" Her doğum içimizdeki sancının sesidir. "
" Değerli sağlık çalışanları , Portola Valley kasabasında çalışacak bir ebe aranıyor. Kaliforniya'nın eşsiz manzarası karşısında büyülenerek minicik bedenlerin doğuşuna yeniden şahit olmak ; anne ve bebek a...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Saat sekizi kırk geçe Nolan'ların evinin önüne geldiklerinde hava çoktan kararmıştı. Yol şartları göz önüne alındığında Calvin'in Grand Cherokeesi yerine Brendan'ın kamyonetiyle yola koyulmaları kendilerince daha akıllıca bir seçim olmuştu. Calvin telefondan adresi ve evin konumunu teyit ediyordu.
"Yavaşla Wilder, geldik sayılır."
Karanlık sokağı birkaç lambanın cılız ışığı aydınlatıyordu. Brendan iç geçirerek geniş aracı caddenin karşısındaki alana park etti, sigara paketine uzandı, dikiz aynasına far ışığı vuruyordu.
Kurbanın sık görüşmediği ailesinin Las Vegas'ta yaşıyor olması Portola Valley bölgesinde öldürüldüğü gerçeğini değiştirmiyordu. Ve bu davaya bakması gerektiğini de. Bu davayı soruşturabilmeleri için Las Vegas polis teşkilatına en hızlısından bir dilekçe yazmışlardı. Calvin'in eski arkadaşları sayesinde cevap almaları gecikmemişti. Sigaranın dumanını tavana üfledi.
"Ne düşünüyorum biliyor musun Wilder?"
Calvin'in yoğun Amerikan aksanına alışkındı az ve öz konuşan adamın ne söyleyeceğini beklerken gözü bir an için boşluğa daldı.
"Bir suç hakkında bilmesi gerekenden daha fazla şey bilenlerin iki tarz davranış şekli vardır : ilki yarasa misali karanlıkta gizlenirler ikincisi ise davaya çekilen mıknatıs misali soruşturmadan uzak kalamazlar.İçeridekilerin ilki olduğuna bahse girerim."
Eski dostunun yorumu karşısında yüzünde korkunç bir ifadeyle hafifçe başını salladı.Silahını çıkardı, parmakları arasında sakince çevirirken "Yarasa," diye mırıldandı.
Kamyonetten inmek için birkaç dakika daha beklediler. Calvin de ilk adımı onun atmasını bekliyordu.
Brendan babasının Amerikan iç savaşında barut yapmak için kullanılan malzemelerden birinin de yarasa dışkısı olduğunu söylediğinde yaşadığı şaşkınlığı anımsadı. Kaliforniya Körfezinde balık avlayan yarasalar gözlerinin önünde canlanıyordu. Cordonosa Adasının mağaraları binlerce yarasaya ev sahipliği yapıyordu.
Ve şu anda 80'lerden kalma, yaşam belirtisi vermeyen eski binanın önünde durmuş bunları düşündüğüne inanamıyordu.
"Silahlı kuvvetler yarasaların ekolasyon sistemi üzerinde çalışarak radar ve sonar sistemlerini geliştirmişler bunu biliyor muydun?" dediğinde Calvin ne alaka dercesine boş boş yüzüne baktı.
"Her neyse, dostum. Haydi inelim."
Calvin iri cüssesini kamyonetten aşağı taşırken homurdanıyordu, adresin yazılı olduğu A4 kağıdını buruşturarak montunun cebine kabaca sıkıştırdı.
"Lanetlenen yarasalar kadar körüz."
Sert rüzgar yüzüne vururken Brendan uyuşmuş duygularının kendine geldiğini hissediyordu. İnsanlar yarasaların kör olduğunu zannedebilirlerdi; fakat 1000'i aşkın yarasa türünden çoğu kör olmak bir yana dursun çok net görebiliyorlardı. Bu bilgiyi ekip arkadaşıyla paylaşmak yerine sustu.
