♕21.bölüm♕

En başından başla
                                    

Annem sıkıntıyla boğazını temizledi. "Ben...ben sadece onun iyiliğini is-"

Annemin cümlesi arabanın ani freniyle yarım kaldı.Araba geniş bahçe duvarımızın önünde durduğunda babam annemin vereceği cevaba aldırmadan arabadan inerek eve doğru yöneldi. Paul , arka kapıyı açmak için bir hamle yaptığında annem kibirli bakışlarını önce çamurlanan tekerleklere ardından da Paul'a yönelterek "Arabayı derhal yıka en ufak bir leke dahi görmek istemiyorum."dedi.

Annemin şiddetini arttıran rüzgarı umursamadan arabayı yıkatmak istemesi kanımı donduruyordu.Bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladığımda Betty Halanın kolunu belimde hissederek irkildim. Paul soğuktan kızaran ellerini önünde birleştirerek "Emredersiniz efendim."diyerek yanımızdan uzaklaştı.

Paul'un annemin yersiz isteklerine günde kaç defa maruz kaldığını düşünmek istemeden sığ bir soluk alarak eve geçtim.Ev oldukça sessizdi "Caroline uyumuş olmalı."diye düşünerek merdivenlere yöneldim. Caroline , günün büyük çoğunluğunu annemin bitmek bilmeyen isteklerine göre şekillendirirdi saat on buçuk olduğunda ise alt kattaki odasına çekilirdi.Annem ve Betty Hala gecenin yorgunluğunu atmak üzere odalarına yönelirken "İyi geceler hanımlar."diye mırıldanarak tek kişilik dünyamın yolunu tuttum.

Uzun denilebilecek bir süre zarfında elimdeki romana odaklanmaya çalıştım ne var ki kelimelerin birbirine karışarak zihnimde gölgelenmesine mani olamadım.Koridordaki ayak seslerini duyduğumda kelimelerden sıyrılan bakışlarımı kapıya yönelttim.Herkesin yatmasını fırsat bilen babam elindeki ufak tepsiyle yatağımın ucuna oturarak " Uyumadığını tahmin etmiştim , sandviç ister misin Tatlım?" diye sorduğunda tüm gece bir şeyler yemediğimi düşünerek sosisli sandviçlerden birine uzandım.

"Teşekkür ederim baba."

Aslında bu teşekkür sosisli sandviç için değildi.Babamın hüzünle gölgelenen yüzünden baharın ışıltısını andıran bir gülümseme geçti.Beni anladığını biliyordum.Elini önemli değil anlamında salladığında bileğindeki Casio marka saati sallandı.Bu saati iki yıl önce evlilik yıl dönümlerinde annem almıştı.Araları bozuk olsa da annemin aldığı hediyeye hala değer veriyor olması şaşırtıcıydı.Babam kağıt peçeteyi dudaklarına bastırdı.

"Son zamanlarda solgun görünüyorsun yolunda gitmeyen bir şeyler mi var tatlım?" 

Kalbimde yaşadığım çelişkiden nefret ediyordum ; Rosalie'nin mutlu olması beni avutuyorken , aynı zamanda bu hiç hoşuma gitmiyordu. Rosalie'nin tutku dediği duyguyu yaşamadığım için onu içten içe kıskanıyordum.Yarım kalan sandviçimi tepsiye yavaşça bırakarak " Baba sana göre tutkunun gerçek anlamı nedir ?"diye sordum.Babam beklenmedik sorum karşısında hafifçe gülümseyerek omuzlarını dikleştirdi.

"Tutku insanın kalbindedir tatlım gözlerindedir ses tonundadır ,sana verdiği değerdedir.Tutku gerçek aşkın bir adım ötesidir."

"Peki sen anneme karşı hala tutku hissediyor musun ?"

Babam bakışlarını kaçırarak ahşap zemine odaklandı.Sorum onu tuzağa düşürmüştü ve eğer onaylamakta gecikirse,bu yalnızca benim şüphelerimi doğrulayacaktı.Babam diline gelen sözcükleri bir fısıltı şeklinde serbest bıraktı.Yakınımda olmasına rağmen sesi derinlerden geliyordu.Bir çocuğun sesi,öylesine nazik ve yaramazlık doluydu ki bu ses ...

"Dürüst olmamı mı istiyorsun ? Sanırım uzun bir süre önce aramızdaki tutkunun yok olmaya başladığını söyleyebilirim.Bu da benim en az onun kadar haksız olduğumu mu gösterir? Tabi onun haksız olduğunu farz edersek ?"

PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin