♕38.bölüm♕

19.2K 1.1K 260
                                    

Anıların tükenmez denklemlere eşit ve denk olduğu o fırtınalı zamanda, ruhu öyle derin bir çığlık attı ki

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Anıların tükenmez denklemlere eşit ve denk olduğu o fırtınalı zamanda, ruhu öyle derin bir çığlık attı ki... Genç kız gerçekten çığlık atıp atmadığını soğuktan titreyen bedenine soramadı.

Ama uyku ile uyanıklık arasındaki o bulanık evrede uykusunun bölündüğü gün gibi aşikardı. Ve karşısında duran buz mavisi gözlerde...

Kuru dallar rüzgarın uğultusuyla beslenirken yutkunarak parmak uçlarından damlayan merakı aseton kokan adama savurdu. İçine dolan korku ve belirsizlik sarmaşığa dönen zehirli otları andırıyordu.

Usulca, "Sen kimsin?" dedi.

Ruhunu görmek, kim olduğunu bir de ondan duymak istedi.

"Ben canavarın ta kendisiyim." dedi adam,"Ama bu benim sıfatım kim olduğumu çoktan unuttum."

Kara peçe yeni tıraş ettiği yüzünden kayarken zaman yoktu. Akmıyordu. Akrep yelkovana isyan ediyordu.

Düşündü adam, balçığa dönen çamuru, reçine kokan kulübesini, sonbaharın kurumuş yapraklarını, eğrelti otlarının rüzgarda salınışını, çocukken beslediği kuzusunu, kana susayan kurdun acımasız pençelerini...

Hayat masumlara şans verecek kadar adil değildi ve canavar olmak hiçbir zaman ilk tercihi olmamıştı.Ta ki masum kuzusu canavar bir kurdun pençelerinde can verene kadar.O zaman anlamıştı genç adam eğer bedelini ödemeye razıysa her günahın kendisinin olduğunu biliyordu artık.

Derin bir nefes alarak karşısındaki genç kıza baktı. Kız, onun öznesiydi şimdi. Ne demişti ona 'canavarların da kalbi vardır.' İlk kez kalbinin attığını hissediyordu. Tek cümlelik hayatının gizli öznesi karşısında dururken kurşuni renkteki anıları gözbebeklerinde büyüyordu.

Karanlık, kimliğini gizlemesi için güvenli bir sığınaktı ; fakat karşısındaki ufak tefek ebenin peçeyi usulca indirişi ona koşulsuz ve geri dönülemez bir biçimde güvenmesini sağlamıştı.Her şeyden sıyrılabilirdi, her şeyden kopabilirdi.Ta ki beklenmedik bir misafir satırlarının öznesi olana kadar.

"Hey, hey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

Samuel, kararlı adımlarla kulübeye doğru yürürken aklındaki tek isim Chelise idi.Fakat gördüğü manzara suratına gece ayazı gibi vurdu.Örgütün yeni lideri , genç bir kıza yüzünü tanıması için fırsat veriyordu ya da Tanrı korusun ona kim olduğunu fısıldıyordu.

Samuel'in uyarı dolu sesiyle kendine geldi.Fısıltıyı andıran nefesi panik dalgası halinde yayılırken ani bir refleksle kaymak üzere olan peçeye uzandı. Ona, kendisini tanıma ayrıcalığını sağladığı için kendinden nefret ediyordu eğer gecenin karanlığı olmasaydı eğer o peçe yeri boylasaydı...Tanrı aşkına, çılgın bir yanı bunu deli gibi arzuluyordu.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Where stories live. Discover now