37.Bölüm (Günlük Adamın Sayfası)

752 101 63
                                    

UREK

Natsu'ya baskın yapmak için Khun'u ikna etmiştim ama kapıya geldiğimizde içeriden Loke'un sesinin geldiğini fark ettim. O ikisi yine karşı karşıyaydı demek. Hiçbir zaman birbirlerine zıt gitmekten geri durmadıkları bir bağları vardı. Derin bir iç çektim.

"Aah, bunun olacağı belliydi." Khun'u durdurup "Dönelim." dedim. "Ortam şu an gergindir ve böyle bir ortama dalarak kendi eğlenceme komplo kurmak istemiyorum."

"Buraya gelmekteki eğlence anlayışın neydi ki?"

Omuz silkip "Şey beklemediği bir anda kendimi eve atıp yaralı numarası yapabilirdim, evde kimseyi göremediği için endişeli olduğundan buna güzel bir tepki verirdi." Bana boş boş bakmasına aldırmadan heyecanıma devam ettim. "Ya da onları iş üstünde basıp onu kızdırabilirdim." Bu sefer gözlerini devirip "İğrençsin." demekle yetinmişti sadece.

"Neyse, iki türlü de istediğimi elde edemeyeceğim çünkü Loke yasak mevzuya girdi bu konuşma uzar." Elimi alnıma vurup "Ne yazık ki konu Natsu'nun geçmişinden açıldığında ortaya hiçbir zaman iyi şeyler dökülmüyor." dedim bıkmış bir halde.

Yürümeye başladığımızda "Loke kötü birine benzemiyor." diyerek fikir belirten Khun'a kocaman gülümseyerek "Değil zaten." dedim. "Sadece Natsu ile anlaşamıyorlar."

"Onu bunun için pek suçlayamam. Natsu geçmişte pek de parlak biri değildi sonuçta." Ona karşı çıkarak "Şimdi parlak mı ki?!" diye sorduktan sonra yumruklarımı sıkmaya başlamıştım. "O hala aynı bencil herif."

Khun omuz silkip "O bencil herif için yapman gerekenden çok daha fazlasını yapıyorsun ama." dediğinde karşılık veremeyip kızarmıştım. Çocuk gibi dudaklarımı büzdüm ve gözlerimi ondan kaçırarak "Çünkü yerimi alabilecek bir tek o var." dedim iki elimin parmaklarını birleştirmeye çalışırken.

Bu halime gülerken "Senden harika bir baba olur." demişti. "Ah, çocuk demişken." Bana beklentiyle bakan yüzü  "Garam ile ne zaman benim için konuşacaksın?" sorumla birlikte şaşkın bir hal almıştı. "Çocuktan yola çıkıp konuyu nasıl Garam'a bağlamayı başarabildin böyle?!"

"Nasıl olacak? Çocuklarının babası olabileceğim tek kadın Garam sonuçta. Mantıklı değil mi?

"Cidden ıslah olmazsın sen. O seni görmek dahi istemiyorken hemde, üstelik ihanetlerinin ardı arkası da kesilmiyor." Kulaklarımı kaşıyormuş gibi yaparak onu duymamazlıktan gelmeye çalıştım. "Hey! Dikkatini bana ver, burda seni kurtarmaya çalışıyorum!"

"Ah! Gerçekten mi? O zaman onunla konuşacak mısın?" Kafasını hayır anlamında iki yana salladıktan sonra "Üzgünüm ama ondan pek hoşlanmıyorum." dedi. "Üstelik neden böyle bir şey yapmam gerekiyormuş ki?!"

"Çünkü ben tek başıma bir haltı beceremiyorum ve sen tanıdığım en zeki insansın." Göz devirip "Hayır." dedi. "Beni pohpohlaman işe yaramayacak."

"Lütfen Bay Khun Aguero Agnes."

"Kapa çeneni! Onunla konuşmayacağım!"

"Lütfen."

"Asla olmaz. Asla. Hem de asla"

Ona yavru köpek bakışları atmaya devam ettim. "En iyi arkadaşım olduğunu düşünmeye başlamıştım halbuki...."

"Hayır dedim, öyle değil mi? Hayır hayırdır!"

"Yani yapmayacak mısın?"

"Asla yapmayacağım!"

(O sırada birkaç hafta geçtikten sonra Garam'ın karşısında oturan Khun)

"Aah- Kahretsin...! Bunu yaptığıma inanamıyorum. Kalbim... Bu kadar iyi olmak kalbime hiç iyi gelmiyor."

Suck My SoulWhere stories live. Discover now