HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlan...

Por eylulayazzz

7.3M 212K 17.6K

Canından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediğ... Mais

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
KUTLAMA (Elif'ten)
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
BALLARIM :)))
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
TATLILARIM :))
ALINTI
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ALINTI
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
MÜJDEEEEE :)))
ALINTI
57. BÖLÜM
ALINTI
58. BÖLÜM (Part I)
ALINTI
58. BÖLÜM (PART II)
ALINTI
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM (Melif Çifti)
61. BÖLÜM
62. Bölüm
63. BÖLÜM
Final
İmkansız'ım

5. BÖLÜM

127K 3.4K 273
Por eylulayazzz

ADELİNA'DAN

Uraz Bey'in odasından çıktıktan sonra ofise geçtim. Akşam Dubai'nin en iyilerinden biriyle toplantımız vardı. Yer altı oteli inşa edecektik. Atalar Holding çok geniş kapsamlı bir yerdi. Otomotiv sanayi, taşımacılık, tekstil, inşaat... Uraz Bey Türkiye'nin en zengin iş adamı seçilmiş hatta bir dergide Yelda öyle demişti. Akşam ne giymeliydim, daha önce öyle bir yerde olmadığım için bilmiyordum. Yelda'ya sormaya karar verdim.

"Yelda akşam yemek lüks bir otelde olacakmış sence ne giymeliyim?"

"Canım Dubaililer kıyafet konusundaa baya titizmiş ve toplantıya katılanlar çok şık oluyorlarmış. Genelde abiye tarzı tercih ettiklerini duydum ama karar senin."

"Çok teşekkür ederim. Ben çıkıyorum daha hazırlanmam gerek. görüşürüz."

"Görüşürüz."

Önce alışverişe mi gitsem diye düşündüm ama o kadar zaman yoktu. Dolabımda bugün giyebileceğim birkaç elbise vardı onlardan birini giyerdim artık.

Trafik vardı eve geldiğimde toplantıya 2 saat vardı. Duş almam, saçım, makyajım derken 1 saat geçerdi. Trafiği göz önünde bulundurursak 1 saate yakın da otele gitmemiz sürerdi. Acele etmeliydim hemen duşa girdim. Normalde suyu çok severdim saçlarım da uzun olduğu için yarım saatten erken çıkmazdım ama bu sefer 15 dakikada çıkmıştım. Dolabın başına geçtim lacivert hafif göğüs dekoltesi olan yırtmaçlı bir elbise seçtim. En uygunu buydu diğerleri fazla abartılıydı. Hoş bence bu bile abartılıydı ya neyse. Kremlendikten sonra elbiseyi giydim. Saçlarımda zorlanmayacaktım zaten kıvırcık olduğu için dağınık topuz yapacaktım. Ayağıma siyah süet topuklularımı giyecektim. Hafif makyaj tercih ettim abartıya gerek yoktu. Boynumun açıkta kaldığını düşünüp kolye taktım. Küpe takmayı sevmezdim. 45 dakika olmuştu Uraz Bey birazdan gelirdi. Telefonumu elime aldım ama ne bir arama ne de mesaj vardı. Ege'nin numarasını engellemiştim. Ailemin ölümünden sonra içime kapanmıştım arkadaşım olmamıştı pek. Ege'den sonra da kimle yakınlaşsam kafayı Ege'ye takıyordu o yüzden uzak duruyordum kızlardan. Acaba o zamanlar da aldatılmış mıydım? Belki okuldan biriyle aldatmıştı beni? Elimdeki telefonun titremesiyle birden sıçradım. Numarayı tanımıyordum. Ege miydi acaba açmasa mıydım? Şirketten olabilirdi ya da Uraz Bey'in şoförü.Açtım.

"Efendim?"

"Adelina Hanım benim Uraz. Gelmek üzereyim hazırsanız aşağıya inebilir misiniz?"

"Tabi Uraz Bey iniyorum."

Çantamı da alıp indim. Kapıdan çıktığım an lüks bir araba siteye girdi Uraz Bey olmalıydı. Arabada sadece Uraz Bey vardı, şoför yoktu. Arkaya mı oturmalıydım yanına mı? Tereddütte kaldım, Uraz Bey de anlamış olacak ki yanını işaret ettin 'Buyrun.' diyerek. Oturdum hemen kemerimi taktım kazadan sonra takıntılıydım. Uraz Bey'in bana baktığını gördüm.

