KAYIP RUHLAR LİSESİ

By Erkanaksuyzr

2.5M 167K 141K

#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta... More

Uyarı
Krl - 1-Elfida 1.bölüm
Krl-1-Elfida 2.bölüm
Krl-1-Elfida 3.bölüm
Krl-1-Elfida - 5. Bölüm
Krl-1-Elfida -6. Bölüm
Krl-1-Elfida -7. Bölüm
Krl-1-Elfida - 8. Bölüm
Krl-1-Elfida - 9. Bölüm
Krl-1-Elfida - 10. Bölüm
Krl-1-Elfida -11. Bölüm
Krl-1-Elfida - 12. Bölüm
KRL - 13
KRL - 14
KRL_15
KRL - 16
KRL - 17
KRL - 18
KRL - 19
KRL - 20
Anket
KRL-21
Grubunuzu Seçin
KRL-22
Bir YAZAR Okuyucularının Düşüncesi Kadardır.
KRL - 23
KRL-24
KRL - 25
KRL - 26
KRL 27
KRL 28
KRL 29
KRL 30
Anketül Hause
KRL 31
KRL 32
KRL 33
KRL
KRL 34
KRL 35
KRL 36
KRL 37
KRL 38
KRL 39
KRL 40
KRL 41
KRL 42
Kitap Oldu Ve Satışta
KRL 43
Nick Name
KRL 44
KRL 45
KRL 46
KRL 47
KRL 48
KRL 49
KRL 50
KRL 51
Yarışma Sonucu (Kazananlar)
KRL 52
KRL 53
KRL 54
KRL 55
KRL 56
KRL 57
KRL 58
KRL 59
KRL 60
KRL 61
KRL 62
KRL 63
Youtube Kanalım
😐😐😐😐😐😑😑😑😑
KRL 64
Anket2
KRL 65
KRL 66
KRL 67
.
KRL 68
KRL 69
Anket Şeysi
FİNAL -1
Okumaya Doyamayacağınız KİTAPLARIM
Krl LUCİFER
Müjde

Krl-1-Elfida 4 bölüm

55.3K 3K 1.1K
By Erkanaksuyzr

Elfida yorgun bir şekilde sandalyeye bıraktı kendini. “Abla ya, sonra konuşsak? Nezarethanede her yerim tutulmuş. Şimdi bana neden öyle yaptın, niye içeri girdin diye sorma. Hiç nasihat dinleyecek halim yok.”

“Yok, karakolla ilgili konuşmayacağız.”

“Neyle ilgili peki?”

“Okulun.”

“Ne olmuş okuluma?”

“Seni başka bir okula kayıt etmek zorundayız.”

Elfida, histerik bir şekilde gülerek Aynur’a baktı. “Güzel şakaydı doğrusu.”

BÖLÜM 4

Komiser Yağız, içgüdülerine hakim olamıyor, Kırmızı Eldiven’e karşı merakı iyiden iyiye artıyordu. 

Nasıl bir örgüt?

Kuralları ne?

Neden insanları öldürüyorlar?

Vahşice öldürdükleri insanların üzerine neden kırmızı eldiven atıyorlar?

Ve en önemlisi, neden devletin önemli makamlarının bazıları gizliden gizliye bu örgütü koruyor?

Kırmızı Eldiven dosyası ile kim ilgilense ya ölüyor ya sürgün ediliyor ya da kaybolup gidiyor.  

Cevaplanması gereken onlarca soruyu düşünürken polis memurunun ona seslendiğini duymamıştı. Polis memurunun üçüncü seslenişinde, elinde sıktığı stres topunu yere düşürerek kendine geldi. “Efendim, bir şey mi oldu?” diye sordu polis memuruna.

Memur, “Komiserim, isteğiniz üzerine, söylediğiniz marka eldiven satan mağazaların güvenlik kamerası kayıtlarını getirdim. Zaten o civarda bu marka eldiven satan pek yok. İstanbul genelinde de pek satılmıyormuş. Hem pahalı hem de pek alıcısı yokmuş. Dediğiniz tarihten bir gün önce ve o tarihte beş veya beşten fazla eldiven alan olup olmadığını sorguladım.  Elimdeki flaş bellekte genç bir kıza beş tane kırmızı eldiven, maske ve başka birkaç eşya satan mağazanın güvenlik görüntüleri var.” diyerek uzun konuşmasının ardından flaş belleği komisere uzattı. 

Komiser, “Aferin Sinan, bu başarını ödüllendireceğime emin olabilirsin. Şimdi müsaade eder misin?” diyerek polis memurunu odasından çıkardı. “Kafamdaki soruları sen cevaplayacaksın diye bir his var içimde. Bakalım maskeli prenses kimmiş?” diyerek flaş belleği dizüstü bilgisayarına taktı. Videoyu izlemek için dosyaya tıklayacağı sırada, mail hesabında bir ileti gözüne çarptı. Videoyu açmayı erteleyip iletide takılı kalmasının sebebi, iletiyi gönderenin ismiydi: “KIRMIZI ELDİVEN”

Evet, ileti Kırmızı Eldiven’den geliyordu. Merakına yenik düşerek iletiyi açmak için tıkladı ama açılmadı. Birkaç kez daha tıkladı, yine açılmadı. Aniden ekranda emojiler belirmeye başladı. Ekran tamamen emojiyle dolmuştu. Buna rağmen üst üste gelmeye devam ediyordu. Bilgisayarı kapatıp açmayı düşünerek kapatma tuşuna bastı. Bir süre bekledikten sonra açma düğmesine basarak beklemeye başladı. İki üç dakika sonra hiçbir problem oluşmadan bilgisayarı açıldı. Dosyayı açmak için tıkladığında ekranda bir video belirdi.

Maskeli bir kız, videoda el sallıyordu. Elfida, komiserin araştırma yapacağını düşünerek virüslü bir mesaj atmıştı. Komiser iletiye tıklayınca bilgisayar tamamen Elfida’nın kontrolüne geçti. Bilgisayarın içerisindeki bütün dosyalara ulaşabiliyordu. “Merhaba, Yağız Komiser.” dedi cırtlak ve ince bir sesle. Helyum gazı yutanların çıkardığı sesle aynıydı neredeyse. “Öyle bakma, beni görmek istemiyor muydun? Bak, karşındayım. Neden bu işin peşini bırakmayı düşünmüyorsun? Bu senin geleceğin için çok daha iyi olur.”

Komiser, videonun canlı bağlantı olduğunu anlamıştı. Sorularına cevap bulmak için sakin kalması gerekiyordu. “Sana bir tavsiye, ben seni bulmadan teslim ol. Söz, ceza almaman için elimden geleni yaparım.”

“Ne karşılığında bana bu iyiliği yapacaksın acaba? Çok merak ettim.”

“Karşılık yok, sadece birkaç soru soracağım.”

“Kalsın, senden iyilik istemiyorum. Madem iyilik yapacaksın, bir saniye bekle.” diyerek klavyenin tuşlarına basarak bir şeyler yaptı Elfida. “Komiser, sen çok iyi bir insansın. Evsiz Hayvanlar Barınağına yaptığın iyilik çok cömertçe.”

“Ne saçmalıyorsun, maskeli soytarı? Ne iyiliği?”

“Birkaç saniye sonra mesaj gelir, biraz sabırlı ol.” diyerek gülmeye başladı.

Komiser onun söylediklerini anlamaya çalışırken cep telefonuna bir mesaj geldi. Vakit kaybetmeden mesajı açtı.

Gönderen; Evsiz Hayvanları Koruma Derneği

Sayın Yağız Uçar, yaptığınız 5.000 liralık cömert bağış için teşekkür ederiz. Sizin sayenizde birçok hayvan açlıktan kurtulmuş olacak.

Komiser şok içindeydi. Elfida, “Peşimi bırak, beni araştırma. Aksi takdirde emin ol ki zararın beş bin lira ile sınırlı kalmaz.” diyerek kahkaha atıp bağlantıyı sonlandırdı. Komiser sinirden deliye döndü. “Maskeli cadı, elime düşme. Yakalarsam bittin kızım!” diye bağırdı ama görüntü çoktan kapanmıştı. Telefonu alıp bankanın numarasını çevirdi hemen. Telefona baktığında arama yapamadığını gördü. Masadaki sabit telefon ile bankayı arayıp durumu izah etti. Bankadaki müşteri temsilcisi bayan, “İşleminizi kontrol edip en kısa sürede dönüş yapacağız.” dedi. Komiser teşekkür edip telefonu kapattı. Bilgisayarı ve telefonu kontrol ettirmek için bilişim uzmanlarına götürdü.

***

Elfida bilgisayarını kapattıktan sonra bile gülmeye devam ediyordu. “Benimle uğraşmak neymiş, göreceksin. Şapşal Komiser.” diyerek gülmeye devam ediyordu. Odasının kapısı tıklatılınca maskeyi saklayarak, “Girebilirsin.” dedi. Aynur içeri girip, “Hayırdır, kahkahaların alt kata kadar geliyor?” diye sordu. Elfida, “Yok bir şey, abla. Komik bir fıkra geldi de aklıma, ona gülüyorum.” diyerek saklamaya çalıştı yaptıklarını. 

“Ha, iyi o zaman. Peki, yeni okul hakkında ne düşünüyorsun, karar verebildin mi?”

             “Evet, abla karar verdim. Kabul ediyorum, gideceğim o okula, amaa…”

“Bu ama bayağı uzun olduğuna göre isteyeceğin şey beni zorlayacak gibi?”

“Doğru tahmin.”

“Tamam, söyle.”

“Şimdi değil, ben isteyeceğim zamanı biliyorum.”

“Ne isteyeceğini bilmeden nasıl kabul etmemi bekliyorsun?”

“Bu benim sorunum değil. O okula gitmemi istiyorsan, daha doğrusu sen ve o kadın istiyorsanız şartımı kabul edeceksiniz.”

“Annen için o kadın deme lütfen.  Duyarsa çok üzülür.”

“Umurumda olur mu sence? Yanımda olmak yerine beni bakıcıya bırakan kadının hissettikleri neden benim için önemli olsun?”

“Demek bana bakıcı gözüyle bakıyorsun. Peki, Elfida öyle olsun. Yalnız çok kırıldığımı bilmeni isterim.”

“Ablaaa, seni kastetmediğimi biliyorsun.” diyerek gönlünü almaya çalıştıysa da Aynur arkasına bakmadan odadan ayrıldı. Elfida oturduğu yatağın üzerinden kalkarak peşinden gitti.

Aynur kumandayı alarak televizyonun karşısındaki kanepeye oturdu.  Elfida arkasından sarıldı. “Bu dünyada en çok sevdiğim kişinin sen olduğunu biliyorsun, değil mi?  Şu hayatta beni mutlu edip yanımda olan tek insansın. Affettin mi beni?”

Aynur, içten içe gülüyor, Elfida’nın yalvarmalarını sevdiği için sesini çıkarmıyor ve onu daha çok yalvartıyordu. Elfida, “Bak, affetmezsen kendimi balkondan atarım.” dedi ciddi bir şekilde gözlerine bakarak. Aynur omuzlarını silkerek sesini çıkarmadı. Elfida, “Dışarıyı seyret, camdan görürsün atlayıp atlamadığımı.” diyerek üst kata koştu. Aynur gözlerini cama dikip atlamasını bekledi. Elfida balkona çıkıp, “Atlıyorum bak!” diye bağırdı. Aynur gülerek, “Atlamazsan hatırım kalır.”  diyerek karşılık verdi.

“Peki, atlıyorum. Bir… İkiiiii...”

             “Elfidaaa!”

“Dayanamadın, affettin, değil mi?”

“Hayır, annen telefonda. Seni istiyor.”

“Ne, annem mi?  Ay ay ayyy aaaa!” diye bağırarak balkondan aşağı düştü. Hızlı ve atletik olduğu için düşerken vücudunu dengeleyip toprakla kavuştu ama aniden düştüğü için tam ayarlayamamıştı. Kolu altında kalınca incinmişti, acıyordu. Oflaya puflaya hızlı adımlarla içeri girdi.  Saçı başı dağılmıştı, üzerinde otlar vardı. Telefonunu aldığı anda canı acımıyormuş gibi yapıp kibarlaşarak, “Efendim, anneciğim.” dedi. Aslında hiçbir şey ve hiç kimse Elfida’yı kolay kolay korkutamazdı ama annesinin Elfida üzerindeki otoritesi tartışılmaz boyuttaydı.  Korku ve saygı karışımıydı hissettiği. Annesine hiçbir şekilde karşı gelemez, zıt bir söz söyleyemezdi.

“Aynur ablanı üzmüyorsun, değil mi?”

             “Hayır, anneciğim. Gayet iyi anlaşıyoruz.”

“Bunu duyduğuma sevindim. Yeni okulun için hazırlık yaptın mı?”

“Henüz yapmadım, anneciğim.”

“Yarın öğlen Kıbrıs’a uçuyorsun. Seni Aynur ablan götürecek.”

“Tamam, anneciğim. Sizden bir şey isteyebilir miyim?”

“Söyle.”

“Anneciğim, Kıbrıs’a gitmeden önce arkadaşlarımla vedalaşabilir miyim?”

“Tamam, Aynur ablan sana eşlik etsin. Oradan direkt geçersiniz uçağa.”

“Teşekkür ederim, anneciğim. Görüşürüz.”

“Görüşürüz, kızım. Telefonu Aynur ablana ver bakalım.”

“Peki, anneciğim.” diyerek telefonu Aynur’a uzattı. Aynur eliyle telefonun mikrofon kısmını kapatarak, “Al şu buzu, bileğine koy da şişmesin.” dedikten sonra, “Efendim...” dedi telefondaki sese.

“Aynur, ben konuşunca şartsız şurtsuz kabul etti. Birazdan gideceği okuldaki sınıf arkadaşlarının kişisel bilgilerini taşıyan bir flaş bellek gelecek.  Onu ver, gitmeden hepsi hakkında bilgi sahibi olsun.”

“Peki, efendim.” deyip telefonu kapadı. Aynur, telefonu kanepenin üzerine bırakarak getirdiği sargı bezi ile Elfida’nın bileğini sardı. Gözleri buğulanmıştı, ağlamak üzereydi. “Gördün mü bak, ablaları üzünce böyle oluyor. Zaten bugün seninle son gecemiz olacak. Belki bir daha görüşemeyiz. Beni unutma, olur mu?” 

Elfida, Aynur’a sarılarak yanaklarından öpmeye başladı.  “Ben seni nasıl unuturum? Dokunup sarılabildiğim tek insansın. Ağlama bak, biliyorsun ben ağlayamam. Ağlayanları da sevmem.” diyerek Aynur’un gözünden akan bir damla gözyaşını sildi. 

“Tamam, ağlamıyorum, Hadi, yukarı çıkıp hazırlık yapmaya başlayalım.” 

***

Ertesi gün sabah erkenden uyanıp yarım kalan hazırlıklarını tamamladılar. Saat 11.30 gibi okulun önüne gelerek beklemeye başladılar. Öğlen arası geldiğinde Hazal merdivenlerden koşarak Elfida’nın boynuna sarılmak istedi ama Elfida sarılmasına engel oldu. Hazal ağlayarak, “Ya neden gidiyorsun, gitmesen olmaz mı? Tek arkadaşım sendin. Ben sensiz ne yaparım?” dedi.

“Ağlamayı bırak, biliyorsun sümsük gibi ağlayanlardan nefret ederim.” deyince Hazal ağlamayı bırakarak, “Yolun açık olsun. Beni unutma, ara sürekli, olur mu?” diye tembihledi.

“Tamam, ararım. Fatih yok mu?”

“Seninle özel konuşmak istiyormuş, okulun yan tarafında seni bekliyor.”

Elfida gitmek için Aynur’a baktı. Aynur tamam der gibi kafasını sallayınca okulun sol tarafına doğru yürümeye başladı.  Fatih elleri cebinde, bir ayağını duvara yaslamış bekliyordu. Elfida’yı görünce heyecanlandı. 

Göz göze geldiklerinde bir an sessizlik oluştu. Sessizliği bir süre sonra Fatih bozdu.

“Seni seviyorum.” 

“Biliyorum.  Bak Fatih, şu taş niyetine taşıdığım kalbime bir erkek girecek olsaydı, emin ol bu sen olurdun ama yok, ben kimseyi sevemiyorum, Aşk bana göre değil. Arkadaşım olarak vedalaşmak istedim. Kendine iyi bak, olur mu?”

Fatih hiçbir şey söylemeden, öylece gözlerine bakıyordu.  Elfida, “Kendine iyi bak, umarım aşkına layık birini bulursun.” diyerek arkasını dönüp yürümeye başladı. 

Fatih, “Elfidaaaa!” diye bağırınca, arkasına dönüp baktı. “Seni bekleyeceğim. Ömrüm yettikçe, nefes aldığım sürece seni sevmeye devam edeceğim. Ben senden aşkıma karşılık beklemedim. Beni sevmeni de beklemedim. Sana olan aşkım bana yetiyor. Allah’a emanet ol.”

Elfida, Fatih’in yüzündeki sıcak tebessüme karşılık vererek Aynur’un yanına doğru yürümeye başladı. Arabaya yaklaştığı sırada, “Elf, ucube!” diye gelen ses ile tekrar arkasını döndü.  Kaan ve tayfasının sargıları azalmış, arkadaşları çoğalmıştı. Yanında öğrenci olmayan, takım elbiseli adamlar vardı.

Elfida, “Ne var?” diye karşılık verdi.

“Konuşacaklarımız var.”

“Benim seninle konuşacak bir şeyim yok.”

             “Ama benim var. Ya kuzu kuzu gel ya da ben seni almasını bilirim.”

Aynur, Elfida’nın kulağına eğilerek, “Bunlar patakladığın çocuklar değil mi?” diye sordu.  Elfida, “Evet, onlar.” dedikten sonra söylediği şeyin farkına varıp lafı çevirmeye çalıştı. “Şey… Pataklama! Ben mi? Bunları mı?”

Aynur gülümsedi. “Kıvırmaya çalışma, her şeyi biliyorum.”

Kaan yanlarına geldi, “Konuşmayı bırakın, her şeyi öğrendim. Bize yaptıklarının hesabını ödeyeceksin.” diyerek elini Elfida’nın koluna uzattı. Elfida kendini geri çekti. “Kasıklarına aldığın darbe seni akıllandırmamış anlaşılan.” dediği sırada Kaan tekrar kolunu tutmaya çalıştı. Elfida seri bir hareketle kolunu ters çevirip Kaan’ı dizlerinin üzerine çökertti. Kaan’ın topladığı adamlar hareketlenmeye başlayınca Aynur üzerlerine yürümeye başladı.

Adamlardan biri, “Bacım, seninle işimiz yok, kenara çekil.” diyerek göğsünden iterken Aynur adamın kolundan tutup yüzüne tekme attı.  Diğer adamlar Elfida’yı bırakıp Aynur’un üzerine yürümeye başladılar. Aynur, seri ve kıvrak hareketlerle beş kişinin arasında mücadele ediyordu. Elfida da Kaan’ın tayfası ile uğraşıyordu. Aynur adamlardan birinin silah çekeceğini fark edince, iki elini arkasına atarak, belinden tabancalarını çekip havaya ateş etti. Aynı anda diğer beş adam da silahlarını Aynur’a doğrulttular. Bütün öğrenciler silah sesinden korkup kaçışmaya başladılar. Aynur kollarını açmış, etrafındaki adamlara namlusunu çevirmiş bekliyordu. Elfida ne yapacağına karar vermemişti. Kavga durmuştu, Aynur ve beş adam birbirlerine bakıyorlardı.

Continue Reading

You'll Also Like

11.5M 183K 17
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...
2M 81.5K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...
7M 501K 59
Tamamlandı MaaşıYatırmayanAdam: Ne? Siz: Ne için yazdığımı unuttum ben. Siz: İsmini görünce hatırladım. Siz: Maaşları yatırsana amk 04.02.2022 #kur...
110M 4.4M 157
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı...