HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlan...

By eylulayazzz

7.3M 212K 17.6K

Canından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediğ... More

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
KUTLAMA (Elif'ten)
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
BALLARIM :)))
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
TATLILARIM :))
ALINTI
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ALINTI
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
MÜJDEEEEE :)))
ALINTI
57. BÖLÜM
ALINTI
58. BÖLÜM (Part I)
ALINTI
58. BÖLÜM (PART II)
ALINTI
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM (Melif Çifti)
61. BÖLÜM
62. Bölüm
63. BÖLÜM
Final
İmkansız'ım

4. BÖLÜM

145K 3.8K 299
By eylulayazzz

URAZ'DAN

Adelina gittikten sonra Melih'i aradım. En güvenilir adamımdı. Hemen tüm bilgilerini bulmasını istedim. Beklerken düşünmeye başladım. Sevgilisi var mıydı, nerede oturuyordu, nereliydi, hangi mekanlarda takılırdı, nelerden hoşlanırdı... Gençti, çok gençti. Aramızda yaş farkı vardı. Ya istemezse beni ne yapardım o zaman?  En fazla 22-23 yaşlarındaydı. Bense 32 yaşındaydım. Hem onun patronuyum. Mesafeli birine benziyordu. Çok soğuk duruyordu. Yüzünden ne düşündüğünü hiç anlamazdınız. Onu hemen işe alınca kötü mü düşünmüştü acaba hakkımda? Neden yarın başlamak istemişti ki paraya mı ihtiyacı vardı? Hiç öyle durmuyordu aslında. Ayakkabıları, çantası, elbisesi pahalı duruyordu. O elbisenin içinde ne de güzeldi. Kesinlikle kırmızı giydirmeyecektim ona eğer benim kadınım olursa. Aslında evden bile çıkarmamalıydım çok güzeldi. Düşüncelerimi telefon sesi böldü. Melih'ti.

"Ne buldun koçum?"

"Abi kadın tek yaşıyor, ailesini 4 yıl önce trafik kazasında kaybetmiş, babası avukat annesi doktormuş. Tek çocukmuş ve akrabası yokmuş. Maddi durumu iyi. Evi, arabası, yazlığı falan var."

"Sadede gel oğlum sevgilisi var mı yok mu?"

"Iıı şey abi Ege KORHAN'ın aşık olduğu kadınmış. Hani şu herkesten sır gibi sakladığı sevgilisi."

"Tamam başka bir şey öğrenirsen ara."

Melih'in cevabını beklemeden kapattım. Kalbime ağrılar dolmuştu. Başkasını seviyordu, başkası dokunuyordu ona. Sinirle çıkarttım kravatımı. Düşünmeye başladım. Ege KORHAN'ı tanıyordum. Gençti, yakışıklıydı, zengindi. Her kadının ilgisini çekerdi. Ama o hep uzaktı kadınlara benim aksime. Ben playboy diye anılırdım. Kimseye aşık olmamıştım bugüne kadar. Kadınlar sadece ihtiyaçlarımı giderirdi benim. Ta ki Adelina'yı görene kadar. Ne yapacaktım şimdi? İlk defa aşık olmuştum o da başkasının kadınına. Hayır hayır benim kadınım olacaktı o. Olmalıydı, çünkü ben öyle istiyordum. O adamı araştıracaktım elbet bir açığını bulacaktım. Ailesini de kaybetmişti. hemde daha 18 yaşındayken. Nasıl dayanmıştı o minik kalbi bu acıya? Neler çekmişti yıllarca? Allahtan maddi açıdan sıkıntı çekmemişti. Bir de bunun için üzülmemişti. Yine telefon çaldı arayan Melih'ti. Hemen açtım, Adelina'mla ilgili olabilirdi.

"Abi hemen televizyonu aç." dedi heyecanla.

Televizyonu nasıl açtığımı bilemedim. Ege KORHAN magazindeydi. Dağılmıştı ve kadın yanında değildi. Hoş hiçbir zaman Adelina'yla poz vermemişti. Sır gibi saklıyordu onu Melih'in de dediği gibi. Gerçi kim saklamazdı ki onu. Haklıydı adam. Kimse öyle bir kadını göstermek istemez sadece kendine saklardı. Bir dakika bir dakika bu piç herif ne dedi az önce?  "Evet ayrıldık çünkü aldattım onu." mu dedi? Nasıl ya? Sevinmeli miydim üzülmeli mi? Ayrılmışlardı sevinmeliydim ama aldatılmış ve bir darbe de bu adamdan görmüştü benim masum meleğim. Gebertmeliydim bu adamı. Benim bakmaya kıyamadığım kadına sahipti ve onu aldatmıştı bir de öyle mi? Bu nasıl bir aşktı? Hani aşıktı bu adam? Kimle aldatmıştı acaba? Daha mı güzeldi kadınımdan? Hoş kimse ondan güzel olamazdı benim gözümde. Yılların çapkını ben bile bugüne kadar kimseyi aldatmamıştım. Çünkü hiç sevgilim olmamıştı ama olsa da aldatmazdım. Bu adam hem aşığım diyordu hem de aldatıyordu. Öfkeyle doldum. Ama şimdi bir umut vardı.Onu kendime güvendirmeliydim. Güvenebilir miydi bana? Unutabilir miydi bu adamı? Bana ait olabilir miydi? Onu unutmalı, beni sevmeli ve bana ait olmalıydı. En büyük engel kalkmıştı şimdi aramızdaki.Ege yoktu artık. Ya affettirirse kendini diye düşünmeye başladım şimdi de. Affeder miydi, sever miydi yine bu adamı? Olmamalıydı, onu unutturmalıydım. Hemen harekete geçmeliydim yarın. Ama eğer ünümü duymuşsa bana yaklaşmazı ki. İlk defa lanet ettim çapkınlığıma. Bilseydim aşık olacağımı bunca yıl öyle yaşar mıydım? Eve gitmeli duş almalı ve sağlam kafayla düşünmeliydim. An itibariyle gece hayatımı bitirmiştim. Sadece kadınım vardı benim için bundan sonra..


ADELİNA'DAN

Annemin dizine yatmıştım. Saçlarımı okşuyor hem de sohbet ediyordu benimle. Babam mangal yapıyordu bahçede.

"Güzel kızım, bitanem benim. Sakın umutsuzluğa kapılma, sen güçlü birisin ve her zaman öyle olacaksın. Ege seni sevdi ama hata yaptı. Bu affedilir bir hata değil. Yine de karar senin. Ben sana saygı duyarım. Eğer affetmeyeceksen de sakın kendini yıpratma. Hayatın ne getireceği hiç belli olmaz. Baban da aldatılmıştı meleğim. Ama aşka inancını kaybetmemişti. Babanla birbirimize dediler gibi aşığız ve mutluyuz. Sende aşkı yeniden bulabilirsin sakın umudunu kaybetme."

Kalkıp sımsıkı sarılıyorum anneme. Her zaman yanımda olduğu, kararlarıma saygı duyduğu için.

