6. Bölüm: El İzleri

162 17 68
                                    

   Pınar'ı geldiğimizde görmemiş, sohbetimiz sırasında kapının açıldığını bile işitmemiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

   Pınar'ı geldiğimizde görmemiş, sohbetimiz sırasında kapının açıldığını bile işitmemiştim. Böylesine güçlü bir enerjiyi fark etmemem mümkün değildi. Kendinden emin duruşu, masumluğu ve sertliği aynı anda yansıtabildiği bakışları, sonbahar tonlarını yansıttığı atkının siyah kazağıyla kombini, ışığını adeta kafeye yansıttığını gösteriyordu. 

   "Ben Serhat."

   "Toprak." 

   "İsmimi biliyorsun zaten." diye ekledim, "Memnun oldum."

   "Ben de memnun oldum çocuklar." dedi Pınar, "İsmini nereden bildiğimi merak ediyorsun." Kılıç ve Buse'ye tebessümle baktı, "Ve buraya ne zaman geldiğimi... hararetli sohbetinizi bölmeye kıyamadım, ama yaklaşık üç dakikadır kasa tarafından sizi dinliyordum."

   Karşılık vermek üzereyken Pınar bunun farkındaymışçasına konuşmasını sürdürdü:

   "Sorumu yanıtlamadın, Ege. Çekim yasasına inanır mısın?"

   Cevaplayamadan devam etti:

   "Eh, inandığın belli; gözlerinden anlaşılıyor. Koleksiyonumun nadide parçası Karabasan'ın çekim yasasıyla bağlantısı hakkında ne düşünüyorsun peki?"

   "Seçimlerimizi yaşarız." dedim, "Zihin ne kadar inkâr etse de... paranormal vakalarda da aynı durum geçerli olabilir. Olağan karşılayan, inanan bir beyin bir radyo alıcısı görevi görüp boyutlar arası varlıkları çekebilir."

   "Aynı fikirdeyim." dedi Pınar gülüşünü gizlemeyerek, "Kendini tarif ediyorsun ve arzuladığın Ege'yi anlatıyorsun. Yanılıyor muyum?"

   Henüz bir gece önce Toprak ve Serhat'a kendimi açmışken, Pınar'ın Sherlock Holmes rolüne bürünmesinden rahatsızlık duyduğumu fark ettim. Sözleri, her anıma şahit olan bir gölgenin tezahür etmesiyle aynı hissi veriyordu. 

   "Yanılmıyorsun." dedim. Donuk ve gergindim. Neler oluyordu?

   "Hazırsanız Ege'yi destekleyecek eklemeler yapmak istiyorum." dedi Pınar boş kalan armut koltuğa yerleşerek, "Sanırım tam zamanında geldim."

   "Oğlum, bu kız taktı kafayı sana." dedi Serhat dirseğiyle dürterek. 

   "Çok sıcakkanlı ve zeki." dedi Toprak. 

   "Bilemiyorum Altan, bilemiyorum." diye iç çektim.

   Ortam rahattı, fakat bende bu rahatlıktan eser yoktu. Gevşemeye ihtiyaç duyuyordum. Başarılıydım; Serhat'la istemsizce kıkırdamıştık.

   "Telefonumdan o görüntüyü bulduğumda çıt çıkmayacağını ümit ediyorum beyler." dedi Pınar. Yüzümün afallamış etkisi henüz geçmemişken onunla yeniden göz göze geldim. 

   "Ve buldum. Bakın!"

   Pınar, arkasında oturan Kılıç ve Buse dahil hepimize açtığı fotoğrafı gösterdi. Fotoğrafta biri iç içe geçmiş, diğeri sol eli gösteren farklı el izleri vardı. 

Korku Tutkunları | İlk MaceraWhere stories live. Discover now