♕43.bölüm♕

12.4K 963 280
                                    

Eğer biri Bahar'a hayatının iki kalp atışı arasında değişeceğini söyleseydi büyük ihtimalle kaşlarından tekini kaldırıp bilmiş bir ifadeyle gülerdi

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

Eğer biri Bahar'a hayatının iki kalp atışı arasında değişeceğini söyleseydi büyük ihtimalle kaşlarından tekini kaldırıp bilmiş bir ifadeyle gülerdi. Geçmişten geleceğe, gelecekten günümüze günümüzden okyanus diplerine. Genç kız her ne kadar buna inanmak istemese de lav kızıllığındaki merakı çürümüş ruhunu aydınlatıyordu. Bir kalp atışı, bir bakış, bir koku ve bir saniye; Geçmiş, okyanusa düşen bir damla kanı hisseden köpek balıklarından farksızdı.

Ölüm, yalnızca kendi ölümümüzü hatırlattığı için bizi derin hüzne boğmaz anılarımızın girdabında derin bir delik açarak geçmişimize de zarar verirdi. Genç kızın eli, mezar taşlarını andıran soğuk porselen fincanı tutarken düşündükleri bunlardan ibaretti. Stresiyle başa çıkma içgüdüsüyle tırnaklarını kemirmişti. Bir yandan işaret parmağındaki minik yaraya bakarken, zengin masanın karşısında oturmuş, dün gecenin izlerini zihninden uzaklaştırmaya çalışıyordu.

"Bayan Johansen, her şey yolunda mı? Sizi iyi ağırlayamadığımız hissine kapılıyorum."

Bölünmüş uykularla sabaha bağladığı geceyi Anthony Wilder'ın fark etmemesini dileyerek yutkundu. Göz altları kendisini ele verirken, Erica Woodrow 'un bakışlarının tenini delip geçtiğini hissediyordu. Keskin bakışlar eşliğinde dudaklarını araladı sıcak nefesi dudaklarını yakıyor; fakat masadaki soğuk havayı dağıtmakta yetersiz kalıyordu.

"Şey..." diye mırıldandı genç adama hitaben "Bana evinizi açma nezaketinde bulunduğunuz için teşekkür etme fırsatını bulamadım, teşekkürler Bay Wilder."

Anthony mavi gözlerini kısarak önemli değil manasında bir bakış attı. Bahar adamın keskin gözlerini eşinden ayırmadığını görebiliyordu. Melinda uzun koyu renk saçlarını zarif bir atkuyruğu yapmış, yanaklarını şeftali tonunda bir allıkla süslemişti. Ve elbette gülümsüyordu. Keşke karşısında oturan Erica Woodrow da gülümseyebilseydi. Tanrı aşkına, bu kadının derdi neydi?

"Anthony oldukça misafirperverdir Bayan Johansen hatta öyle ki vasıflı konuklarımız için ayrılan yerde sizi ağırlıyor. İstisnaların kaideyi bozmamasını diliyorum."

Yaşlı kadının düz ve temiz sesi çatık kaşlarına ve kuşkulu görüntüsüne uyum sağlamıyordu. Kemikli parmaklarıyla bordo elbisesinin yakasını düzeltti.

Erica Woodrow Los Angeles'ta tarih alanında doktora yapmıştı ve İspanyol tarihine gelindiği zaman birkaç yerden iş teklifi almıştı; ancak yapabileceği en iyi şeyin Redwood City Kültür Merkezinde çalışmak olduğunu anladığında hiç düşünmeden işe başlamıştı. İş, onun tarihe olan merakını artırmamıştı aksine huysuz kocasını orada tanıdığı için işinden nefret ettiği de bir gerçekti. Birkaç yıllık evliliklerini sonlandırdıklarında Erica bir çocuğu olmadığı için içten içe seviniyordu.

Bahar'ın bakışları soğudu ve çenesi gerildi. "Tanıdığınız ayrıcalıktan ötürü onur duydum," derken sesi yumuşaktı ama kelimelerinin altında farklı bir ima vardı. İması başını dikleştirmesine neden oldu.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Onde as histórias ganham vida. Descobre agora