KAYIP RUHLAR LİSESİ

By Erkanaksuyzr

2.5M 167K 141K

#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta... More

Uyarı
Krl - 1-Elfida 1.bölüm
Krl-1-Elfida 2.bölüm
Krl-1-Elfida 4 bölüm
Krl-1-Elfida - 5. Bölüm
Krl-1-Elfida -6. Bölüm
Krl-1-Elfida -7. Bölüm
Krl-1-Elfida - 8. Bölüm
Krl-1-Elfida - 9. Bölüm
Krl-1-Elfida - 10. Bölüm
Krl-1-Elfida -11. Bölüm
Krl-1-Elfida - 12. Bölüm
KRL - 13
KRL - 14
KRL_15
KRL - 16
KRL - 17
KRL - 18
KRL - 19
KRL - 20
Anket
KRL-21
Grubunuzu Seçin
KRL-22
Bir YAZAR Okuyucularının Düşüncesi Kadardır.
KRL - 23
KRL-24
KRL - 25
KRL - 26
KRL 27
KRL 28
KRL 29
KRL 30
Anketül Hause
KRL 31
KRL 32
KRL 33
KRL
KRL 34
KRL 35
KRL 36
KRL 37
KRL 38
KRL 39
KRL 40
KRL 41
KRL 42
Kitap Oldu Ve Satışta
KRL 43
Nick Name
KRL 44
KRL 45
KRL 46
KRL 47
KRL 48
KRL 49
KRL 50
KRL 51
Yarışma Sonucu (Kazananlar)
KRL 52
KRL 53
KRL 54
KRL 55
KRL 56
KRL 57
KRL 58
KRL 59
KRL 60
KRL 61
KRL 62
KRL 63
Youtube Kanalım
😐😐😐😐😐😑😑😑😑
KRL 64
Anket2
KRL 65
KRL 66
KRL 67
.
KRL 68
KRL 69
Anket Şeysi
FİNAL -1
Okumaya Doyamayacağınız KİTAPLARIM
Krl LUCİFER
Müjde

Krl-1-Elfida 3.bölüm

56.7K 3.2K 1.6K
By Erkanaksuyzr

Elfida sakinleşerek Melis’in gömleğini düzeltti. “Aferin, böyle akıllı ol. Bir daha da ayağıma takılma.” dedikten sonra kapıyı açıp dışarı çıktı. Melis, çizilen boynunu tutup Elfida’nın peşinden dışarı çıktı. Lavabodan çıktıklarında garip bir şey dikkatlerini çekti. Öğrenci dolu olması gereken okul koridorunda hiç kimse yoktu. Sınıfa girdiler, kantine baktılar, kimse yoktu. Melis de kimsenin olmadığını görünce korkup Elfida’nın peşinden yürümeye devam etti. Elfida arkasına dönerek, “Nerede lan bu millet?” dedi kendisine bakan şaşkın Melis’e.

BÖLÜM 3

Melis’in gözlerinde korku ve endişe vardı. “Nereden bileyim ben, ikimiz de tuvaletteydik.” Elfida sağa sola bakınırken, merdivenlerden koşar adım inen okulun hademesi Remzi’yi görünce hemen yanına gitti. Remzi telaşlı bir şekilde koşturuyordu. Kızları görünce adımlarını yavaşlattı. “Sizin burada ne işiniz var? Çabuk spor salonuna gidin, bütün öğretmen ve öğrenciler orada.”

Elfida kolundan tuttu, “Remzi abi, ne oldu, niye herkes orada?” diye sordu. “Müdür Bey öyle istemiş. Beklemeyin, siz de gidin. Ben kimse kaldı mı diye sınıfları kontrol ediyorum.”

Elfida ne olduğunu merak ediyordu. Spor salonuna doğru yürürken Melis de peşine takılmış, onu takip ediyordu. Elfida arkasına döndü, işini garantiye almalıydı. “Bana bak kızım, tuvalette olanlardan kimseye söz etme. Eğer tek kelime edersen o dilini zevkle keserim. Beni anladın mı?”

Melis, Elfida’nın gözlerinden çok korkuyordu. “Söz veriyorum, hiç kimseye bir şey söylemeyeceğim. Gidelim artık, Müdür Bey laf söyler sonra.” diyerek hızlıca koştu. Elfida ile baş başa kalmaktan kurtulmak istiyordu.

Koşar adım spor salonuna girdiklerinde, lise üç ve dördüncü sınıf kızlarının tamamının; bir ve ikinci sınıflardan da sadece uzun boylu olanların yan yana dizilerek sıra olduklarını gördüler.

Okul müdürü Hüsamettin Bey, kızları görünce eliyle sırayı işaret ederek sıraya geçmelerini istedi. Elfida, Hazal’ın yanına geçerek onu dürttü. “Ne oluyor burada, niye topladı bizi bu adam?” diye sordu. Hazal fısıltıyla, “Kimse bize bir şey söylemedi ama ben Müdür Bey ile Filiz Hoca’yı konuşurken duydum. Polis gelecekmiş.” dedi. Bu sırada spor salonuna polis memurları, bir pedagog, çocuk psikoloğu ve Komiser Yağız girdi.

Komiser, Müdür Bey ile selamlaştıktan sonra, “Müdür Bey, iki arkadaş sınıfları kontrol etsin. Yanlarına yardımcı olması için bir görevli verirseniz daha uygun olur.” diyerek iki bayan polisi, Filiz Hoca ile beraber sınıflara gönderdi. 

Komiser, Müdür Bey ile konuşurken kızlar da kendi aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Hepsi yakışıklılığından etkilenmişti, ona bakarak gülüşmeye devam ediyorlardı. Hazal, Elfida’nın kolundan çekiştirerek baygın baygın konuşmaya başladı. “Ya kızım, şuna bak, adam taş! Keşke üzerimi arasa, her yerime baksa. Ben de kollarımı uzatsam, kelepçe taksa.” Elfida bir şeyler duymaya çalışıyordu. Hazal’ın dikkatini dağıtmasına kızarak, “Sapık sapık konuşma vuracağım şimdi ağzının ortasına. Bir sus da niye gelmişler onu öğrenelim.” dedi.

Spor salonundaki uğultu gittikçe artıyordu. Müdür, “Susun bakayım, sessizce bekleyin. Siz de buyurun, Komiserim.” diyerek komiserin önünü açtı. Komiser, sıranın başına geçerek bütün kızları incelemeye başladı. İncelediklerinden bazılarının omzuna dokunarak bir adım öne çıkmasını istiyordu. Hazal’ı geçip Elfida ile göz göze geldiğinde önce boyuna baktı, sonra saçlarına ve kollarına. Elfida soğukkanlı davranarak komiserin gözlerinin içine bakıyor, suçlu olmadığını ve ondan korkmadığını göstermeye çalışıyordu. Komiser Yağız, onun da omzuna dokunarak, “Sen de bir adım öne geç ve bekle, lütfen.” dedikten sonra diğerlerini incelemeye devam etti. 

Komiserin incelemesi bittiğinde Elfida dahil yedi kişi öne çıkmıştı. “Müdürüm, bu yedi kişi hariç diğerleri evine gidebilir. Biz sizin odanıza geçelim. Bu yedi kişi ile ayrı ayrı görüşmek istiyorum.”

Müdür Bey öğretmenlerden birine, “Çocukları evlerine gönderin.” dedikten sonra komiserle beraber odaya çıktılar. Yedi kız, çocuk psikoloğu ve pedagog ile beraber müdür odasının kapısına kadar geldiler.

Komiser Yağız, “Müdürüm, siz dışarıdaki çocukları sırayla içeriye gönderir misiniz?” diyerek onu sorgu dışı bıraktı.

İlk kız ile birlikte pedagog ve çocuk psikoloğu da içeri girdi. Kızlar sırayla içeri girip çıkıyorlardı. Dördüncü kız içerideydi. Elfida beşinci sıradaydı. Kapı açıldı, sırası gelmişti. Elfida sakin davranarak içeri girdi. Komiser, “Gel bakalım, korkacak herhangi bir şey yok. Şu kağıdı alıp doldurmanı istiyorum.” diyerek önüne bir A4 kağıt uzattı.

“Korkmuyorum.” diyen Elfida, kağıdı alıp inceledi. Sadece isim ve soyadı sorulduğunu görünce komiserin niyetini anladı. Elfida yazmaya başlayınca komiser eline bakacak ve hangi elini kullandığını öğrenecekti ama komiserin bilmediği bir şey vardı. Elfida solak olmasına rağmen iki elini de çok iyi kullanabiliyordu. Sağ eliyle ismini ve soyadını yazarak kağıdı komisere geri verdi. Komiser Yağız isme bakıp, “Güzel isim.” dedi. “Elfida, dün akşam saat 20.00 ile 21.00 arasında nerede olduğunu söyler misin?”

“Okuldan çıktıktan sonra evden izin alıp arkadaşım Hazal’da ders çalışacağımı söyledim ama canım sıkkın olduğu için Hazal’a gitmedim, sokaklarda gezindim.”

“Demek sokaklarda geziniyordun. Tam olarak nereleri gezdin?”

“Moralim çok bozuktu. Dediğiniz saatte tam olarak nereleri gezdiğimi hatırlamıyorum.”

“Yani nerelerde gezdiğini bilmiyorsun? Peki, seni gören, yani sokakta olduğunu ispatlayacak kimse var mı?”

