♕31.bölüm♕

17.9K 1.1K 353
                                    

Noel Arifesi'nde çorak topraklar üzerindeki gri bulutlar şeffaf kanatlarını fırtınanın arkasından sürükleyerek ufka doğru yöneltiyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Noel Arifesi'nde çorak topraklar üzerindeki gri bulutlar şeffaf kanatlarını fırtınanın arkasından sürükleyerek ufka doğru yöneltiyordu.

Haberlerde savaşın patlak verdiğinden ve Sovyetler Birliğinin Afganistan'ı fiilen işgal ettiğinden bahsediliyordu. Ortadoğudaki bir savaşın mevcut savaşı ne kadar etkileyeceğini hayal dahi edemiyordum.Bakışlarımı kısarak elimdeki bardağın sıcaklığına sığındım mevcut durum göz önüne alındığında çay,titreyen bedenime iyi gelen tek şeydi.

Derin bir nefes alarak ailemi düşündüm. Betty Hala şimdi muhtemelen şöminenin yanına yerleştirdiği devasa çam ağacını süslüyordu.Altın rengiyle bütünleşen kırmızı parlak süsleri zihnimde canlandırdım.Çarpıcı ve güzeldi.

Babamın neşeli görüntüsü gözlerimin önüne geldiğinde boğazımdaki yumru yutkunmama engel oldu.Babam yılın son günlerinde işlerine ara verir Caroline'in lezzetli pastalarının tadına bakarak hepimize hediyeler dağıtırdı. Caroline artık annemin isteklerine maruz kalmıyor olmalı diye düşündüm. Betty Hala mektup yazarken Caroline'in meraklı bakışlarının yaşlı kadının önündeki kağıda uzandığına adım kadar emindim.Aklıma gelen görüntülerle gülümsedim.

Beni en çok endişelendiren şey ise Rosalie'nin artık hayatta olmadığı gerçeğini ailesine söyleyecek olmamdı.Öte yandan bu ülkedeki görevimizin hala devam ediyor oluşu rahatlamama sebep oluyordu.Düşünceler ruhumu esir alırken Mary's Boy Child adlı Noel şarkısının kulaklarıma dolduğunu hissettim.Gözlerimi kapadığımda,babam tam karşımda durmuş bana sarılmak için beklerken annem bana bakıyor onu affetmem için adeta yalvarıyordu. Rosalie çok uzaklardan bana el sallarken üzerindeki beyaz elbisesi solgun teninde ışıldıyordu.Bir an için ruhuma çöken sis bulutlarının arasında Rex'i gördüğümü sandım aşkla dolu bakışlarını tenimde hissedebiliyordum.

Elimdeki sıcak bardağı masanın üzerine bırakırken "Mutlu Noeller" diye fısıldadım bir yanım ağlamamak için gözyaşlarımla savaşıyordu.

"Burada mıydın?" 

Felç olmuş zihnimin gerilerindeki bu ses,bana zarar verici bir nitelikte değildi.Ahraz şarkı söyler gibi konuşuyordu.Sesi bir fısıltıdan biraz fazla çıkıyordu.Ben yanıt vermeyince endişeli bakışlarını önce çalışma odasında ardından yüzümde gezdirdi.

"Her yerde seni aradım," dedi şimdi daha düz nota tınısı olmayan bir sesle konuşuyordu."İyi görünmüyorsun."

Sırlarımı düşünerek "Be-ben iyiyim," diye geveledim.

Ahraz kuşkularını saklamak için uğraşarak elindeki beyaz zarfı uzattı.

"İşte," dedi "Bir mektubun var."

Aklım beyaz zarfın arasından sürüklenerek,bedenimi yaşadığımız ana geri çekti.İçimden konuşmak çığlık atmak ya da bağırmak gelirken ben, uzattığı zarfı alarak yutkundum.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Where stories live. Discover now