♕50.bölüm♕

En başından başla
                                    

Anında siyah siluetin de hızlandığını duydu. Arkasındaki ayak sesleri daha gürültülü ve daha aceleci çıkmaya başlamıştı. Bir an soğuk terler döktüğünü hissederek bakmak için kafasını tekrar çevirdi. Siluet şimdi uzun, düz adımlarla yürüyordu ve şapka yüzünü örtmesine rağmen genç kadın içgüdüsel olarak doğruca yüzüne baktığını hissediyordu.

Tehlikedeydi; buna hiç şüphe yoktu.Korkunun tohumları yüreğinin topraklarında filizlenirken tüm gücüyle koşmaya başladı. Arkasındaki siluet de aynı anda koşmaya başladı.

Şiddetli bir biçimde titriyordu bileğini tutarak nabzını saymaya başladı. Taşikardisi vardı ve kalp atışı yüz altmışa yakındı.Pişmanlık, korku, vicdan azabı gibi duygularını bastırıp karşılaşabileceği tüm sorunları yok sayarak "Yardım edin!" diye bağırdı.Ancak şu anda dünyada kimsenin onu duyamayacağını çok iyi biliyordu.

Soğuk nefesi tam ensesinde duyuyor; korku ardında gölge gibi süzülüyordu. Tepeden tırnağa suya batmış hissediyordu, parmak uçları zemine değmediğinden suda kalabilmek için çaresizce ayak çırpıyor gibiydi.Birden tüm vücudu geriye doğru çekildi.

Siluet deri ceketinden yakaladı kendisinden kısa olmasına rağmen son derece güçlüydü.Onu en yalın haliyle göremiyordu ama bedeninden yayılan is kokusunu alabiliyordu.Çabalayarak etrafında döndü. Biri onu öldürmek istiyordu peki ama neden? Yaşadığı her şeyi gözlerinin önünden geçirdi. Birine kendisini öldürmesi için geçerli bir sebep vermiş miydi?

Beyni garip biçimde vücudundan ayrılmış gibiydi, vücudu korkudan hareketsiz kalmışken beyni düşünmeye devam ediyordu. Pes etmemeliyim hayır şimdi olmaz, diye düşündü. Harekete geçmeliydi çantası diğer elindeydi ve çok ağır olmasa da şansını denemeliydi. Tek hamle! Sonra ise ana yola çıkar 911'i arayıp yardım çağırırdı.Çantayı mümkün olduğunca hızla karanlık görüntünün kafasına salladı.

Beklenmedik sarsıntı onu şaşırttı ve geriye sendelemesine neden oldu. Aynı anda şapkası düştü ve uzaktan yansıyan fersiz sokak lambalarının ışığında genç kadın yüzünü gördü. Daha önce gördüğü bir yüzdü, ama şu anda nerede gördüğünü hatırlayamıyordu.Çılgına dönmüş gözlerle ona baktı ve cesur görünmeye çalışarak bir kez daha "İmdat!" diye bağırdı "Kimse yok mu?"

Ama kimse duymadı.

Karaltıdan uzaklaşmaya çalıştı; ancak karaltı şaşırtıcı hamleler yaparak yolunu kesti.Umutsuzluk kanında alevlenirken o kendinden emin bakışlarda bir ışık çaktı.Son bir hamleyle yeniden atağa geçti. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki başı zonkluyordu.

Kendini koşmaya zorladı. Ana yol uzakta değildi ama gerisinde kendisini öldürmeye ant içmiş canavarın soluk alıp verişini ve çamura bulanan ayakkabılarının sesini duyabiliyordu.Ölüm gerçeklere bürünmüş gibi gelirdi, bir anda kopup gelen bir kelime. Uçurumdan kopup gelen bir şey. Ardından darbe geldi! Uzaklarda bir yerde, yıldırımın ışığı gökyüzünü aydınlattı.Genç kadın acıyı hissedemeden vuruş sesini duydu ve ses sanki her bir hücresinde yankılandı. Ardından yakıcı bir ağrı yorgun düşen bedeninin her yanına suretle yayıldı.Son bir kez tökezleyip doğrulmaya çalıştı ama aldığı darbe onu soluksuz bırakmıştı. Sonunda kardan vıcık vıcık olmaya başlayan asfaltta dizlerinin üzerine çökerek sırtüstü düştü.

Nafile bir çabayla soğukkanlılığının son demlerinde geziniyordu.Nefes almak için var gücüyle çabaladı; fakat gözü öfkeden kararmış canavar hırıltılı bir şekilde soluyarak ceketinin cebinden bir şey çıkardı. Işık nesneye çarpınca genç kadın bunun uzun, parlak ve dehşet verici bir bıçak olduğunu gördü.İlkel bir dehşet duygusu tüm benliğini kapladı.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin