♕62.bölüm♕

6.4K 411 60
                                    

Beyaz çiçekli bir çelenk gri ufku sarsan şimşeğin ışığında parlıyor; gök maytapların hükmettiği pist misali bir aydınlanıp bir sönüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beyaz çiçekli bir çelenk gri ufku sarsan şimşeğin ışığında parlıyor; gök maytapların hükmettiği pist misali bir aydınlanıp bir sönüyordu. Geçmişi koynunda saklayan soğuk kar havası dramatik bir ana şahitlik ediyordu.

O sabah Sacramento'da karla karışık yağmur yağıyordu ve genç kız babasının ikinci kez kaybedilişine şahitlik ediyordu.

Bir insanı iki kez kaybetmek onun gözünde sık rastlanır bir durum değildi. Görüşünü engelleyen kar taneleri kirpik uçlarına değiyordu eliyle kirpiklerine dokundu. Zoraki bir yönlendirmeyle bedenini nihayet varmak istediği noktaya kadar sürükleyebilmişti : tabutun karşısına.

Hristiyan geleneklerine göre, toprağa verilmeden evvel kahverengi kutunun açılmasına ve insanların sevdiklerini son kez görmelerine izin verilirdi. Ancak on yılı aşkın bir süre önce ölmüş biri için bu geleneğin sürdürülmesi imkansızdı.

Greenhaven Neighborhood kilisesi, Sacramento'nun güneyinde kahverengi çatılı tek katlı eski bir yapıydı. Hemen yakınlarındaki aile kabristanı morumsu sis tabakasının ardında patika bitiminde görünüyordu.

O buraya geçmişi gömmeye, zihnindeki kara pençeyi sonsuza dek kaybetmeye gelmişti; bir bakıma ruhunu özgür bırakmanın en uygun yeri harap ruhlar, şişmiş ve çürümüş cesetlerin aydınlığını yutmuş diyarda gizliydi. Ortam kaynamış ıhlamur misali kokuyordu.

Nefesini tuttu, birkaç adım attı ayağının altındaki buzlar çıtırdıyordu. Aralanan tabut kapağının hemen yanında başka bir mezardan sökülen eski, küf kokulu, cıvık karları üzerinde eriten bir kapak daha vardı. Kazılan mezarın hemen yanında, başka bir mezar taşı göze çarpıyordu.

Elini uzattı; parmak uçları soğuktan donmuş gibiydi ve taşa kazınmış basit Latin harflerini okudu:

23;56 W.E

13; R.C

Tanrım, bu anı bir yerlerden hatırlıyordu; fakat tek farkla bu defa anlam veremediği sayı ve harflerin dışında bir de isim işlenmişti soğuk mermere.Annesinin ismi.

Orada öylece dikilirken tüm parçaların nasıl birdenbire bir araya geldiğine ve bu parçanın başkahramanı olduğuna inanamıyordu. Kahverengi tabut açıldı, karşısındaki adamın soluk bedeni, onu tutan kıyafetleri delip geçen intikam yüklü bir organizmaya dönüşmüş; ona hakaret etmeye hazırlanan dudakları kalın bir kabukla örtülmüştü delici gözleri ise kan çanağına dönmüştü. Kaçıp gitme isteğiyle arkasını döndüğünde kafesin tel örgülerini andıran güçlü bir el bileğinden yakaladı.

Ona ne kadar bakarsa baksın içi de bir o kadar ürperiyordu. Sanki geçmiş yeniden hortlamış o paslı makas saçları yerine bu kez gövdesine uzanmıştı.

"Uzak dur benden," diyebilmek için ağzını açtı fakat ses telleri soğuktan donmuş gibiydi. Tek bir harf bile kulaklarına ulaşmadı.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Where stories live. Discover now