♕8.bölüm♕

46.3K 2.7K 300
                                    

Bazı yaralar dikiş tutardı, bazı yaralar uçurtmanın sapına bağlı ; o dokununca acısı uçardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı yaralar dikiş tutardı, bazı yaralar uçurtmanın sapına bağlı ; o dokununca acısı uçardı.

Pansuman odasındaki çelik dolabı açarak ilk yardım için kullanacağı malzemeleri ufak bir tepsiye koydu.Biraz batikon biraz da gazlı bez şimdilik işini görürdü.Sağlık evi küçük bir yerdi ve Bahar bu kadarını bulduğuna içten içe seviniyordu.

" Bunlar ilk yardım için yeterli olur." diye mırıldanarak arkasına döndüğünde Brendan'ın deri montunu çıkartıp kapının kenarındaki sandalyeye bıraktığını gördü. Genç adam V yaka beyaz tişörtüyle oldukça karizmatik  görünüyordu.

Polis olduğunu söylemişti; fakat üniforma giymiyordu. Bahar, onun sivil polis olabileceğini düşündü adam belki de gizli bir görevdeydi ve kimliğini açık etmemesi gerekiyordu.Zihnindeki bu düşünceleri kovup tekrar göz göze geldiklerinde onu , siyah kot pantolonunun kemerini çözerken yakaladı.

Yanaklarının kızarması dilinden dökülen soruya mani olamadı.

 " Ne yaptığınızı sorabilir miyim acaba ? "

Kemerini çıkartmış olmanın verdiği bir rahatlıkla gerinerek yüzüne baktı.Ne yaptığı hakkında bir fikri yoktu.Bahar, ona üzerindekileri çıkartsana demişti ve o da kendisine denileni yapıyordu.

" Üzerindekileri çıkartsana demiştiniz ben de o yüzden -"

Yanlış anlaşılmanın verdiği bir panikle söze atıldı." Şey .. Evet ama ben soyunun demek istememiştim montunuzu çıkartmanız benim için yeterliydi." 

Tanışalı az bir zaman olmuştu ve bazen senli benli konuşsalar da çoğunlukla siz ekini kurdukları cümlelere ekliyorlardı.Bahar , bir an kendisini sek sek oynarken hayal etti. Brendan'la arasında görünmez çizgiler vardı üstelik bu çizgiler tebeşirle değil kaderle çizilmişti.Oyunun kuralı basitti o çizgilere ilk temas eden yenilmiş sayılıyordu.Dile getirilmemiş olsa da ikisi de bu oyunun farkındaydı. Brendan, kendisini aptal gibi hissediyordu.Ne umarak soyunmaya çalışıyordu ki ? Tanrı aşkına, burası bir pansuman odasıydı ve minik ebe eline pansuman yapmak amacıyla 'gel benimle' demişti. Sağlık evinde cinsel fanteziler kurmak utancını kat kat arttırıyordu ne var ki hormonlarını dizginleyemiyordu kasıklarına saplanan lanet ağrıyla irkildi.

" İyi misiniz ? Oturun isterseniz."

Yumuşak sesi kulağında yankılandığında kapının kenarındaki sandalyeyi gürültülü biçimde çekerek oturdu.Kadın, laboratuvardaki ufak tabureyi alıp karşısına geçtiğinde kendi aptallığına içinden küfürler savurmakla meşguldü. Bahar'ın narin ellerini bileğinde hissettiğinde bu anın buz gibi biranın sağladığı o harika anlardan kat be kat daha iyi olduğunu düşündü.

Narin eller sağ elini avucuna almış ufak kızarıklığı inceliyordu. Brendan kızın gözlerinde bir anlam aradı şefkat , merhamet ya da başka bir şey ; fakat bir duygunun izine rastlayamadı. Eliyle ufak bir noktaya baskı yaparak "Burası acıyor mu ? " diye sorduğunda "biraz." diye geçiştirdi.Az evvel yaşananlar hiç yaşanmamış gibi davranması mesleki profesyonelliğini yansıtıyordu.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin