Ahraz ilaç almak için malzeme odasına gittiğinde Firuze'nin uzun parmaklarına uzanarak "Kurtulacaksın."diye mırıldandım.Sıska parmağındaki mavi taşlı yüzüğü her zamankinden daha solgun görünüyordu.Ahraz ilaçlarla geri döndüğünde Doktor Casey'in sesi kulaklarımda yankılandı.

"Bayan Hector , Bayan Taheri'nin durumu hakkında bilgi almak istiyorum."

Casey'in beyaz önlüğünde kimden bulaştığını bilmediğim kan izleri vardı.Sabahtan beri kopuk bir bacak üzerinde çalıştığını biliyordum buna rağmen Firuze'nin durumunu öğrenmek için gelmesi büyük incelikti.

"Yaralı bir askere müdahale ederken fenalaşmış korkarım ki bir tür enfeksiyona yakalandı." dediğimde Ahraz'ın elindeki ilaçlara uzanarak Firuze'nin koluna ateş düşürücü olduğunu tahmin ettiğim sarı bir sıvı enjekte etti.

"Bu ateşini düşürür.Bildiğim kadarıyla," alt dudağını ısırdı."Bayan Taheri'nin bir ailesi yok bu gece yanında biri kalsın."

Ahraz ile birbirimize baktık. Kimsesiz oluşu kendi ailemden uzakta olduğum gerçeğini bir kez daha hatırlamama sebep olsa da onun acılarının yanında benimkinin önemsiz kaldığını hissederek "Ben kalırım."dedim.Doktor Casey beni başıyla onaylayarak uzaklaştı.

Gece tüm karanlığıyla çöktüğünde hastanenin soğuk duvarları içimin ürpermesine neden oldu. Rosalie'ye Firuze'nin yanında kalacağımı söylediğimde beni anladığını belirtircesine başını salladı o an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim.

Gözlerim kapanana dek bakışlarımı Firuze'den ayırmadım.Terden ıslanan alnına soğuk kompresler yaparak onu rahatlatmaya çalıştım.Yanında olduğumu hissettiğini biliyordum.Sabah güneşinin ilk ışıkları pencereden içeriye süzüldüğünde çatlamış dudakları nihayet kımıldadı. Kuruyan dudaklarına eğildiğimde gözlerini aralayarak "Merih yıldızı..."diye fısıldadığını duydum.

Sayıkladığı şey hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Bir yeri ya da birini sayıkladığını düşünerek yutkundum.

"Başhemşire Firuze , ben yanınızdayım beni duyabiliyor musunuz?"

Yavaşça araladığı gözlerini kapatarak "Su..."diye mırıldandı anlayacağım lisanda konuşması varlığımı hissettiğine bir işaretti.Komodinin üzerindeki bardağa uzanarak kurumuş dudaklarına uzattığımda birkaç yudum aldı.

"Bana ne oldu?"

"Dün yaralı mücahitlerle ilgilenirken fenalaştınız ve bizde sizi boş yataklardan birine yatırdık." diyerek eline uzandım "Daha iyi olacaksınız."

"Uyumak istiyorum."

"Pekala,"diyerek ayağa kalktığımda kapının sesiyle bakışlarımı açılan kapıya çevirdim.Doktor Casey "Günaydın hanımlar."dedi ikimizin anlayacağı lisanda konuşması hoşuma gitmişti.Firuze donuk bakışlarını pencere yönelttiğinde durumu hakkındaki bilgileri bir çırpıda sıralayıverdim.

Doktor Casey "Bayan Taheri bizi korkuttuğunuzu söylemeliyim,  kendinizi nasıl hissediyorsunuz şu an ?"dediğinde Firuze zoraki bir gülümsemeyle "Daha iyiyim.Teşekkürler."diye mırıldandı. Odadan çıkmak için hamle yaptığımda daha önce de gördüğüm Afgan gencin kapının önünde beklediğini gördüm.Tuhaf bir ismi vardı o an için hatırlayamadım.Bir hastası mı vardı burada ya da hasta olan kendisi miydi?

"Bay Casey" diye mırıldanarak elindeki sigara paketini uzattığında Firuze'nin kapıdaki adamı görmek için yattığı yerden doğrulduğunu fark ettim.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Where stories live. Discover now