❣SÜRPRİZ

72 8 4
                                    

Canlar! Seviliyorsunuz ♡ 7Bin olmamıza da çok kalmadı gibi :D keyifli okumalar dilerim! Tatlım, bu bölüm senin x

Her şey Jared ile oldukça güzel ve sorunsuz gidiyordu. Arada yaşanan ufak tartışmalar bile birkaç saat sonra unutuluyordu. Bella ve Tesa ile olan arkadaşlığım sürüyordu fakat zaman geçtikçe anladığım şey şuydu: Lisa bana onlardan daha iyi arkadaştı. Artık dertlerimi anlattığım ve karşılığını aldığım kişi Lisa haline gelmişti. Günümün neredeyse yarısı onunla mesajlaşarak geçiyordu. Elbette Bella ve Tesa ile çocukluktan beri arkadaş olduğumuzdan dolayı bağlarımızı koparmamıştık. Zaten aynı sınıfta olduğumuz ve hemen her gün birbirimizin yüzünü gördüğümüz için en azından çat pat bir şeyler konuşuyorduk. Tesa ile Alec hala flört aşamasındaydılar ve bu konuda Bella bana hala sinirliydi.

Okulda gördüğüm zor dersler giderek zorlaşmaya başlamışlardı çünkü attığım temeller küçük bir çocuğun yaptığı bir kumdan kale gibiydi; ufacık bir dalga tüm kaleyi yok edebiliyordu. Fakat bu konuda Jared bana verdiği sözü tutarak zorlandığım konularda bana yardımcı olabilecek birilerini bulmuştu. Zaten bu yüzden grupla daha çok görüşür olmuştum ya. Robin ile her hafta matematik, geometri ve analitik gibi sayısal zeka isteyen dersleri çalışıyorduk. Bir nevi özel derse gidiyordum. Annemin ise bu derslerden haberi vardı ve bundan dolayı bir keresinde izin alarak evde kalmış, çalışırken yememiz için bize çikolatalı kurabiyeler yapmıştı.

Haftanın son günü olduğundan okulun bitmesi ve eve gidip bir şeyler yedikten sonra Cumartesi öğlenine kadar uyumak için sabırsızlanıyordum. Bu son zamanlarda sıkça yapmaya başladığım bir şeydi. Sebepsiz yere aşırı yorgun hissediyordum. Bunu ilk yaptığımda Jared evime kadar gelmişti. Başıma bir şey geldiğini sandığını ve beni en az yirmi kez aradığını söylemişti. Ancak iyi olduğumu görünce sakinleşerek yarım saat kadar sonra evden gitmişti ve bende uyumaya kaldığım yerden devam etmiştim.

Sınıftaki beyaz tahtanın üzerindeki saatin tik tak sesleriyle bize zamanı gösterişine öyle odaklanmıştım ki öğretmenin söylediklerini dinleyemiyordum. Zaten bugün ders havasında olmadığını söylediğinden dolayı daha çok boş şeyleri konuşuyordu. Masanın üzerindeki telefonumun titremesi ile kalp atışlarımda bir tekleme oldu. Boş şeylerden konuşuyor olabilirdi ancak telefon takıntılı bir öğretmendi. Bu yüzden o görmeden hemen telefonumu kapıp sıranın altına koydum. En arkalarda oturduğumdan dolayı bunu fark etmedi.

Meraklanarak mesajı kimin attığına bakmaya karar verdim. Sadece ismini kontrol etmem zarar vermezdi herhalde? Mesajı gönderen kişinin Jared olduğunu görünce dayanamayarak mesajı açtım. Bugün okul çıkışı beni ve Melina'yı okuldan alacağını, bana birkaç hafta önce Melina'ya hediye almaktan bahsettiğini ve sonunda uygun hediyeyi aldığını söyleyen bir mesajdı. Onaylayıp telefonumu yeniden sıranın altına koyup boş konuşmayı dinlemeye devam ettim.

Okulun bittiğini belirten zil kulaklarıma dolduğunda eşyalarımı hızla çantama yerleştirmeye başladım. Bella ve Tesa gülüşerek sınıftan çıktıklarında içimde bir acı hissettim. Onları oldukça ihmal etmiştim ve onlarda birbirleri ile daha da yakınlaşmış gibiydiler. Bomboş sınıfta durup öylece boş kapıyı izlediğimi fark edince aklımdaki düşünceleri kovmak isterce başımı salladım. Elimdeki kalemliğimi de çantama yerleştirdim. Ceketimi hızla giyip çantamı omzuma asmamdan sonra telefonumu elime alarak koşa koşa sınıftan çıktım.

Jared'ın otoparkta duran boş aracını görünce endişelenerek etrafı taradım. Adımlarımı yavaşlatarak boşalmakta olan otoparktaki bordo Range Rover'a doğru yürümeye başladım. Koşmamın anlamı yoktu. Sonuçta araç kilitli olmalıydı. Arabanın yanına vardığımda çantamı ön tekerleğin yanına koyup etrafa bir kez daha baktım. O esnada bana doğru gelen Jared'ı görünce gülümsedim. Tam karşımda durup alnımdan öptükten sonra "Gidelim mi?" diye sordu. Başımı sallamama onaylayan bir mırıltı ile eşlik ettim. Çantamı yerden alıp arka koltuğa koydum ve yerime yerleştim.

Melina'nın okuduğu ilkokula doğru giderken pek konuşmadık. Jared'ın da okuldan çıkmış olduğu belliydi çünkü üzerinde yeşil üniformaları vardı ve çantası arka koltuğa gelişi güzel fırlatılmıştı. "Biraz geçiktim sanırım?" dedi Jared. Onu reddedip benim de sınıftan çıkarken oyalandığımı söyledim. Son iki derse girmediğini ve bunun sorun olmayacağını ama yine de geciktiğini sandığını söylediğinde kıkırdayarak onu yeniden reddettim. Melina'nın okuluna vardığımızda boş okulu gördük. Birlikte dışarıda duran öğretmene kardeşimi sorduğumuzda bize çoktan otobüse bindiğini söyledi. Öğretmene teşekkür edip benim evime gitmek üzere yola çıktık. Onu okuldan almak gibi bir sürpriz yapamamıştık ancak eve geldiğinde Jared'ın hediyesi ile karşılaşacaktı.

Eve varmadan önce bir hamburger dükkanından kendimiz ve Melina için birer yiyecek sipariş ettik. Melina her çocuk gibi hamburgeri çok seviyordu. Yiyecekler hazır olana kadar oturup beklerken bazı rastgele şeylerden konuştuk. Görevli bize siparişimizin hazır olduğunu söyleyince onları da alarak arabaya yeniden bindik. Her ne kadar ısrar etsem de Jared ödememe izin vermemişti. Bunu yapmasından nefret ediyordum ancak yapabileceğim bir şey yoktu. Ondan bunu yapmamasını rica bile etmiştim ama beni geri çevirmişti.

Eve vardığımızda üniformalarımı değişmeye üşenerek kendimi Jared'ın yanına, koltuğa attım. Melina'nın gelmesini beklerken uyumak üzereydim ki o anda fark ettim. Melina çoktan gelmiş olmalıydı. Panikleyerek doğrulduğumda Jared bir sorun olup olmadığını sordu. "Melina yarım saat önce gelmiş olmalıydı. Asla bu kadar gecikmezdi." dedim. O ise "Belki bugün bir arkadaşına gitmek üzere annenden izin almıştı ve senin haberin yoktu?" diyerek fikrini söyledi. Sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldım. Annemin numarasını tuşladığımda içimde hala bir korku vardı. Melina arkadaşlarına sürekli giderdi ve arkadaşları bize sürekli gelirlerdi ancak her zaman önceden haberim olurdu böylece pijamalarım ile salonda pineklerken Melina ve arkadaşı karşısında gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalmazdım.

Pes edip telefonu kapatmak üzereyken annem telefonuna yanıt verdi. Direk konuya girerek Melina'nın bir arkadaşına gidip gitmeyeceğini sordum. Bir an duraksadıktan sonra öyle bir şeyi dün Melina'nın söylediğini hatırlamadığını ve her şeyin yolunda olup olmadığını sordu. Ona durumu kısa bir özet geçtim. Onun da paniklediğini hissedince içimdeki korku katlanarak büyüdü. Telefonu kapatıp hızla ayağa kalktım. "Annem, Melina'nın nerede olduğunu bilmediğini söyledi. Kardeşim asla birine haber vermeden ortadan kaybolmaz. En iyi arkadaşının annesini arayacağım. Belki de haber vermeyi unutmuştur, öyle değil mi?" dedim olumlu düşünmeye çalışarak.

Melina'nın en iyi arkadaşı olan Charlotte'un annesi benden önce davranarak beni aradığında şaşırdım. Jared'ın da benim gibi olumlu düşünmeye çalıştığı belliydi çünkü bana söylediği şey "Belki Melina size haber vermeyi unuttuğunu söyledi diye aradı?" idi. Başımı sallayarak hızla telefonu açtım ancak o anda tüm umutlarım yerle bir oldu. Bizden bir sokak ötede oturan Charlotte'un annesi bana kızının bizim evde olup olmadığını soruyordu. Ürpererek ona Melina'nın da ortada olmadığını söyledim. Hattın diğer ucundaki 50'lerindeki kadın acı bir feryatla bağırınca telefon elimden kaydı ancak son anda onu yakalayıp yeniden kulağıma yaklaştırdım. "Bulacağız. Bir şekilde Melina ve Charlotte'u bulacağız." türü bir şeyler saçmalamaya başladım. O esnada Jared'ın telefonunun ekranına kaşlarını çatarak baktığını fark ettim. Telefonu hızla kapayıp ona neler olduğunu sordum. Hızla bir numara tuşlayıp tek çalıştan sonra telefonu açan kişiye "Hazırlan ve sana söyleyeceğim adrese çabucak gel. Laptopunu unutma. Çabuk!" deyip telefonu kapattı.

"Jared! Yeterince korkuyorum zaten! Bana ne olduğunu söyle." dedim. "Sıradan bir çift olabileceğimizi düşünmem bir hataydı, Amelia. Bir sıradan olamayacağımı bildiğim halde böyle dikkatsiz olmam... Yeniden hedef halindesin. Sana söylediğimi hatırlıyor musun? Sana değil senin en sevdiğine zarar vererek canını yakacakları ile ilgili şeyler. Ve bu söylediğim şeyler şu anda lanet olsun ki gerçek oluyor." dedi. Duraksayarak yüzüme sonsuz bir ciddiyetle baktı. Sonra da durumu izah etmek isterce bir cümle söyledi.

"Melina'nın bulunduğu otobüs kaçırıldı."

Eksik KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin