HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlan...

By eylulayazzz

7.3M 212K 17.6K

Canından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediğ... More

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
KUTLAMA (Elif'ten)
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
BALLARIM :)))
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
TATLILARIM :))
ALINTI
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ALINTI
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
MÜJDEEEEE :)))
ALINTI
57. BÖLÜM
ALINTI
58. BÖLÜM (Part I)
ALINTI
58. BÖLÜM (PART II)
ALINTI
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM (Melif Çifti)
61. BÖLÜM
62. Bölüm
63. BÖLÜM
Final
İmkansız'ım

11. BÖLÜM

103K 3.3K 347
By eylulayazzz


URAZ'DAN

 Hastaneden çıkarken elimi beline koymuştum, o an içime yayılan sıcaklıktan onun benim için yaratıldığını bir kez daha anlamıştım. Yardım amaçlı değil de sahiplenmek için de elimi beline koyacağım günler gelecekti.

Eve girdiğimizde yine sert ve soğuk kişiliğime bürünmüştüm, yumuşak tarafımı sadece kadınım görecekti.

Duş almasına yardım etmesi için birini göndermiştim. Aslında içim gidiyordu onu banyo yaptırmak için ama olmazdı, sabretmeliydim. Yavru ceylanımı ürkütmeye gerek yoktu zaten benim olacaktı. Bir süre sonra onsuz banyoya girmeyecektim. Hastayken bile her hücremi harekete geçirecek cazibeye sahipti benim meleğim. Hasta demişken Ege şerefsizini unutmamalıydım. Zaten depoya almıştı bizim çocuklar, orada eli kolu bağlı bekliyordu it. Tabi belli aralıklarla adamlarımdan dayak yiyordu ama asıl dayağı ben gösterecektim ona. Sevdiğimi bu hale getirmenin cezasını çekecekti.

Adelina'yı daha fazla bekletmemek için banyoya girdim düşüncelerimi bir kenara bırakıp. Kadınım kokumdan etkilensin diye duş jelini abartmış olabilirdim. Ah Tanrım kendini bir adama beğendirmeye çalışan kadınlara benzemiştim iyice. O küçük cadıya bunların hesabını yatakta soracaktım, bu düşünceyle sırıttım.

Odasına gittiğimde saçları taranıyordu.Nasıl da güzeldi. Yaz ayında olduğumuz için şort, askılı pijama giymişti ve içinde sütyen yoktu. Bu kadın bana ne yaptığının farkında mıydı acaba? Onu yatağa atıp sabaha kadar altımda inletmek için her şeyi yapabilirdim şuan. Sekste her zaman aktif olmayı ve kontrolü elinde tutmayı seven ben işin içine Adelina girince seve seve ona bırakabilirdim kontrolü. Adelina'yla seviştikten sonra kimin kontrolü sağladığının ne önemi vardı ki.

Düşüncelerimden kurtulup kadınıma yöneldim, yoksa küçük Uraz rahat durmayacak beni zorlayacaktı.

Yalnız kalmak için kızı da göndermiştim. Zaten yemekler de gelmişti. Mantara bakışından doğru yolda olduğumu anlamıştım tam bir mantar canavarıydı benim küçüğüm.

Küçüğüm..

Küçüğüm..

Küçük kadınım..

Nasıl da yakışmıştı ama. Evet evet kesinlikle benim küçük kadınımdı o.

Yine onunla yemiştik yemeğimizi. Hem hakkında bir şey daha öğrenmiştim. Banyodan sonra uyuyormuş sevdiğim, yoruluyormuş. Ah ben seni ne kadar yoracaktım bir bilsen. Günde kaç kere duşa girecektin acaba?

Yemekten sonra yatağa girmesine yardımcı olup çıkmıştım odadan yoksa işler kontrolümden çıkacaktı, sakinleşmeye ihtiyacım vardı.

Bir haftadır kimseyle seks yapmıyordum ve bu benim için çok fazlaydı. Başkasıyla seks yaparak geçici olarak rahatlayabilirdim ama olmazdı. Aşıktım ben ve kadınıma ihanet etmezdim.

Aşık olanın sevdiğinden başkasına dokunması azap olurdu, yanardı başkasına dokunan eli. İçi buz tutardı, kanı damarlarında kor gibi değil de buz kütleleri gibi dolanırdı. Bu sevdiğinden ayrı kalmaktan sonra en büyük cezalardan biriydi benim için ve ben bunu yapamazdım. Ölene kadar ondan başkasına dokunmayacaktım. O benim helalimdi, diğer tüm kadınlar haramdı bana. Hoş gözüm ondan başkasını da zaten görmüyordu.

Adelina uzaktı şuan bana ama yakın da olacaktı elbet, hep böyle kalmayacaktık ya. Ege'yi unutacak beni sevecekti bunun için tüm servetimi hatta canımı bile verirdim.

Benim için içki gibiydi Adelina. Severek de içilirdi söverek de. Coşkuluyken de içilirdi, hüzünlüyken de. Bazen dibe vurmak bazen göklere çıkmak için içilirdi. Rakı gibi ince belli bardakta da içilirdi bira gibi büyük bardakta da. Bazen şarap gibi tadına vara vara içerdin bazen tekila gibi tek dikişte. Bazen zaferlerin ödülü olurdu şampanya gibi, bazen dertlerini anlattığın rakı sofrası. Bazen her şeyi unutturur özgürleştirirdi seni, bazen bazen de acılara zincirlerdi. Kimi zaman kahkahalarına şahit olurdu kimi zaman gözyaşlarına. Bazen rahat bir nefes aldırırdı sana bazen hatırlattıklarıyla nefesini keserdi. Bazen unutmak için içilirdi bazen hatırlamak için.. Ama vazgeçilmezdi Adelina'm içki gibi.. Bağımlılık yapar kanına kadar işlerdi istesen de bırakamazdın. İşte böyleydi benim için küçüğüm.. Taa ciğerlerime işlemişti, en derinimdeydi ve ben istesem de bu saatten sonra bırakamazdım... 

ADELİNA'DAN

Sabah 10'da kapımın çalınmasıyla uyanmıştım.Kafamı kaldırdığımda içeri giren Uraz Bey'i gördüm. Dünden daha dinç hissediyordum kendimi hafif toparlandım.

"Zorlama kendini bir yerin acıyabilir."

"Bugün daha iyiyim teşekkür ederim. Günaydın bu arada."

"Ah günaydın. Kahvaltı hazır aşağı inebilecek misin yoksa buraya mı getirsinler?"

"İnebilirim ama kıyafetim yok ne giyeceğim?"

"Kahvaltıdan sonra birşeyler almak için dışarı çıkabiliriz istersen."

"Hiç gerek yok daha fazla zahmet olmasın size de evimden alabilirsek birkaç bişey daha iyi olur."

"Tamam o zaman hadi kalk bakalım küçük hanım."

Küçük hanım mı gerçekten mi? İstemeden de olsa tebessüm etmiştim bu sözle.

"İnelim bakalım."

Aşağıya indiğimizde mükemmel bir kahvaltı masası bizi bekliyordu. Buradakiler bizim gibi üç dört kişiyi daha doyururdu. Ne gerek vardı ki bu kadar şeye, israftı. Ama bişey demedim belki de böyle seviyordu adam bana neydi.

Kahvaltımızı ederken kapı çalmıştı, kim gelmişti acaba? Sevgilisi olabilir miydi, beni bu halde görse kesin yanlış anlardı ama sevgilisi yoktu Yelda'nın dediğine göre. Salonun girişine baktığımda yaşlı ama dinç bir adam ve yanında da gençten biri vardı. Kimdi ki bunlar?

"Baba? Geleceğini bilmiyordum hoşgeldin."

"Hiç hoş gelmedim. Bu rezaleti nasıl açıklayacaksın?" adamın sesinden sinirli olduğu o kadar belliydi ki. Odaya çıkıp onları yalnız bırakmaya karar verdim.

"Ben yukarı çıkıyorum siz rahat rahat konuşun."

"Ben birazdan geleceğim yanına sen yukarıda bekle beni Adelina." Uraz Bey'di bunu diyen. O da çok gergin görünüyordu. Uzatmak istemedim.

"Tamam." deyip yukarı çıktım. Aşağıda neler oluyor merak etmiştim ama beni ilgilendirmezdi bu Uraz Bey'in özeliydi. Yatağa girip beklemeye başladım..


URAZ'DAN

"Hayırdır baba noldu neye sinirlendin yine sen?"

"Neye mi sinirlendim? Nasıl bu kadar sorumsuz olursun ya o çocuk doğsaydı?"

"Ne çocuğu baba açık konuşur musun seni anlamıyorum."

"Al kendin bak öyleyse." deyip gazeteyi sinirle bana verdi.

Gördüklerimle şok oldum yok artık bu kadar da değildi. Ne demek ben dövmüşüm? Ne demek bebeğimiz ölmüş? Şimdi anlaşılmıştı babamın derdi.

"Baba düşündüğün gibi değil."

"Ney düşündüğüm gibi değil ulan? Kadın evinde kalıyor mu kalıyor. Yatağından çıkmış masana oturmuş mu oturmuş. Dayak yemiş mi yemiş. Daha ney düşündüğüm gibi değil?"