Alarmın sesiyle uyanıyorum. Rüyaymış. Annem yoktu yani ve babamda bahçede değildi. 4 yılda çoğu sabah onlarla uyanırdım. Alışkındım buna. Ege yanımdayken ona sarılır kokusunda huzur bulurdum. Ama o beni aldatmıştı. Neyse diyorum ve duşa giriyorum. Saçlarımı kurutmuyorum diye hep kızardı Ege çünkü hemen hasta olurdum. Ama yine de kurutmazdım saçlarımı. Babam gibi inatçıydım.  Annem nefret ederdi bu huyumuzdan. Duştan çıktım, lacivert dantelli elbisem de karar kıldım. Hem genç işiydi. Hafif makyajımı da yapıp çıktım evden. Kahvaltı etmeyi sevmezdim hep poğaçayla geçiştirirdim. Artık Ege de olmadığına göre kimse kızmazdı bu konuda. 50. katta çalışacaktım. Asansörle direkt kata çıktım. Yine mükemmel bir dizaynı vardı. Çalışanlarla tanıştım sıcakkanlılardı. Ama iş ciddiyeti vardı. Öğrendiğime göre patron çok sert bir adamdı ve tam bir işkolikti. Düzeni ve çalışmayı severdim. Bir de patron bizim departmandan birini seçecekmiş ve yemekli toplantılara onu da götürecekmiş. Ben zaten yeniydim beni seçmezdi rahattım. Özel asistanı gibi olacakmış seçtiği kişi. Bunun için de ayrı maaş alacakmış. 'Vay canına baya karlıymış.' diye düşündüm. Seçilmek isterdim ama dedim ya yeniydim ben seçilmezdim. Öğleden sonra açıklanacakmış kim olduğu. Yemek saati gelmişti. Yemekhanenin yemekleri gerçekten iyiymiş öyle dedi Yelda. Yelda mı kim? İş arkadaşım. Aynı odadayız tatlı bir kız ve benden 2 yaş büyük. geçen sene başlamış burada çalışmaya. Onunla yemekhaneye gittik. Yemekhane değil de lüks restoran gibiydi. Yelda'ya söylediğim de gülmüş ve "Patron çalışanlarını düşünüyor." demişti. Herkes seviyordu patronu. Saygı duyuyorlardı, aslında çok korkuyorlardı. Bazen hatta genellikle despot bir adammış, az ama öz konuşurmuş. Sadakate çok önem verirmiş. Evet adam bunu bana dün söylemişti. Sadakat önemliydi, bunu en iyi bilenlerden biriydim. Ve patron açık sözlüymüş. Yani çalışanlara göre kusursuz. Ah tabi bir de adamı çok yakışıklı bulduklarını söylemişti Yelda. Ama adam sevgili olma taraftarı değilmiş. Tek gecelik ilişkileri olurmuş ve takıldığı kadınlar manken gibiymiş. Şirketinde çalışan kadınlara yüz vermezmiş, önceliği her zaman işmiş. Tavırlarından rahatsız olduğu için birçok bayan çalışanı işten çıkarmış. Ah keşke Ege de iş ciddiyetini koruyabilseydi de yapmasaydı bunu bana. Hem de nefret ettiğim kadınla. Bir an tüm sesler kesildi ne olduğunu anlamaya çalışırken herkesin bir kişiye baktığını gördüm, Uraz Bey'e. Ama niye böyle baktıkarını anlayamamıştım. Yelda'ya sormaya karar verdim.

"Neden herkes Uraz Bey'e bakıyor Yelda?"

"Alışık değiller de ondan."

"Neye alışık değiller?"

 "Patronu yemekhanede görmeye."

"Böyle güzel yemekler varken niye gelmesin ki? Bende bir şey oldu sanmıştım." deyip yemeğime döndüm.

"Patronu 2 yıldır hiç burda görmedim. Çok havalı bir adam olduğu söylenir. Bende şaşırdım bugün neden geldi acaba?" dedi Yelda.

"Aman neyse bize ne." deyip devam ettim. Kadayıf vardı tatlı olarak ve bayılırdım hemde kaymaklı. Ege yerken kendimden geçtiğimi söylerdi. Keşke o da başkalarının üstünde değil de bir şey yerken kendinden geçseydi. Yelda'nın sesiyle çıktım düşünce alemimden.

"Anlamıyorum ya onu yerken nasıl formunu korumayı başarıyorsun. Ben yesem kilo alırım hemen."

"Babam da böyleydi. Çok yerdi ama kilo almazdı. Ona çekmişim galiba. Hem formum o kadar da iyi değil bence."

"Saçmalama lütfen Adelina 55 kilosun kızım. boyunda 1.70'miş. Bak bana 1.68 boyum var 58 kiloyum."

Sadece gülümsedim, tek dersim kilo olsaydı keşke. "Sen 100 kilo da olsan başkasına bakmam ben." diyen adam 55 kiloyken başkalarına bakmaya başlamıştı.

Yemekten sonra ofise geçtik. Banu Hanım patronun kararını açıklayacakmış. Banu Hanım toplantı salonundaki kadınmış. Eleman alma işlerinde sorumluymuş 27 yaşındaymış. Yelda onun patrona aşık olduğunu düşünüyormuş. Ama hakkını vermek lazım güzel kadın. Barbie bebekler gibi sarı saçlar, renkli gözler, sütun gibi bacaklar. Yakışırlar bence patronla. Zaten şirketten birine bakarsa eğer bu kadın bakar patron. Yani ben erkek olsam bakardım. Herkes heyecanlıydı ben rahattım çünkü ben değildim. Banu Hanım'ın sesini duydum.

"Evet arkadaşlar sizin de bildiğiniz gibi Uraz Bey kendini asiste edecek ve yemekli toplantılara katılacak birini seçecekti. Ve seçti de. Hatta ilk yemekli toplantı bu akşam olacak. Elimdeki dosyada toplantıyla ilgili detaylar var. Seçilen kişi dosyayı inceledikten sonra Uraz Bey'in yanına çıkacak ve toplantı öncesi konuşma yapılacak. Şimdi gelelim seçilen kişiye. Bundan sonra Uraz Bey'i yemekli toplantılar da Adelina Türközü asiste edecek."

Şaşırmıştım. yıllardır burada çalışanlar varken neden ben seçilmiştim ki?

"Emin misiniz Banu Hanım sonuçta ben daha bugün başladım işe?"

"Ben nedenini bilmiyorum Uraz Bey'in kararı bu yönde Adelina Hanım. Şimdi dosyayı alın ve inceleyin. 1 saat sonra Uraz Bey'in odasında olun lütfen. Şimdi herkes işine dönebilir arkadaşlar kolay gelsin."

Gerçekten fazlasıyla şok olmuştum. Neden ben seçilmiştim ki? Bunu Uraz Bey'e sormaya karar verdim ve dosyayı incelemeye başladım. Bitirdiğimde 1 saat geçmişti ve Uraz Bey'in odasına çıkmalıydım. Uraz Bey 55. kattaydı bu kat tamamen ona aitti. Büyük bir kapısı vardı. Kapıyı çaldım ve içeri girdim..


URAZ'DAN

Ona nasıl yaklaşacağımı bulmuştum. Öncelikle onunla daha çok vakit geçirmeliydim. Yemekhanede yiyecektim artık yemeğimi. Beni orada gören herkes çok şaşırmış, bana bakıyordu. O ne olduğunu anlamamış herkesin nereye baktığını anlamaya çalışıyordu. Beni görünce ne yapacağını merak etmiştim ama umursamadı bile. Sonra onu rahatça inceleyebileceğim bir yere geçtim. Bu kadın niye bu kadar kısa giyiyordu ki. Yumruklarımı sıkmaya başlamışım ama fark etmedim elim acıyınca anladım. Yemek yiyişini incelemeye başladım sinirimi atmak için. Ne güzel yemek yiyordu öyle. Kadayıfı çok sevdiğini anlamıştım. Özellikle kaymakla yerken o güzel gözlerini kapatıp 'ımm' sesi çıkarıyordu ama farkında değildi. O kaymak olup ağzında erimek istedim. Hemen uzaklaştırdım bu düşünceyi kafamdan yoksa başka yerlerim harekete geçiyordu. Beni asiste edecek birine ihtiyacım vardı ve kimi seçeceğimi biliyordum. Kadınım her zaman yanımda olacaktı. Herkes şaşıracaktı ama umrumda bile değildi. Onu beklemeye başladım. Asansöre binmişti kameralardan izliyordum. Ah o nasıl bir yürüyüştü öyle. Salına salına yürüyüşü yok muydu bitiriyordu beni. Derin nefeslerle sakinleştirdim kendimi. Usulca süzüldü odamdan içeri. Lavanta kokusu doldu ciğerlerime.

"Kusura bakmazsanız öncelikle neden beni seçtiğinizi sormak isriyorum Uraz Bey."

İsmim dudaklarından ahenkle dökülmüştü. Adımı aşkla söylediği günler de gelecekti.

"Çünkü sizin yabancı diliniz diğerlerinden daha iyi."

"Ama hiç tecrübem yok ki benim. Yıllardır burada çalışan insanlar var zaten. Onlardan biri olsa daha uygun olmaz mıydı? Yanlış anlamayın şikayetçi değilim tabiki ama uygun olmadı sanki."

"Siz endişelenmeyin Adelina Hanım. Yanımda siz olursanız tercüman götürmek zorunda kalmayız ve ekstra harcama yapmış olmam. Sizce de karlı olmayacak mıyım? Hem ben orada olacaksam tecrübeye ihtiyacım olmayacak."

"Haklısınız efendim bu açıdan düşünmemiştim ve beni seçtiğiniz için teşekkür ederim."

"Size güveniyorum Adelina Hanım. Dosyaları incelediyseniz ve aklınıza takılan şeyler varsa sorabilirsiniz."

"Dosyalarda her şey açıkça belirtilmiş efendim soracağım bişey yok."

"Peki o zaman  akşam yemeğiyle ilgili bilgi vermek istiyorum. Yemek lüks bir otelde olacak. Ben sizi almaya gelirim oradan geçeriz direkt otele."

"Ben kendim gelebilirim efendim sizin zahmet etmenize gerek yok adresi vermeniz yeterli."

"Ben alırım sizi, zahmet de olmaz siz hazırlıklarınızı tamamlayın. Bunu düşünmeyin."

"Peki, teşekkürler Uraz Bey. Evimin adresi burada. Akşam görüşmek üzere."

"Görüşürüz Adelina Hanım."

Neden diğer kadınlar gibi değildi? Neden hiç etkilenmemişti benden? Başkası olsa bu teklife atlardı ama o uygun olmayacağını düşünüyordu. Ne kadar temizdi, boşuna meleğim demiyordum ona bunu bir kez daha anlamıştım. Of akşama daha çok vardı. Ne giyecekti acaba? Açık giymeseydi bari. Bu işe de el atmalıyım sevgili olduğumuzda. Mini kıyafetlerini atmalıyım dolabından. Kırmızı kesinlikle giymemeli. Lacivertse onun rengi. Gözleriyle ne de uyumluydu öyle. Şimdi önümdeki dosyaya odaklanmalı ve akşam işi almalıydım. Ve çalışmaya başladım...







MULTİ ADELİNA'NIN İŞE GİDERKEN GİYDİĞİ ELBİSE

Umarım beğeniyorsunuzdur yorumlarınızı bekliyorum :))


Continue Reading

You'll Also Like

2.7M 111K 42
© Bütün hakları saklıdır Bir yabancıya aşık olup biz olmak o kadar zor mu? İLK'İM DEĞİLDİN SON'UM OLDUN!..
2.5M 73.7K 31
"Bana bak Ayaz, bir daha bana herhangi bir şeyini taşıtma yemin ederim seni öldürürüm!" diyerek avaz avaz bağırdım. Başımı geriye yaslarken gözlerime...
170K 4.7K 19
Mardin'de böyle aşk olur mu ki anne? "mum ışığı gibisin, karanlığı küçücük ışığınla yarıp geçiyorsun ama üflesem söneceksin"
169K 8.9K 31
Ateşe Aşık Kelebeğin Hikayesi .. Acının üzerine kurulan bir hayat. Aile sevgisi almamış, yıllarca kendi ayakları üzerinde durup savaşan bir gen...