Adam ayakkabısının ucunu yerdeki çamura bastırarak "Rex'in vermek istemediği bilgileri istiyorum.Mücahitler hakkında ne biliyorsanız hepsini." diye tısladı.

Kafamdaki ışıklar birer birer yanmaya başlıyordu.Bir an gözlerimi kapadım ve uzunca bir süre kapalı tutarsam karşımdaki görüntünün kaybolacağı sandım.

Lider "Aç gözlerini!" diye kükredi.

Pis kokan nefesi yüzümü yalayınca birden gözlerimi açtım.Ben dengemi yitirmemek için tutunacak bir dal ararken o,elindeki kırmızı meyveden bir ısırık daha aldı.Bu defa ağzını iyice açtı ve meyveyi gırtlağına kadar sokarak yarısından çoğunu sıvı gölcüğüyle birlikte yuttu.

"Tadına bakmak ister misin?"

Alevleri izleyen kuru dallara gözlerimi dikerek birkaç adım birden uzaklaştım "Ah hayır tadına falan bakmak istemiyorum.Lanet olsun ki neyden bahsettiğini bile bilmiyorum."

Lider çeneme dokunarak yüzümü hafifçe kaldırdı.İliklerime kadar titriyordum.

Mesafesini koruyarak gözlerini kırpmadan bakmaya devam ediyordu.Delici bakışlar cildimi delip geçerken "Bildiklerini anlatman için epey zamanımız olacak." dedi sesi teneke bir kutunun içinde sallanan çakıl taşları gibiydi.

Yutkundum.

Etrafımda yarım tur dönerek "Onu hayatını tehlikeye atacak kadar seviyor olmalısın." dediğinde ne diyeceğimi bilemez bir halde yere baktım "Elbette seviyorum." sesim beklediğimden daha cılız çıkmıştı.

"Senin ona karşı hissettiğini sandığın duygulara onun da karşılık verdiğinden emin değilim."Sesi zihnimde kristal berraklığında yankılanıp sinirlerimi bozmaya devam ediyordu kendimden emin bir biçimde "Belli ki sen aşkın ne olduğunu bilmiyorsun"dedim.

Ruhumu dağlayan acıya aldırmadan liderin karşısında fırtına gibi esiyordum. Adam bir an tereddüt etti artık kül yığınına dönen oda, anılarımın yağmurunda ıslanıyordu.Derin çınlayan sessizlik.Kalbimin sesinden daha yüksek gelmişti.

Ölümcül bir sükunetin hakim olduğu huzursuz saniyelerin ardından "Çok güzelsin," diye soludu bu kelimeleri ondan duymak kanımı donduruyordu."İhtiyacım olan bilgileri verip benim prangalarım altında yaşamayı kabul edersen Rex'in hayatta kalmasını sağlayabilirim."

Aşağılık adam!

Belki de adamın ilgisini zaman kazanmak için koz olarak kullanabilirdim.Nereye kadar olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu fakat Rex'in yerini öğrenmek için bir şeyler yapmak zorundaydım.

Düşüncelerimi toplamak için kendimi zorladığım bir anda birden sıçrayan çakıl taşlarının sesini duyarak donakaldım.Benden başka hiç kimsenin bu sesi duymamasını diliyordum.Kuru dalların altına baktığımda karanlık silueti gördüm. Siluet, gölgesinin alevler içindeki çamura yansımasını en aza indirmek için yavaşça emekleyerek ilerliyordu.Öncelikli endişesinin taşların yuvarlanması olduğunu biliyordum.Taşlar altında usulca çıtırdıyordu ancak sıradan bir insanı uyandıracak kadar da ses çıkarmıyordu.

Karşımdaki karanlık adamın ağzı iyice açılmıştı.Gördüğüm tek şey kara bir çukur gibi görünen boğazına doğru kıvrılan sivri diliydi.

Çamur yol düzleştiği anda siluet hızla ayağa kalktı.Beş uzun adım hızlı bir dönüş.Ağaçlar görüşünü büyük ölçüde kapatıyordu ancak kafasının yanındaki bir dalın altından dikkatle baktığımda kim olduğunu hemen tanıdım.Dalların altındaki adam Behram'dı.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Where stories live. Discover now