"Baba hiçbir şey göründüğü gibi değil."

"Yeter artık Uraz. Kadın konusundaki sorumsuzluklarından bıktım. Ya o çocuk doğsaydı? Onun bunun altında dolanan bir kadının çocuğunu nasıl torunum diye bağrıma basarım? Nasıl gelinim derim ben ona?"

"Baba anladım sinirlisin ama onun hakkında ağzından çıkanlara dikkat et."

"O kadar mı kanına girdi bu orosbu senin? Aynı evde yaşamak da ne demek?"

"Yeter. Sana göründüğü gibi değil dedim anlamıyorsun. Onun hakkında öyle konuşma diyorum anlamıyorsun. Açıklama yapmayacağım."

"Açıklanacak bişey yok zaten. Evleneceksin Uraz."

"Ne?"

"Evleneceksin diyorum. Bu kadını da hayatından çıkaracaksın. Son sözüm budur."

"Karşında üç yaşında çocuk yok senin. 32 yaşındayım ben baba. Kendi kararımı kendim verecek yaştayım. Bugüne kadar kimseden emir almadım bundan sonra da almam. Hem söyle bakalım kimi uygun gördün bana?"

"Ali'nin kızı Berfin ailemize uygundur. Ondan başkasına gelinim demem bilesin."

"Ben de Adelina'dan başkasına kadınım demem, yatağımı paylaşmam sen de bunu bilesin Raber Ağa."

"Geçici heves peşindesin oğlum. Bugüne kadar hep öyleleriyle takıldın da ne oldu? Hani nerdeler şimdi, bir süre sonra adını bile unutacaksın. İnat etme he de evlen Berfin'le. Artık çocuk sahibi olma yaşın geldi hem anan da uygun görür o kızı sana."

"Ama ben kendime uygun görmedim baba bu ne olacak?"

"En kısa zamanda evleneceksin."

"Tamam baba evleneceğim."

"Biliyordum beni kırmayacağını. Zaten bu tip kadınlara değmez."

"Evlenmeye evleneceğim ama sor bakalım kiminle evleneceğim? Adelina'yla evleneceğim ve siz onu kabul edeceksiniz."

"Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? Bunu asla kabul etmem ailemize, aşiretimize uygun değildir o kadın."

"Ağa olan benim baba unutma. Ben ne dersem o olur. Eğer kabul etmezseniz bundan sonra beni de göremezsiniz."

"O nasıl söz öyle? Sen benim tek evladımsın nasıl vazgeçerim senden? Tamam oğul dediğin gibi olsun."

"Hiç pişman olmayacaksın baba göreceksin. En kısa zamanda düğünü yaparız. Anama da ver haberi sevinsin. Yıllardır gelin arıyor kendine kadıncağız."

"Tamam madem ille de o olacak diyorsun o olsun. Ama soyadımıza yakışır bir düğün yapacağım sana. Hazırlıklar tamamlanır mı bilmiyorum. Anana da söylerim. Ama bizim gönlümüz yoktur bunu bil. Sadece senden vazgeçmemek için kabul ediyorum. Gelinim deyip onu bağrıma basmamı bekleme. Hem kötü davranmayacağıma da söz veremem."

"Kötü davranmayacaksın baba. Ona yapılan en ufak bişeyi kendime yapılmış sayarım. Soyadımıza yaraşır olsun tabi düğünüm. Bir kere evleniyor insan sonuçta. Hem koskoca Uraz Ağa evleniyor öyle değil mi?"

"Öyle oğul öyle. Ben yola çıkıyorum o zaman. Sen de en kısa zamanda al gel kızı. Ananla tanışsın, aşireti görsün bilsin."

"Tamam baba. Sağ ol desteğin için."

"Oğlumsun destek olacağım elbet elden ne gelir başka."

Babamı gönderdikten sonra Adelina'ya ne söyleyeceğimi düşünmeye başladım. Tamam evlenicem demiştim de ben kadınımı nasıl ikna edecektim ki? Düşün oğlum Uraz düşün... Tabi ya buldum. Biraz demogojinin kimseye zararı olmazdı. Hedefe giden her yol mübahtır dememişler boşa.

Kapısını çalıp girdiğim de yatakta bekliyordu. İçim içime sığmıyordu aslında ama moralim bozukmuş gibi yapmam lazımdı.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

"Tabi buyrun."

"Gazetede bizimle ilgili yazmışlar yine Adelina. Seni ben dövmüşüm, sen hamileymişsin bu olayla bebeği düşürmüşsün.. Buna benzer şeyler işte. Hayır sözümü kesmeden dinle. Benim aşiret çocuğu olduğumu biliyorsun. Bu haber özellikle de bebek haberi bomba gibi düşmüş Mardin'e. Evlenmemi istiyorlar ve ben bunu yapmak zorundayım. Ama ben evlenmek istemiyorum burda senin yardımın gerekiyor."

"Çok özür dilerim Uraz Bey. Hep benim yüzümden oldu bunlar. Başınıza dert açtım bir sürü. Elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım."

"Kendini suçlaman için anlatmadım bunları. Evlenmeyi kabul ettim ama onların bulduğu kızla değil de kendi bulduğum biriyle evleneceğimi söyledim. İşte tam da bu noktada yardımın gerekiyor. Yanlış anlama ama benimle evlenir misin Adelina?"




ADELİNA'DAN

Benim yüzümden zor durumda kalmıştı adam. tabiki de yardım edecektim ama ben ne yapabilirdim onu anlamamıştım henüz ta ki Uraz Bey'i duyana kadar. Pardon, yanlış duydum değil mi? Bu adam bana evlenme teklifi mi etti az önce?

"Neee?"

"Hey bir dakika yanlış anladın. Sana evlenme teklif ettim ama sor bakalım niye."

"Evet bende merak ediyorum, niye?"

"Adelina eğer onların bulduğu kişiyle evlenirsem hayatım kararır. Sen hiç tanımadığın ve sevmediğin biriyle evlenmek ister misin? Hem aşiretten birini bulurlar ve boşanamam bile. Ama seninle evlenirsek durumlar değişir."

Kafam karışıyordu git gide. Ama haklıydı bende tanımadığım biriyle evlenmeyi istemezdim.

"Nasıl yani?"

"Şöyle ki seninle anlaşmalı evlilik yapabiliriz. Ama bu aramızda kalır. Onlar normal bir evlilik sanır ama biz ortalık yatışınca boşanabiliriz. Ne dersin?"

Ne derdim? Düşünmeliydim. En zor zamanlarımda bana o yardım etmişti, o gelmese belki de ölürdüm. Ama bu büyük bir sorumluluk gerektirirdi. Böyle bişeyi yapabilir miydim? Aşiretti, düğündü derken çok yıpranırdım. Hem ne derdim soranlara? Ne saçmalıyordum ben Tanrı aşkına kimse bana bişey sormazdı ki. Kimsem yoktu açıklama yapacağım. Tektim ve kimsenin umrunda değildim. En zor zamanlarımda bana yardım eden birine neden yardım etmeyecektim ki?

"Ne düşünüyorsun Adelina, bana yardım edecek misin?"

"Evet size yardım edeceğim Uraz Bey."

Bunu dememle rahat bir nefes verdi adamcağız. Eh haklıydı zor bir durumdu.

"Çok teşekkür ederim Adelina sana nasıl teşekkür ederim bilemiyorum."

"Siz bana yaptıklarınızla teşekkürünüzü çoktan ettiniz efendim. Şimdi sıra bende."

"Aaa ama bak bu olmuyor Adelina. Kim kocasına Uraz Bey diye hitap eder. Artık atalım şu Bey'i."

Söylediklerinden çok bir kelime takıldı kafama.

Kocası..

Kocası..

Evet yalandan da olsa evleniyordum ben ve kocam olacak adam hiç de fena sayılmazdı. Ne diyorum ben adam Yunan tanrıları gibiydi. Hem bu iş eğlenceli bile olabilirdi evet evet kesinlikle eğlenceli olacaktı. Madem kabul etmiştim somurtmayacak, keyif alacaktım düğünümden, sahte evliliğimden...

Yaşayacaklarından habersiz şimdi böyle düşünüyordu Adelina. Verdiği bu karardan dolayı pişmanlık mı duyacaktı yoksa mutlu mu olacaktı zaman gösterecekti...





Continue Reading

You'll Also Like

21.6K 3.1K 33
İntikam aşkın önüne geçen bir nevi lanet olmuştur. Yaşanan geçmişin geleceğe kötü ışıklar saçması da olayların pozisyonunu değiştiren etkendir. Sevd...
ŞAH By Elly

Teen Fiction

14.4K 833 19
"Sen ne saçmalıyorsun? Şu her şeyin üstesinden gelirim, herkes beni dinler havalarından çık artık!" diye yüzüne püskürdüğümde alayla kalktı kaşları...
117K 125 1
TANITIM Kaplumbağa gibi dışını sert zırhlarla örmüş... içinde yumuşacık bir kalp bırakmış erkek... Pars! O, bilinen Müjde Aklanoğlu erkelerinin en...
1.8M 30.1K 52
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...