"İyi akşamlar efendim."

İyi akşamlar. Çok şıksınız."

Siyah bir takım elbise beyaz vücuduna oturan bir gömlek giymiş, siyah kravat takmıştı.

"Teşekkür ederim efendim siz de öylesiniz."

"Teşekkürler. Bir an önce gidelim yoksa geç kalacağız malum eviniz şehir dışında."

"Haklısınız." deyip gülümsedim. O da gülümsedi.

Her sabah buradan işe gitmek de zor oluyordu şirkete yakın bir ev mi tutsaydım acaba? Ama hiç emlakçı tanımıyordum. Yelda'ya mı sorsam diye düşündüm ama o ailesiyle otuyordu emlakçıları tanır mıydı ki? Neyse dedim yarın sorarım.

Araba oldukça lüks bir otelin önünde durdu. Hemen gelip kapımızı açtılar. Herkes Uraz Bey'e selam veriyordu burada baya tanınıyordu anlaşılan. Ee adam çok zengindi, normaldi tanınması. Yanıma geldiğinde kendimi çok kısa hissettim. Ben bu topuklularda 1.75'in üzerindeydim ama daha omzuna gelememiştim. Aman Tanrım bu adam neredeyse 2 metreydi. Elini belime koyup beni yönlendirdi. Rahatsız oldum, Ege'den başka kimse bana dokunmamıştı. O da fark etmiş olmalı ki elini çekti. Büyük bir masaya geçtik. Adamlar gelmişti ve kesinlikle Yelda haklıydı. Bu kadınlar ne kadar da süslenmişlerdi, düğüne gidiyorlardı sanki yahu. Ben kendime abartılı giyindim diyordum ama en sadeleri bendim. Masaya geldiğimizde Uraz Bey tüm centilmenliğiyle sandalyemi çekti ve oturmama yardım etti. Tebessüm ettim o da öyle karşılık verdi. Biz oturunca yemek servisi başladı hem yemek yiyip hem iş konuşuyorduk. İngilizceleri akıcıydı tabi bizim de öyle. Tercümana ihtiyaç duymamıştık. Çizimlere göz attım da otel gerçekten harika olacaktı. Uraz Bey'in fikirleri çok iddialıydı. Zaten böyle bir adamdan başka bir şey bekleyemezdiniz. Ama Yelda'nın dediği gibi havalı birine benzetmemiştim hiç. Adamlardan birinin bakışlarından çok rahatsız oldum, adeta gözleriyle soyuyordu beni. Huzursuzca kıpırdandım Uraz Bey fark etti. Hafif kulağıma eğilerek:

"Bir sorun mu var Adelina Hanım?"

"Hayır efendim biraz sıcak oldu da sadece."

Kafasını sallayıp garsonu çağırdı klimanın açılmasını istedi. Bu kadar ince düşünceli olması hoşuma gitti. Uraz Bey'e söyleyip tatsızlık çıkarmak istemiyordum. Zaten benim için milyon dolarlık projeden vazgeçecek değildi ya. 'Sabret kızım.' dedim kendi kendime.

Nihayet imzalar atılmıştı. İş bizimdi ve çok karlıydı. Şampanya patlatıldı kutlama için. Ama adam hala aynı bakıyordu bana. Uraz Bey'e baktım yanındaki adamla iş hakkında konuşuyordu. Bacağımda bir el hissettim okşamaya başlamıştı. Artık bu kadar yeterdi hızla ayağa kalktım. Herkes bana bakmaya başladı.

"Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz kendinize gelin." diye bağırdım karşımdaki adama.

Uraz Bey de ayağa kalktı. Karşımdaki adamın gözlerinin içine bakıyordu ve kesinlikle öfkeliydi. Bunu yumruk yaptığı ellerinden anladım. Ne demeliydim şimdi? Hıh aferin Adelina düşünmeden hareket etmeye devam et sen. Uraz Bey'in buz gibi sesini duydum.

"Seni rahatsız mı etti?" diye resmen kükredi.

Herkes bize bakıyordu. Adam pişkince sırıtıyordu daha fazla dayanamadım.

"Evet efendim eline koluna sahip çıkamadı, taciz etti." dedim kısık sesle.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan Uraz Bey adama yumrukları geçirmeye başladı. Kimse ayırmaya cesaret edemiyordu çünkü Uraz Bey çıldırmış gibiydi.

"Lütfen durun efendim." dedim ama duymadı bile. Adam kanlar içinde kalmıştı.

"Uraz Bey lütfen." dedim omzuna dokunup. Anında bana döndü. Ayağa kalktı yanıma geldi elimi tutup dışarı sürüklemeye başladı beni. Otelden çıkar çıkmaz yüzüme flaşlar patladı. Ne yapacağımı şaşırdım. Her taraftan bir soru geliyordu.

"Hanımefendi sevgiliniz mi Uraz Bey?"

"İçeride kavga çıkardığınız doğru mu Uraz Bey?"

"Kıskançlık krizine girdiğiniz söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz efendim?"

Ve daha bir sürü soru. Otelin güvenlik görevlileri bizi gazetecilerden kurtardı sonunda. Uraz Bey adama kafasıyla işaret etti anında bir oda kartı geldi. Bu sefer de asansöre doğru sürüklenmeye başladım. Ayaklarım sanki benim kontrolümde değildi. Uraz Bey nereye yönlendirirse oraya gidiyordum. Otelin en üst katına gelip süete girdik. Ben Uraz Bey'den daha sakindim. Neden bu kadar sinirliydi bu adam? Kravatını ve ceketini odanın bi köşesine fırlattı ve odada dolanmaya başladı. Gazeteleri ve anlaşmayı düşünüyor olmalıydı.

"Bana neden daha önce söylemedin?" diye resmen kükredi. Korkuyla sıçradım.

"Efendim ben anlaşma iptal olmasın diye bir şey deme..."

"Anlaşma mı? Anlaşma kimin umrunda? Adam resmen taciz etmiş seni."

Bir şey demedim sustum. Öfkesini benden çıkarmasını istemedim.

"Ben nasıl anlamadım Allah kahretsin, Allah kahretsin." diye bağırdı.

"Uraz Bey lütfen sakin olun beni korkutuyorsunuz." dedim. Zaten aşağıda yeterince korkmuştum. Birden bana sarıldı.

"Özür dilerim Adelina." dedi.

Neden özür diliyordu ki bu adam? Anlaşmayı mahfeden bendim. Ve eğer beni biraz daha sıkarsa oksijensizlikten ölecektim.

"Asıl ben özür dilerim efendim anlaşma benim yüzümden bozuldu. Ve nefes alamıyorum." dedim. Kollarını gevşetti, ben hemen geri çekildim.

"Anlaşma önemli değil hadi sen biraz uyu." dedi. Neyani burda mı kalacaktım?

"Evime gitmek istiyorum efendim."

"Aşağısı gazeteci dolu zaten yeterince malzeme verdik. Banyo şu tarafta istersen duş al. Ben içerideki odadayım."

Haklıydı gerçekten yeterince malzeme vermiştik. Yalan yanlış şeyler yazacaklardı ve benim açıklama yapmamı isteyecek bir babam yoktu. Kafamı sallayıp duşa girdim..


URAZ'DAN

Toplantı saati yaklaşmıştı. Eve gitmekle uğraşamayacaktım yardımcımdan takımın buraya gelmesini istemiştim. Giyinip çıktım şirketten, şoför almayacaktım onunla yalnız olmak istiyordum. Hem şoförü abartı bulabilirdi, mütevazi olacaktım. Evine yaklaştığımda onu aradım. Bu ev niye şehir dışındaydı? İyi korunuyor muydu? Ya başına bişey gelirse? Halledilecekler listesine ev işini de yazdım.

Güvenlikli bir siteydi korkulacak bişey yoktu ama olsundu. Yolda başına bişey gelebilirdi ve ben işte o zaman dünyayı yıkardım. Tüm zerafetiyle görüş alanıma girdi. Bu kadın beni delirtmek mi istiyordu o elbise de neydi öyle? Sadece ben görmeliydim bacaklarını başkaları değil. O dolgun göğüsleri sadece ben görmeliydim. Göğüsleri gerçekten çok güzeldi, tam benim avuçlarıma göre. Hadi gel deyip elimi tutup yatak odasına götürseydi bir dakika düşünmeden giderdim peşinden. Toplantının canı cehennemeydi. Alt taraflarım yine hareketlenmeye başlamıştı..

Otele gelmiştik, çalışanlarım hemen pervane olmaya başlamıştı etrafımda. Evet otel benimdi. Bunun gibi daha bir sürü otelim vardı. Elimi beline koyduğumda rahatsız olmuştu hissetmiştim. Şimdilik çektim elimi. Ama alışacaktı, alışmalıydı. O sadece benimdi. Toplantı iyi gidiyordu, iş bizimdi anlamıştım. Bir ara rahatsızca kıpırdandı yerinde. Ne olduğunu sorduğumda sıcak oldu demişti. Ah senin yanındayken ben cehennem ateşleri gibiydim de sen fark etmiyordun. Bunu da hallettim yeter ki gönlümün sultanı rahat etsindi. İş hakkında sohbete dalmıştım yanımdaki adamla. Birden ayağa fırladı ve bağırmaya başladı kadınım. Tabi bende hemen fırladım. O piç herif bişey yapmıştı ve ben anlamamıştım. Çok sinirliydim. Bana demediği için ona, kadınıma dokunduğu için bu şerefsize, en çok da fark edemediğim için kendime. Tüm gücümle vurdum pisliğe. Vurdukça vurdum, gözüm kararmıştı bir kere. Biri dokundu omzuma, kadınımdı hissetmiştim. Görmeme gerek yoktu o ne zaman bana dokunsa içimde volkanlar patlıyordu.

Elinden tuttum çıkışa sürükledim onu. Hah bir bunlar eksikti. Kim mi? Gazeteciler. Bir sürü soru sordular ama bir de onlara cevap vermekle uğraşamayacaktım. Ama içlerinden birinin dediği dikkatimi çekti. 'Kıskançlık krizine girdiğiniz söyleniyor.' Evet doğruydu. Damarlarımda akan sıcaklık katıksız kıskançlıktı. Ben bugüne kadar kimseyi kıskanmamıştım ki. Ama Adelina başkaydı, o benim hayatımın kadınıydı. Sonunda güvenlik bizi gazetecilerin ablukasından kurtardı. En üst kat bana aitti oraya çıkmaya karar verdim. Şuan içinde bulunduğum durumun en iyi yanı Adelina'nın ses çıkarmadan dediklerimi yapmasıydı. Yoksa ona patlayacaktım. Bana nasıl söylemezdi? Ya da ben nasıl bu kadar kör olmuştum da görememiştim. En sonunda dayanamadım ve bağırdım ona. Korktu. Hayır hayır benden korkmamalıydı bana sığınmalı, beni sevmeliydi. Dayanamadım sarıldım kadınıma, lavanta kokusunu ciğerlerime hapsettim. Söyleyene kadar çok sıktığımı bile anlamamıştım. Ona sarıldığımda tamamlandığımı hissettim. Kesinlikle eksik parçalarım tamamlanmıştı. Evet aşıktım, deliler gibi aşıktım. İstese hiç düşünmeden canımı verirdim ona.

Otelde kalmaya ikna ettim sonunda. Duşa girdiğinde su sesini duymamak için odaya geçtim. Yoksa çıldırır yanına giderdim. Dayanamıyordum ona. Kırmızı dudaklarının ağzımda kaybolmasını, o mükemmel bacaklarının belime dolanmasını isterdim. İçinde kaybolmak isterdim. Pantolonumun önüne çadır kurmuştu küçük Uraz. Gülümsedim. Soğuk duş iyi gelecekti, duşa girdim. Ama hiç de iyi gelmemişti. Aramızdaki duvarın arkasında çırılçıplak olduğunu ve banyo yaptığını biliyordum sonuçta. Elim benden bağımsız hareket etti ve ben koskoca Uraz ATALAR hayatımda ilk defa kendimi tatmin ettim...








MULTİ ADELİNA'NIN TOPLANTIDAKİ ELBİSESİ :))


 

Continuar a ler

Também vai Gostar

2.1K 279 23
İzmir asilzadelerinden Neriman Soykan en küçük torununu evlendirmek için yarışma düzenler. Ayşe Nalan'ın tesadüf eseri katıldığı bu yarışmadaki amacı...
140K 1.6K 113
#WATTPAD HIKAYELER beğendiğim defalarca okuduğum hikayelerin isimleri ve tanıtımlarını tamamlanan tamamlanmayan eski yeni hikaye ve YAZARLARI ET...
170K 8.9K 31
Ateşe Aşık Kelebeğin Hikayesi .. Acının üzerine kurulan bir hayat. Aile sevgisi almamış, yıllarca kendi ayakları üzerinde durup savaşan bir gen...
768K 58.3K 50
Kara Harp Okulu'ndan yeni mezun Fransız teğmen ve Türk yüzbaşının hikayesi. Yıldırım × Christopher