Firuze nazik bir ifadeyle "Dün Bay Nelson'a karşı beni desteklediğiniz için."dedi.Bu ufak ayrıntıya takılması beni etkilemişti.

Barakaya geri döndüğümde, Rosalie'yi her zamanki gibi bez dolabın önünde elbise seçerken buldum."Rosalie?" diye seslendim beni duymasını umarak. Dekolteli beyaz bir elbiseyi üzerine geçirdiğinde"Bir yere mi gidiyorsun ? " diye sordum cevabını bildiğim halde.

Saçlarını saran bigudilerden kurtulmuş olmanın verdiği rahatlıkla iç çekti.

"Nelson bugün beni Bala Hisar'a götürecek."

Bir an için içimdeki boşluğun sızladığını hissettim.

"Ben düşünmüştüm ki birlikte kahvaltı edip pazar tatilini değerlendiririz tıpkı eski günlerdeki gibi."

Rosalie , celabi adı verilen tatlıdan bir ısırık alarak "Tatlım , birlikte değerlendirecek dünya kadar vaktimiz olacak , ama şimdi Nelson'a verdiğim sözü tutmalıyım."dedi.


Rosalie, kendi kaderini takip ederken , Nelson da kendi kaderine hazırlanıyordu. Nelson'un yatağına uzanmışlardı ; nefes alıp vermeleri dışında , arada yalnızca Nelson'un inleme sesi duyuluyordu. Rosalie , genç subayın karnına dayanarak uzanmıştı ; o da hafifçe Rosalie'nin saçlarını ve boynunu okşuyordu. Rosalie gün geçtikçe Nelson'un uzvunun dehşet verici olduğunu fark ediyordu.Ancak artık onun Cennetinde olma düşüncesi kafasına yatmış ; sevdiğine daha da yaklaşmak için yanıp tutuşmaya başlamıştı.Birkaç kez dudaklarını ısırmıştı ama Nelson tekrar ısırmasını istiyordu.

Rosalie, Nelson'a sürtünerek onun güçlü kollarına dokundu. Nelson da kendisine ait olan bir eşyayı bu benim dercesine kendisine çekti ve onun bu hareketi şimdiye kadar ki davranışlarından en sert olanıydı.

"Rosalie..."dedi Nelson nefes alış verişi kontrolünden çıkmıştı. Rosalie ona tekrar baktığında fare ve sineklerle kaynayan iğrenç odadan tiz bir ses yükseldi. Genç kızın vücudu titredi. Nelson vahşi, çatlak bir sesle "Soyun,"dedi. Rosalie emre itaat eden bir köle gibi beyaz elbisesini çıkarttı.Üzerinde iç çamaşırları dışında bir şey kalmamıştı. Nelson susuzluğun verdiği hararetle " Çok güzelsin"diye fısıldadı.Pençesini uzatarak beyaz göğsüne dokundu.Tek hamleyle sutyenini aşağı kaydırdı. Rosalie karşısındaki adama  baktığında korkudan tir tir titriyordu.

"Cesur ol."

Nelson pençesini aşağıya indirerek halinden memnun bir vaziyette Rosalie'ye baktı.

"Aşkımdan kör olmanı istiyorum."

Duyguların yoğunluğundan hassaslaşan teni pembeleşmişti engel olamadığı gözyaşlarından biri yanağından süzüldüğünde aptal gibi göründüğünü biliyordu. Nelson avına yaklaşan usta bir avcı edasıyla  iyice sokularak kusursuz bir çatalı andıran bıçağını Rosalie'nin gözlerine soktu. Rosalie'nin kafatasının gerisinde kanla karışık yoğun bir sıvı aktığında , Çığlıkları göğü inletiyordu.Acımasız parmak uçlarıyla genç kızın göz yuvalarına dokundu.Parmaklarını kaldırıp baktığında üzerleri kanlıydı parmağını yalayarak " İşte şimdi oldu."diye tısladı.


"Giselle sen iyi misin?"

İnce sesi zihnimde yankılandığında başımı sallayarak onu onayladım. Rosalie'nin merak dalgası etrafımızı sardığında "Tanrım, iyi görünmüyorsun.Şu haline bir bak."diyerek ufak el aynasını uzattı."Eğer yanında kalmamı istersen Nelson bunu anlayışla karşılar."dediğinde adını duymamla birlikte midemin kasıldığını hissederek öğürme isteğimi bastırdım.

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Donde viven las historias. Descúbrelo ahora