23.Bölüm (Geçmişin Cezası)

1.2K 191 203
                                    

NATSU

Bu sefer bana emir veren kişi Lucy olmuştu ve sanırım bu evlilik tamamen onun komutasında olacaktı. Ne diyebilirim ki eğer hanımım o olacaksa hanım köylü olmaya razıyım.

Dudaklarımız buluştuğunda bu yavaş bir öpücük olmuştu. Yavaştı ama tutkuluydu. Yumuşak dudakları beni kendimden geçirirken salondan bir öksürme sesi gelmişti.

Ah, doğru ya! Düğünün ortasındaydık, öyle değil mi? Tamamen aklımdan gitmişti. Lucy bozuntuya vermemeye çalışarak kadehini kaldırdığında bende ona eşlik ettim.

"O zaman eğlence başlasın!"

Bu sihirli cümleyle birlikte her şey fazlasıyla güzel ilerlemişti. Dans gösterileri, müzik şöleni, ziyafet... Gerçekten istediğimizden fazlasını yapmışlardı.

Bu çoşkulu tören araya dinlenmek isteyenler için romantik bir dans müziği aldığında bu sefer Lucy tamamen kendi isteğiyle benimle dans ediyordu.

"İlk dansımızı hatırlıyor musun?"

Hüzünlü bir şekilde gülümsedim. "Hatırlatmasan olmaz mı? Omzumda ağladığını düşününce kendi kendime lanet ediyorum."

Boynumdaki ellerini bana daha çok sarıp "Lanetlerle yeterince uğraştık, durup dururken çağırıp durma şu gücü." dedikten sonra dudağıma bir öpücük bırakmıştı.

Elimi beline biraz daha sıkı sardığımda gözleri cürretkar bir şekilde gözlerimi bulmuştu. Bana bakışında bir sesleniş vardı sanki, beni özlediğini söyleyen gözlerdi bunlar.

Bitmesin istemediğim bu dansta bitince ellerimi belinden çekmek zorunda kalmıştım. Tören gözüme fazla uzun görünmeye başlamıştı ve her dokunuşumuz bölündüğünde karnıma bir sancı giriyordu.

Gülümseyerek Gray'e "Her şey için teşekkürler. Harika bir düğün olmuş." dediğimde "Senin için değil Lucy için yaptım." diyerek onunla kadeh tokuşturmuştu.

Göz devirdim. "Bu kadar da kız tarafı olunmaz ki." Sonra şikayet etmeye gelmişti sıra. "Hani kavga edecek olsak tarafımızı tutan çıkmayacak, hep özür dileyen taraf ben olmak zorunda kalacağım."

Bu şikayetim yakınlarda bulunan herkesten gayet rahat "Evet." onaylamasını alınca derin bir iç çekip "İç güveysi geldim de haberim mi yok nedir?" diye sormuştum.

Urek heyecanla arkamdan el sallayarak "Haline şükret, ben ona bile razıyım!" diye bağırarak gelmişti ve neşesi yerinde gibi görünüyordu.

Sinirlenerek "Şu Garam takıntından kurtul artık yoksa sonsuza kadar bekar kalacaksın." dediğimde omuz silkip "Bekar olmamla sıkıntın ne, bebeğim? Lucy'i bırakıp beni mi alacaksın?" diye sorduğunda Lucy gözlerini bize dikmişti.

"Bilmem gereken bir şey varsa ya şimdi söyleyin ya da sonsuza kadar susun."

Ben masumca "Neyi kastediyorsun?" derken Urek sinsice kolunu omzuma atmıştı. "Neyi olacak? Ateşli öğretmen öğrenci yıllarımızı, bebeğim."

Juvia'nın aşk rakibi bakışlarını gördüğüm eşim gülümsüyordu. "İkinizi de aynı tabuta koyup magmaya doğru yeraltına göndereyim mi yoksa aranıza mesafe koyar mısınız?"

Suck My SoulWhere stories live. Discover now