♕39.bölüm♕

Magsimula sa umpisa
                                    

"Tanrı aşkına, atla ne kadar uzağa gitmiş olabilir?"

Fazla uzağa gidemeyeceğini Calvin de biliyordu; fakat emirler yağdıracağı bir ekibi yoktu ve o an yeni doğum yapmış bir kadınla ilgilenmek beyaz atlı bir gölgeyle ilgilenmekten çok daha mantıklı görünmüştü.

"Boş versene patron," diye karşılık verdi Calvin,onun gibilerin daima yaptığı gibi kendine güvenerek. "Kız yalnızca bir savaş ganimetiydi. Ve zayıflar daima güçlülerin gölgesinde eğilir."

"Tanrı aşkına, ben senden daha güçlüyüm.Bu sana her istediğimi yapabilirim anlamına mı geliyor?"

Genç adam bir anlık bir gafletle tuzağa düşürüldüğünü anlayarak sustu.

"Bu kız işe yarar," diye homurdandı Eric tek eline aldığı kot ceketini abartılı bir hareketle sallayarak vaka odasına girdiğinde. Polis memuru Alec çayını getirmekle meşguldü. Bu ikisi gerçekten tuhaf tiplerdi. Sanırım leş kokan duyguları aralarında bir bağ kuruyordu; hastalıklı türden bir arkadaşlık.

Brendan, derin bir nefes alarak deri sandalyesine oturdu. Kızın ihtiyacı olan bilgileri, vermeyeceğine adı gibi emindi. Onu sorgulayan kişi yetenekli Darrow olsa bile.

Alec "Güçsüz kızların ilgini çektiğini bilmiyordum dostum." dedi alay edercesine yüksek bir sesle.

"Güçsüz kızlardan hoşlanırım bana kendimi daha uzun hissettiriyorlar anlarsın ya!"

Brendan yüzünü buruşturdu ve Eric'i umursamayarak başını çevirdi. Darrow'un yoğun parfümü odaya dolduğunda, evinden getirdiği hamburgerin ketçabını üzerine dökmeden yemeye çalışan Calvin ve yeni davayı aydınlatacağına inancı tam olan Brendan delikanlının yoğun bakışlarına odaklandılar.

"Kadın tam bir inatçı keçi. Konuşmamakla kalmıyor aynı zamanda yüzüme bile bakmıyor." diye soludu Darrow "Baş komiser davayı Cordone'un yönetmesine karar verdi."

Kaşlarını çattı. Ani bir öfke, karanlık bir hırsa bürünerek tüm benliğini kapladı. Darly ile konuşması gerekiyordu.Hemen şimdi.

Eric abartılı bir reverans yaparak "İzninizle," diye mırıldandı. "Vazife beklemez."

"Sen en iyisisin dostum umarım bunun farkındasındır."Alec abartılı bir hareketle Eric'in omzuna vurdu.

Eric vaka odasından ayrılırken Brendan'ın bakışları sertleşti; fakat duruşunu değiştirmedi. Ortada çözülmesi gereken bir olay vardı ve kadın ticareti daha önce de üzerinde çalıştığı bir konuydu.Uzmanlık gerektiren bir davanın yeni yetme bir dedektife verilmesi elinde olmadan gerilmesine neden oldu.Ancak şimdilik bekleyip görecekti planı buydu. Aklına birden civar kasabalarda ebe olmadığı gerçeği geldi. Genç kadın eğer bu doğumu kendi başına yapmamışsa-ki yapmadığına adı kadar emindi- bu doğumu yaptıran kişiyi çok iyi tanıyordu.

Aklındaki isim bu düğümü çözebilir miydi?

Zihnine süzülen görüntülerle ürperti. Eğer Bahar bu doğumu yaptırmışsa Calvin'in bahsettiği yere şüphesiz kendi rızasıyla gitmiş olamazdı.

Brendan 'B' planını devreye sokmaya karar verdi. Genç kızın kulübesini onarması yetmezdi. Onun güvenliğini de sağlamalıydı. Eşyalarla süslenen altın yıldızlı bir konforun gizlediği koruma içgüdüsü. Genç adamın istediği tam olarak buydu.

*

Ertesi sabah oldukça erken bir saatte uyandı, birkaç dakika boyunca hayatta olup olmadığından emin olmaya çalıştı; Tanrım, hayattaydı. Gölge adamla ilgili bir gelişme yoktu, silahın namlusunu hayal meyal hatırlasa da yaşadıklarının kabus olduğuna inanabilirdi. Eğer üzerine sinen keskin aseton kokusu olmasaydı...

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon