20.Bölüm (Kral'ın Haykırışı)

1.4K 181 352
                                    

NATSU

Hala aklım bunun gerçek olabileceğini almıyorken zihnim eski anılarla dolup taşıyordu ve bu beynimi yıkamak istememe neden oluyordu.

"Natsu, bugün bize harika bir tatil planı yaptım!"

"Çalıştığın için rahatsız mı ettim? Üzgünüm, sadece seni görmek istemiştim."

"Natsu, bugünlerde biraz yorgun gibisin. Yoksa benimle mi bir ilgisi var?"

"Ah! Senin için kurulla konuştum, vampirlere daha sıcak bakmaları için elimden geleni yapıyorum."

"Natsu?! Her yer alev almış, biri burayı yerle bir ediyor?!"

"Sen misin? Bu alevler... Senin mi?"

"Yemin ediyorum sana ihanet etmedim ben! Seni seviyorum, bunu biliyorsun!"

"Sana asla ihanet etme... Ne? Haberin var mıydı? En başından beri mi?"

"Beni hiç sevmediğini mi söylüyorsun? Lütfen yalan söylediğini, söyle. Bak, şu an sinirlisin. Daha sonra tekrar konuşalım."

"Ben seni sevmekten başka hiçbir şey yapmadım."

"Doğru mu bu? Hepsi bir oyun muydu? Beni asla sevmedin. Oysa ki gözlerime bakıp çok güzel gülüyordun. Ben sanmıştım ki..."

"Demek ölmemi bu kadar içten istiyorsun? Bu gerçek mi? Gerçekten benden beni kendi ellerinle öldürecek kadar çok mu nefret ediyorsun?"

"Lanet olsun sana Dragneel, Tanrıça olarak lanetim sonsuza kadar üzerinde olsun, sonsuza kadar yalnız kal ve kıymetini bilemediğin o aşka asla kavuşama. Çünkü sen buna layıksın."

"Evet, son sözüm bu. Cehennemde görüşürüz."

"AAAAHHHHHHHHHH!"

Çık aklımdan çık! Ağlamamı durduramıyorken ne kadar kalpsiz davrandığım gerçeği gittikçe yüzüme vurulmaya başlamıştı.

İlk kez hıçkırarak ağlıyordum ve ilk kez gerçekten pişman olmuştum. Kalbimdeki sızı gittikçe büyüyordu sanki beni delik teşik ediyormuş gibiydi.

O da böyle mi hissetmişti? Hayır. Çok daha kötüsünü hissettiğine eminim. Sevdiği adam tarafından öldürülmek korkunç bir şey olsa gerek ama!

Ama! Birinin sevdiği kadını ondan öylece koparmakta çok ağır değil mi? Benim suçum. Hepsi benim suçum. Duygusuz herifin teki olduğum için başıma açılan bu lanet gelip en sevdiğim insanı buldu.

Hemde sonunda sevebiliyorken... Aşk gerçekten acımasız bir şeymiş. Kaybetme korkusu iliklerime kadar işleyip beni delirtmişken onu tam bulmuşken bu sefer gerçekten kaybetmek ölmek istememe neden oluyor.

Hiçbir kadını mutlu etmeyi beceremiyorum, öyle değil mi? Özellikle de onu... Onu mutlu etmek için ekstra hiçbir şey yapmıyordum ama o en soğuk davranışımla bile mutlu olup yanımdan ayrılmıyordu.

Onu öldürdüm. Kanı hala ellerimde ve ne kadar silersem sileyim gitmeyecek. Beni bu denli seven suçsuz bir kadını gözümü kırpmadan gülümseyerek öldürdüm.

Daha ne kadar şerefsiz olabilirim ki? Daha ne kadar canavar olabilirim?!

"Özür dilerim. Özür dilerim. Gerçekten özür dilerim. Özür dilerim! Ama lütfen onun yerine beni öldür! Cehennemde görüşürüz dememiş miydin?! Benim cehennemim burası! Lütfen! Sana yalvarıyorum, durdur şunu!"

Suck My SoulWhere stories live. Discover now