♕28.bölüm♕

20.4K 1.2K 354
                                    

Küllerin zihnine yağdığı yerde, kötülüğün gölgesi düştü Cennetine

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Küllerin zihnine yağdığı yerde, kötülüğün gölgesi düştü Cennetine.

Işık aheste aheste uçan binlerce toz zerresini aydınlatarak kirpiklerimin arasında usulca sızarken silahın soğuk namlusunu tutan siyah saçlı kirli parmaklı kasırganın karşısında gözünü bile kırpmadan duran güçlü bir adam vardı.

Bu adam Rex'ti.

Göz kapaklarımı hızla kapatıp açtığımda görmekten korktuğum gerçek, yüzüme tokat gibi çarptı. Rex ,en fazla bir metre uzağımda yüzü bana dönük elleri çamura bulanmış vaziyette gözlerimin içine bakıyordu.Arkasındaki -daha önce görmediğim lider vasıflı iri yarı -adam Rex'in yay gibi gerilen ense köküne silah olduğunu tahmin ettiğim bir şeyi bastırdığında çığlık atmamak için alt dudağımı ısırdım "Rex..."diye mırıldandığımda kafamın arkasındaki sert metal varlığını bir kez daha hissettirdi.Neler olup bittiğini anlamıyordum bunun yerine Rex'in çıplak göğsüne baktım.Parlayan asker künyesi dün geceyi hatırlamama neden olduğunda boğazımda oluşan yumru genzimi yaktı.

"Bırakın bizi !"dedim sesim bir fısıltıdan öteye geçememişti.

Rex'in arkasındaki adam siyah başlığına dokunarak gülümsedi içinde bulunduğumuz durumdan keyif aldığı belliydi.Siyah başlığını tamamlayan siyah gömleğine baktığımda kara gözlerini gözlerime kenetlediğine emindim.Adam boynunda asılı duran gümüş kolyeyi okşadığında nefesimi tuttum. Asıl ilgimi çeken şey gömleğinin kapatmakta yetersiz kaldığı göğsünün kavisli bir yaraya ev sahipliği yapmasıydı.Derin yara izine baktığımda midemin kasıldığını hissederek yutkundum.Tanrı aşkına bu adamların derdi neydi?

Derin bir nefes alarak mantıklı düşünmeye çalıştığımda bunların yabancıların canını almak için kendi canlarını vermeye yemin etmiş karanlık adamlar olduğunu anladım.Bay Burkley'in söylediğine göre savaşta katledilmiş adamların yakınları intikam almaktan asla kaçınmıyordu. Lider olduğunu tahmin ettiğim adam elini kaldırarak bir şeyler söylediğinde daha genç olduğunu düşündüğüm arkamdaki adamın kıpırdadığını hissettim.

Genç adam ellerime uzandığında esmer yüzünü gördüm titreyen parmakları acemiliğini ele veriyordu.Bileklerimi tutarak naylon bir iple bağladı.Hastahane kokusundan daha ağır olan pis kokusu burnuma dolduğunda nefesimi tutarak Rex'e baktım. Aynı anda alnında ince bir çizgi halini alan ter damlasına aldırmadan arkasındaki adamı görebilmek için kafasını oynattı.

"Tanrı aşkına bizi rahat bırakın ne istiyorsunuz?" diye bağırdığımda söylediklerimi anladıklarından emin değildim. Rex bakıyor fakat görmüyor gibiydi.Dakikalar akıp gidiyordu.Burada huzur yoktu.Kuş sesleri yoktu.Tek duyabildiğim birbirine karışan fersiz soluk sesleriydi.Dehşet dolu bir bakışma anının ardından Rex adamın eline vurarak silahı daha uzağa yuvarladı.

Adamlardan genç olanı bir adım öne çıkarak liderinin gözünün içine baktığında liderine başkaldıran serserinin şüphesiz cezalandırılacağını biliyordum.Bir damla kanı yere dökülmeden kemiklerini kırmak ya da kül rengi havuzlarda acımasızca boğmak diğer ölüm tehditlerinden daha fazla korku salan olasılıklardı.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Where stories live. Discover now