♕ 46.bölüm♕

9.1K 668 331
                                    

Gökyüzüne saçılmış kirpiklerinin keskin uçları sol tarafına isabet ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökyüzüne saçılmış kirpiklerinin keskin uçları sol tarafına isabet ediyordu. Annesinin kovduğu o sol tarafına...İçli bir soluk alarak aynadaki solgun yansımasına baktı. En çok da gittikçe annesine benzeyen gözlerinde takılı kaldı bakışları.

Nereye koyacağını bilmediği elleri ilaçlarını almamasının bir sonucu olarak titriyordu. "Bipolar bozukluk*." doktorlar yaşadığı çetrefilli karmaşayı bu kirli terimin sırtına yükleseler de o buna inanmak istemiyor, kulaklarını tırmalayan çığlıkları her defasında duymazdan geliyordu.

Larissa Nolan, onca yıl sonra bile zihninin içinde dönen kabusları tüm ayrıntılarıyla hatırlıyordu. Kumar borcunu ödeyemeyen babasının gözleri önünde parçalanan vücudunu annesinin çığlıklarını... Kabuslarına sızan şeytanın fısıltılarını şuan bile duyabiliyordu. Şeytan sarmalına dönen rüyalarında babası heybetli bir kavak ağacıydı; kökünde annesinin ismini kuruyan dallarında ise kendisinin ve ablalarının isimlerini görüyordu. Sonrasında... rüzgarda savrulan yeşil yapraklara yuva olmak isterken paslı bir balta ağacın gövdesine iniyor; ve kan, dallara sahipsiz bir cenin gibi tutunuyordu.

Genç kadın omuzlarına dökülen ıslak saçlarını savurdu. Anlaşılan Tanrı günahına girdiği masum ceninlerin intikamını onu ailesiz bırakarak alıyordu. Ailesiz, sevgisiz ve haysiyetsiz.

Kafasının içindeki uğursuz sesler git gide çoğalıyor, duyması için tüm kapalı delikleri açıyordu. Aldığı nefesin genzini yaktığını hissediyordu. Tüm geçmişi kirli bir okyanus gibi gözlerinin önüne seriliyordu. İntiharın kapısını çalan o tok sesi yeniden duyuyor; bir türlü kabul etmediği kişilik bozukluğunun en sarsıcı etkilerini bir gecede yaşıyordu. Artık çocukluğu yoktu, genç kızlığı ise hiç olmamıştı. Las Vegas'ın kirli mahallelerinde kaybettiği masumiyetini düşünmek istemiyordu. Dudaklarını yalayarak "Şimdi olmaz," diye fısıldadı.

Gelişigüzel bir biçimde kapıyı araladığında, Club Des Belugas'ın ruhları sarmalayan tınısı aysız gecenin altındaki ışıklara karışarak iç acıtıcı bir körlük hissini de beraberinde getiriyordu. 

O, duştan çıkana kadar Ted Cornwall pencerenin yanında durmuştu.Anlaşılan kadın işini halledene kadar Los Angeles'ın şatafatlı ışıklarını seyrediyordu. Akan trafiği tam olarak seçemese de yine de gözlerinin önünde kolaylıkla canlandırabiliyordu.

Banyonun kapısı sertçe kapandığında kadının geniş cama vuran yansımasını inceledi: ince uzun vücudunu, geniş basenlerini ve sütun gibi bacaklarını... O hoş boynunu öpmek için deli oluyordu.

Larissa, pencerenin kenarındaki dalgın adamı inceliksiz bir ifadeyle süzdü. Ted on dokuzuncu yüz yıldan kalma Los Angeles'ın ışıkları üzerine yerleştirilmiş muhteşem Cornwall binasının cam bölmelerinin önünde durmuş içkisini yudumluyordu. Oldukça moderndi tuhaf bir biçimde onunla bir gelecek kurma ihtimalini düşündü. İçgüdüleri adam konusunda haklıydı; cilalı ayakkabılarının bir ucundan özenle taranmış kumral saç uçlarına kadar seks kokuyordu. Bu şüphesiz pahalı parfüm kokularından daha iyi diye düşündü. Neredeyse bir yetmiş beş, kendinden emin ve de zengin. Evli olduğu gerçeğinin ne önemi vardı ki ?

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin