" Her doğum içimizdeki sancının sesidir. "
" Değerli sağlık çalışanları , Portola Valley kasabasında çalışacak bir ebe aranıyor. Kaliforniya'nın eşsiz manzarası karşısında büyülenerek minicik bedenlerin doğuşuna yeniden şahit olmak ; anne ve bebek a...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Öğrendiği bilgilerin ışığında Bahar'ın kendisi için hissettiği savunma içgüdüsü ve ela bakışlar altındaki fiziksel çekim halen varlığını sürdürüyordu. Beyaz önlüğünün cebine koyduğu mavi intraketlerden birini çıkarttı, stajyerliğinde pratik yapmak amacıyla yaptığı yegane şeyi yaparak kendisine damar yolu açmaya koyuldu.
Doktor Giselle sobanın yakıldığından emin olduktan sonra ev ziyaretlerine gitmişti ve kendisi sabahtan beri soğuk algınlığı şikayetiyle gelen birkaç hasta görmüştü hepsi bu.Her şeye rağmen işinin başına dönmek kafasındakileri atmasına yardımcı olmuş, her anlamda yaralı ruhuna iyi gelmişti.Bayan Hector sabah onu karşısında görünce yüzüne imalı bir bakış attıysa da bir şey söylememişti.Yaşlı kadının Brendan ile yaşadıkları geceyi ve zihnindeki uçarı fikirleri anlamamış olmasını diledi. Zira baş ucuna kadar gelen aşk uçup gitmişti.
Ela gözleri düşünüp durması tamamen içgüdüsel ve durdurulması imkansızdı. Çenesi Gamzeli onun için birçok şeyin sembolüydü. Onu gerçekten anladığına inandığı ilk arkadaşı, seviştiği ilk erkeği, şehvetin ve hazzın kaynağı ve dayanabileceğini sandığından çok daha fazla hayal kırıklığının yegane temsilcisi.
"Kimse yok mu?"
Duyduğu sesle irkilerek intraketi çıkardı damarının üstüne pamuk bastırdı. Acı, duygularının körelmekten epey uzak olduğunu kanıtlarcasına keskindi.
Sandra kapının kenarında durmuş, yanındaki çekingen kızı işaret ediyordu.Karnı Bahar'ın en son gördüğünden daha da büyümüştü. Ve bu karışık havada sağlık evine gelmeleri üstelik de kasabada dolanan bir katil olma olasılığında oldukça ciddi bir sorunun varlığına işaret ediyordu.
Panikle kıza doğru yöneldi. Kelimeler olabildiğince hızlı dökülmüştü dudaklarından.
"Sandra bir şey mi oldu,bildiğim kadarıyla daha doğuma var?"
Genç kız mahcup bir şekilde gülümsedi.
"Merhaba, Bayan Johansen. Ben iyiyim şey...Sizden arkadaşımı muayene etmenizi isteyecektim."
Tek kaşını kaldırdı. Sandra'nın yanındaki kıza baktı.
Kızıla çalan çikolata kahvesi saçları ve çilli olduğunu belli eden başak rengi bir teni vardı. Dudakları şeftali pembesiydi ve o kadar utangaç görünüyordu ki...Bahar elinde olmadan tebessüm etti.
Birbirleriyle çok yakın arkadaş olan Sandra ve Sally çocukluktan beri tanışıyorlardı. Haftada birkaç kez buluşup Jack'in Mekanında ev yapımı yahninin tadına bakıyor,şöminenin karşısındaki masaya geçip buharı tüten enfes kahve kokularını içlerine çekmekten büyük haz alıyorlardı. Sally genelde Windy Hill'de piknik yapmaktan hoşlanırken Sandra daha çok Miss Diedra butikte çene çalmaya bayılıyordu. Aileleri yakın arkadaştı ve ikisi de tek çocuktu dostluklarının baki kalması konusunda bu iki genç kız adeta ağız birliği yapmışlardı.Her ne olursa olsun!