“Ya affedersin de sen beni neyle suçluyorsun?” diye çıkıştı Elfida. “Ben nerede olduğumu neden sana ispatlayacakmışım ki? Madem burada suçlu muamelesi görüyorum, o zaman nerede olduğumu siz ispatlamak zorundasınız.”

Pedagog Elfida’nın saçlarını okşayarak, “Sakin ol, kızım. Sen sadece sorulara cevap ver, lütfen. Biz burada seni suçlamıyoruz. Sadece suçluyu bulmak için yardım etmeni istiyoruz.” dedi. Elfida kızarak pedagogun elini kafasından hızla çekip ellerini göğsünde birleştirdi. “Bana dokunmaya hakkınız yok. Ayrıca bana dokunulmasından nefret ederim.” 

Komiser, “Lütfen sakin ol, burada bir suçlama yok. Bilgi ediniyoruz sadece...” diye açıklama yaparken Elfida sözünü kesti. “Suçlama yoksa benim de nerede olduğumu ispatlamama gerek yok. Hadi eyvallah.” diyerek arkasını dönüp hışımla müdür odasından çıktı. Komiser Yağız ve diğerleri öylece arkasından baktılar. Pedagog, “Kızın tepkileri normal değil, bence aradığımız kişi bu olabilir.” dedi.

Komiser sessiz kaldı. Yazı yazarken sağ elini kullandı ama pedagogun elini saçından çekerken ve kapıyı açarken sol elini kullandı, diye düşündü içinden. Telsizi alarak, “Kapıdan çıkan Elfida Arslan’ı bırakmayın. Alıp merkezde misafirimiz edin.” diye anons geçtikten sonra diğer iki kızın da sorgusunu yaptı. Komiser yedi kızın içinde, aranan maskeli kız profiline Elfida dahil üç kızı uygun görmüştü.

***

Elfida’yı okul dışında bekleyen koruma, polislerle beraber çıktığını görünce hemen telefonla arama yaptı.

“Efendim, Elfida iki öğrenciyle beraber polisler tarafından götürülüyor. Emrinizi bekliyorum.”

Karşı taraftaki ses, “Sen takipte kal. Ben gerekeni yaparım.” diyerek telefonu kapattı ve Aynur ismine tıklayarak telefonu tekrar kulağına dayadı. Aynur telefonu açınca, “Elfida’yı karakola almışlar. Seni aradıklarında gitme, bir gece orada kalsın. Sabah erkenden git, al.” diye emir verdi. Aynur itiraz etmeden, “Tamam, efendim.” diyerek telefonu kapattı.

***

Komiser, kızların odasına getirilmesini emretti. İki kızın ailesi de karakola gelmişti. Her iki aile de kızlarının o saatte evde olduğunu söyleyince yapabileceği pek bir şey kalmamıştı. Kızlar gelince, “Gidebilirsiniz.” diyerek aileleri ile birlikte gitmelerine müsaade etti. Elfida da çıkmaya niyetlenirken, “Sen dur, onlar gidecek. Ailen gelene kadar misafirimiz olacaksın.” dedi. 

Elfida sinirlenmişti. “Bana bak, Komiser. Sana gıcık oldum. Öyle her kafana estiğini karakola mı alıyorsun? Benim suçum neymiş bir söylesene?”

Komiser Yağız, Elfida’yı korkutmak için biraz sesini yükseltti. “Otur şuraya, terbiyesiz! Sen kim oluyorsun da bana senli benli konuşuyorsun? Karşında sınıf arkadaşların yok. Bir suçun yoksa neden bu kadar tepki veriyorsun? Ailen gelsin, nerede olduğunu ispatla, gidersin. Ben bir şey sorana kadar da sakın bir daha ağzını açma, anlaşıldı mı?”

Elfida, komiserin bağırmasından hiç etkilenmedi. “Sen kim oluyorsun da benim ailem senin ayağına gelecekmiş? Bak, birazdan Aynur ablam gelecek, beni buradan götürecek. Ben de giderken sana el sallayacağım ve sen hiçbir şey yapamayacaksın.” diye karşılık verince, “Sen hala konuşuyor musun? Ahmet, at bunu nezarethaneye de aklı başına gelsin.” diye emir verdi Komiser Yağız. Elfida koluna giren memura, “Bırak beni, sakın bana dokunma! Bıraaaak!” diye bağırdı. Polis memuru sesinden çekinerek bıraktı. “Kızım, tamam, dokunmuyorum. Hadi, kendin yürü.” dedi. 

Komiser, araştırmayı derinleştirmek için bu tarz maske ve eldiven satan yerlerin listesini istedi. Listeyi beklerken masadaki telefonu çalmaya başladı. “Efendim?” diyerek telefonu açtı. “İstanbul Emniyet Müdürü ile görüşüyorsun Komiser Yağız. Karakolda bulunan Elfida Arslan’a hiçbir şekilde zarar gelmeyecek. Bir gece nezarethanede kaldıktan sonra, sabah gelen aile sorumlusuna teslim et. Hiçbir şekilde hakkında bir araştırma dosyası açma. Anlaşıldı mı?” diye net bir talimat geldi. Yağız, “Emredersiniz Müdürüm.” diyebildi sadece.

Elfida’nın atılacağı nezarethanede iki hırsız, üç de fuhuş operasyonunda yakalanan kadın vardı. Elfida nezarete girdiğinde fuhuştan yakalanan kadınlardan biri, “Kız, kümese civciv getirmişler. Ah yazık, pek de küçük.” diyerek kahkaha attı. Elfida Aynur’un gelip kendisini kurtarmamasına çok kızıyordu.

Kadınların kahkahasına aldırış etmeden soğuk duvara sırtını yasladı. Hırsızlardan biri küpesine dokunarak, “Kız, ne yaptın da attılar seni bu çukura?” diye sordu. Elfida seri bir hareketle kulağına uzanan eli ters çevirerek kadının kafasını birkaç kez duvara çarptıktan sonra, “Senin gibi şerefsizleri patakladığım için attılar. Bir daha bana dokunmaya kalkarsan o elini kırar, bir tarafına sokarım!” dedi. Kolu ters dönen kadın ağlayarak, “Bırak, tamam. Bıraaaak kolum acıyor!” diye sızlandı. Elfida kadını itekledi. Her biriyle göz teması kurup, “Bana yaklaşmayın, yoksa daha kötüsünü yaparım!” diye bağırdı.

Komiser, emniyet müdürünün şahsen arayıp emir vermesine çok şaşırdı. Elfida’ya olan merakı bir kat daha arttı. Nezarethaneye giderek güvende olduğunu görmek istedi. Nezarethaneye varınca beş kadının bir bankta sıkıştığını, Elfida’nın ise tek başına bir bankta yayılarak oturduğunu gördü. 

“Siz niye o banka sıkışıp oturdunuz, manyak mısınız?” diyerek güldü. Kadınlardan biri, “Böyle iyi, biz memnunuz halimizden.” dedi. Komiser, Elfida’nın korunmaya ihtiyacı olmadığını görünce tekrar odasına gitti.

***

Sabah olmuştu. Her tarafı kaşınıyordu. Saçlarını kaşıyarak yattığı banktan doğrulup oturdu. Parmaklıkların öbür tarafında Aynur’un öylece ona baktığını gördü. Utanarak yanına gitti. Polis memuru kapıyı açınca Aynur’a sarılmak istedi. Aynur, “Uzak dur benden, bitli. Seni buralardan mı toplayacaktım? Annene karşı beni çok mahcup ettin. Düş önüme, çabuk.” dedi içinden gülerek.

Eve vardıklarında Elfida hala kaşınıyordu. Aynur, “Sakın koltuğa oturma, bitlerini de alıp banyoya gidiyorsun. Ben bu evde hayvan beslenmesine karşıyım. Çabuk, çabuk.” diyerek kahkaha atıyor, Elfida ile dalga geçiyordu. Elfida, “Bak abla, beni kızdırma bütün bitlerimi üzerine salarım. Hepsini özel eğittim. Hem ben evde hayvan beslemiyorum ki başımın üzerinde besliyorum.” diyerek kahkahalar eşliğinde banyonun yolunu tuttu.

Banyosunu yapıp eşofmanlarını üzerine geçirdi.  Mutfaktan gelen kokulara dayanamayıp direkt mutfağa gitti. Aynur ciddi bir ifadeyle onu bekliyordu. “Otur bakalım, konuşacaklarımız var.”

Elfida yorgun bir şekilde sandalyeye bıraktı kendini. “Abla ya, sonra konuşsak? Nezarethanede her yerim tutulmuş. Şimdi bana neden öyle yaptın, niye içeri girdin diye sorma. Hiç nasihat dinleyecek halim yok.”

“Yok, karakolla ilgili konuşmayacağız.”

“Neyle ilgili peki?”

“Okulun.”

“Ne olmuş okuluma?”

“Seni başka bir okula kayıt etmek zorundayız.”

Elfida, histerik bir şekilde gülerek Aynur’a baktı. “Güzel şakaydı doğrusu.”

,*BÖLÜM hakkın da ki fikirlerinizi buraya alabilirim.




Continue Reading

You'll Also Like

110M 4.4M 157
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı...
Zindan By E.Ç

ChickLit

6.2M 181K 63
Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Parçak Ruhumu öldüren ve zindanına hapis ed...
27.3M 1.3M 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle...
10.8M 325K 55
(+18 | Yetişkin içeriklidir.) Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar...