmalısın." Bana dönüp endişeli bir şekilde baktıktan sonra "Sen de...?" dedi hatırlamaya çalışarak ama hatırlayamayacağı o kadar barizdi ki ona yardım etmek için "Gray." dedim. "Natsu'nun ailesindenim."

"Ah..." Tebessüm etti. "Tabii ki öylesin, başka türlü yanıma kadar gelmene izin vermezlerdi." Kurt Kral ismini yürüyen egoyla ne zaman değiştireceğini bilmediğim bu adama sadece sakince gülümsemekke yetinmiştim.

"Beklediğimden erken geldin." Kafamı çevirdiğimdeyse Hockney'in beni karşılamak için geldiğini fark ettim. Bize fazla yardımı dokunmuş biri olduğu kesindi ve hala da yardım etmeye devam ediyordu.

"Şey..." Omuz silktim. "Natsu ayak işlerini yaptırmak için gönderdi diyebiliriz." Kaşlarını çatmıştı. "Bir şeye mi ihtiyacı var?"

Kurt Kral oturmamı işaret ederken ben de iç çekerek "Evet, var." demiştim. Ben koltuğa yerleşirken herkes ciddi bir ruh haline bürünmüştü. "Ortalık biraz karışık." Güldüm. "Aslında ortalık bayağı karışık."

İkisinin de bakışları beni onaylar gibiydi, yürüyen ego bu duruma hak vererek ukalaca gülmüştü bıyık altından. "Öyle karışık ki nasıl toparlayacağımızı ve nerden başlayacağımızı bilmiyoruz." Arkama yaslanırken "Yine de bir yerden başlamamız gerek ve Natsu o bir yeri bildiğini düşünüyor." demiştim.

Laxus anlamayarak ellerini iki yana doğru açtı. "Eşinin başına gelen şey için üzgünüm ve Tanrıça klanı için ona her türlü yardım ederim ama..." Bakışlarında bir şeyleri tamamlama açlığı duyan bir adamın izleri vardı. "Başlayacağı yerin benimle ne ilgisi var?"

"Taş." Dedi Hockney gözlerini benden ayırmadan. "Onu merak ediyorsunuz, öyle değil mi?" Gelecek zaman ucubesine bakıp "Evet." dedim sitem ederek. "Keşke bitirmeme izin verseydin."

"Üzgünüm, zihnime akan şeyler taştığında kendimi kontrol edemiyorum." Göz devirerek "Onu sessize almanın bir yolu yok." demişti Laxus. "Olsaydı, inan çoktan yapmıştım."

"Bunu ben de görmek isterdim doğrusu."

"Ben hala burdayım, bilmem farkıda mısınız?"

"Alınma, Hockey." Sırtına vurdum dostça. "Kişisel bir şey değil."

O cevap vermeyince oluşan rahatsız sessizliğe karşılık öksürerek ana konuya geri dönme ihtiyacı hissetmişti Laxus. "Evet, en son taş diyorduk."

İlgiyi tekrar ciddiyette topladıktan sonra "Hangi taştan bahsediyorsun?" diye sordu. "Eşimden dolayı güç dengeleyicileri ailemin bir parçası ve onlar çok çeşitli taşlar kullanırlar."

"Duyulanlar ne kadar doğru bilmiyorum ama Tanrıça klanının senden bir taş çaldığından bahsediyorlar." Gözlerimi kısmıştım. "Önemli bir taşmış."

Yutkunduktan sonra göz ucuyla Hockney'e bakdı. "Anlayıp beni yormadığına sevindim."

Kendini toparlarken "Bu gelecek gözlüğü de bunun için buraya geldi, ona her şeyi anlattım ama sen ayrı bir ilgi gösteriyor gibisin." diyerek konuyu üzerime çekmeye çalışmıştı.

"Natsu'nun bu bilgiye acil ulaşması gerekti." Rahat görünmeye çalışıyordum. Khun özellikle Zeref'ten bahsetmemem gerektiğini söylemişti. Sanırım Natsu ile aralarını düzeltmiş olmaları Zeref'e karşı olan kinlerinin bittiği anlamına gelmiyordu.

Göz ucuyla Hockney'e bakıp "Ayrıca Urek de kurtlanmaya başladı." demiştim. "Bay Donuk Göz'ün kıçının keyfini bekleyeceksem işim bitmiş demektir, diye söyleniyordu en son."

Suck My SoulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin