Umutlarını altın tozuna bulasa değerlenir miydi gözünde?
Kafası karışmış bir halde gözlerini kırpıştırdı.Kendisini uçsuz bucaksız bir kumsalda Hindistan cevizi ağaçlarının altında görüyordu.Elbette Brendan da orada tam karşısındaydı.Dalgalar kıyıya vurdukça utangaç bir ifadeyle kendisine bakıp gülümsüyordu. Işıltılı gülümsemesiyle gözlerini araladı kıyıya vuran dalga sesleri zihninde yankılanırken o, bu hayalde var olmanın isteğiyle yanıp tutuşuyordu.
"Lütfen kal.Gitme..." diye mırıldandı.Zihnindeki görüntü kaybolurken karşısındaki görüntü netlik kazanıyordu.
Brendan , yanından hiç ayırmadığı ve tek dostum diyerek sarıp sarmaladığı silahını Bahar'ın elinde gördüğünde silahını evde unutmakla büyük bir hata yaptığını anlayarak durmak ve geri dönmek arasında bocaladı. O, bu ikilem arasında bocalarken silahtan firar eden bir mermi sol omzunu sıyırarak kapıyı delip geçti. Acıyla yüzünü buruştururken kadının şok olmuş bir vaziyette gözlerini kırpıştırdığını gördü.
İrkilerek omzunu tuttuğunda parmaklarının arasından sızan kan, ufak halının kapatmakta yetersiz kaldığı tahta yer döşemesinin üzerine damladı.Zihninde aydınlanan notalar dokunduğu kan kadar katıksız ve acıydı. Karşısındaki gözlere bakmamaya çalıştı ; bakarsa vazgeçiyormuş gibi hissederdi eğer bakarsa kendinden geçerdi.
Onu isteyerek vurmuş olamazdı bunun için hiçbir nedeni yoktu.Kasabaya geldiğinden beri Brendan ona hep yardım etmişti ve Bahar yapılan iyiliğe karşı nankörlük edecek birine hiç benzemiyordu. Bir an için silahların üzerine 'Kadınların silah kullanması yasaktır.' yazan bir etiket yapıştırmanın şart olduğunu düşünerek acıyla inledi.Hayır, bu mesleğini layıkıyla yerine getiren kadın polis arkadaşlarına haksızlık olurdu.Bir küfür savurarak odadan çıktı.
Bahar , olayın şokunu atlatmış sayılmazdı Brendan'ı acı içinde gördüğünde birkaç dakika öncesini düşünerek tiz bir çığlık attı "Aman Tanrım ! Ne yaptım ben?"
Adamı istemeden de olsa yaralamıştı.Kendisine iyilik yaptıkça her defasında başına bela olmayı başarıyordu. Ona fazla sorun çıkartmadan buradan gitmeliydi ; ama öncesinde yaptığı yanlışları düzeltmesi gerekiyordu.Hızla adamın peşinden gitti.
"Ben ...Ben gerçekten çok üzgünüm bu, bu istemeden oldu."
Sağ eliyle sol omzuna bastırırken serzenişini duymazdan gelip salona doğru ilerledi. Bahar mani olamadığı gözyaşları yanaklarından süzülürken sesini yeniden duyurmaya çalıştı.Ah, hadi ama ağlayan kadınlardan nefret ederdi.Bu çok küçük düşürücüydü ve bu haliyle dün akşamki cesur profilinden eser yoktu.
" Ben ... ben inan bana seni vurmak istemedim her şey kazayla oldu."
Brendan , ayağına temas eden metale bakarak yere eğildi. Kapıyı delen mermi, ahşabın üzerinde ufak bir delik açılmasına sebep olmuştu. Silahından çıkan mermiyi eline aldı.Ufak merminin ucu kendi kanına bulanmıştı günün birinde kendi silahıyla vurulacağını hiç düşünmemişti mermi sıyırıp geçtiği için kısmen şanslı sayılırdı.Mermiyi mutfak tezgahının üzerine bırakırken Bahar koluna dokundu.Genç kadına istemsizce baktığında kirpiklerinde asılı kalan göz yaşlarını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕
Teen Fiction" Her doğum içimizdeki sancının sesidir. " " Değerli sağlık çalışanları , Portola Valley kasabasında çalışacak bir ebe aranıyor. Kaliforniya'nın eşsiz manzarası karşısında büyülenerek minicik bedenlerin doğuşuna yeniden şahit olmak ; anne ve bebek a...