60.Bölüm (Katilin Kan Savaşı)

442 80 64
                                    

NATSU

Üzerimdeki bu şok etkisini atıp kendime gelmek için kafamı iki yana salladım ve derin derin nefes alıp verdim sakinleşmek için. Kafamı önüme eğmiştim çünkü gözlerimdeki bakışların ortaya çıkmasını istemiyordum, bu onun için fazla ürkütücü olurdu.

"Yani ne olmuş?" Diye sordum kafamı kaldırmadan. "Melezsen ve alevlerimi emebiliyorsan, ne olmuş?" Kafamı yavaşça kaldırıp gözlerine baktıktan sonra "Yine de bu beni durdurmana yetmez." demiştim.

"Gözlerindeki bakışı sevdim, Kral-chan." İç çekti. "Ama beni sadece kararlılıkla yenemezsin, burası hayaller dünyası değil."

Kaslarımı gevşetirken "Görelim bakalım." dedim. Alevlerimi emebiliyor olabilirdi ama bir Vampir Kral yalnızca alevlerden ibaret değildi, boşuna kral değildim ben. Hala kan mühürlerim ve yok etme arzum vardı.

Lucy'nin törpülediği canavar yönümü tekrar ortaya çıkaracağım aklımın ucundan bile geçmezdi ama başka şansım yoktu. Ailemi ve eşimi korumak için canavarda olurdum katilde.

Gözlerime dolan kan tutkusuyla vücudumda siyah mühürler belirmeye başlamıştı, etrafıma yayılan alevler sanki bir yangının içindeymişiz hissi yaratıyordu. Gülümsedim, böyle çetin bir rakiple dövüşmeyeli uzun zaman olmuştu gerçekten.

Sanki hep bu anı beklemiş gibi mutluydum, uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sanki hep bu anı beklemiş gibi mutluydum, uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim. Her hamleme karşışık veriyordu, alevlerimi emiyordu ve yanağıma bir çizik atmıştı, gerçekten bu harikaydı.

Ürkütücüydü ama harikaydı, bayağıdır dövüşürken iyi yanımı kenara atma fırsatını bulamamıştım ama şimdi öldürme arzusuyla savaşabilirdim çünkü bu bir öl ya da öldür meselesiydi.

Vücudumdaki alevlerle siyah mühürlerimi yakarken "Heyecandan yerimde duramıyorum." dedim. "Acayip gaza geldim!"

Byakuran'ın suratındaki ifade değişmemiş olsa bile gerildiği durgunluğundan anlaşılıyordu, en azından artık laf sokmayı bırakmıştı da ben de kafa dinler olmuştum.

Elimi yanağımdaki çiziğe götürdüm ve ordan akan kanı alıp vücudumun dışına çektim sanki bir iplikmiş gibi. Elimde toplandığında alevlerimi onunla sarmıştım bu kez.

Ona tekrar saldırdığımda alevlerim sönmek yerine kanımın yanmasıyla daha da artıyordu, bunun sayesinde karnına sert bir yumruk attım ve geriye doğru gidip binaya sertçe çarpmasını izledim.

Yıkılan binanın ortaya çıkardığı tozlar ortadan kaybolmaya başlayınca onun kendini ağır bir darbe almaktan korumuş olduğunu gördüm, hiçbir şeyi yokmuş gibiydi.

Ama yaklaştığında ağzının kenarından akan bir damla kanı gördüğümden "Lezzetli görünüyor." diyerek gülümsedim. "Bir melezin kanı kim bilir nasıldır?" Kanı eline sildikten sonra "Tavsiye etmem." demişti. "Sana fazla acı gelebilir."

Suck My SoulWhere stories live. Discover now