_ Merhabalar arkadaşlar! Yeni bölüm getirdim umarım beğenirsiniz! Yorumlarınızı bekliyorum iyide olsa kötü de olsa lütfen düşüncelerinizi belirtin! Yanımda olan hikayemizi sahiplenen herkese çok ama çok teşekkür ederim ♥ İyi ki varsınız iyi ki yanımdasınız. Sizin olduğunuzu bilerek yazmak daha değerli yapıyor herşeyi inanın. Sizleri çok sevdiğimi sakın unutmayın. Hadi müziği açın ve okumaya başlayın. Güzel bir bölüm olmuştur umarım!
İyi okumalar!
》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》
"Zeynep aklından geçenler ile yastığı son kez koklayıp ayağa kalkar ve odaya bakıp aşağıya iner ve poşetleri eline alıp içindekileri çıkartır. Mutfağa gidip gerekli olan çakmağı bulur ve yeniden içeri dönüp küçük mumları merdivenlerin biraz altından başlayacak şekilde yakarak Kerem'in odasına yatağın yanına kadar götürür ve yatağın önünde küçük mumlar ile kalp şekli oluşturur. Ayağa kalkıp baktığında güzel göründüğünü düşürür. Gülümseyerek odadan çıkıp tekrar aşağıya gelir orayıda beğenince poşetleri kaldırır. Yemeklere bakınca çok güzel olduklarını görür. Salondaki mumların yanında bulunduğu masayı hiç bir zaman olmadığı kadar özen göstererek en ince ayrıntısına kadar önem vererek hazırlar. İstediği gibi olunca uzun kırmızı mumları karşılıklı şekilde koyar. Masaya baktığında onu beğenir ve şimdi sıra kendisindeydi. Kerem evde senin ihtiyacın olacak herşey var demişti, bu durumda elbiseler de vardı. Telefonuna bakınca Kerem'in defalarca aradığını saatinde geçtiğini görünce koşarak çıkar Kerem'in odasına. Kıyafetlerinin onun dolabında olduğunu bildiği için onu arayıp telefonu kulağı ile omzu arasına sıkıştırıp dolabı açar ve dediği gibi birsürü elbise tişört şort, ne ararsa vardır. O dolaba bakarken Kerem'in sesini duyar. "
_ Güzelim, neden açmıyorsun telefonunu?
_ Canım uyumuşum da ben duymamışım. Yeni gördüm.
_ Tamam canım, ne yapıyorsun?
_ Şuanda birşey yapmıyorum uzanıyorum seni düşünüyorum. Sen hâlâ şirkette misin?
_ Evet canım çıkacağım şimdi. Eve uğrayıp yanına geliyorum.
_ Tamam canım görüşürüz.
_ Görüşürüz birtanem.
" Zeynep hızlıca telefonu kapatıp yatağın üzerine atar ve eli ağzındayken bakınır dolaba. Koyu kırmızı yüksek belli mini belinden aşağıya bollaşan eteği alıp üstüne siyah eteğin başladığı yerde biten bol tişörtünü alır ve giyinir. Siyah bağcıkları olan topuklu ayakkabılarını da giydikten sonra saçlarını düzeltip yüzünü hiç bozmadan sadece hafif bir ruj sürer. Hazır olduktan sonra aynaya bakıp kendini onaylar. Telefonunu eline aldığında Kerem'in gelmesine çok az kaldığını tahmin ettiği sırada kapı çalar. Zeynep telaşla odadan çıkıp koşarak aşağıya iner salonun ışıklarını biraz daha azaltarak mumların ve masanın belli olmasını sağlayıp içindeki heyecan ve stres ile kapıya yaklaşıp kapı kolunu tutar. Dudaklarını dili yardımı ile nemlendirdikten sonra Kerem'in bir uzun zil çalışı ile kapıyı açıp kendini göstermez ve kapının arkasına geçer. Kerem içeriye bakmadan söylenmeye başlar. "
_ On kere mi çalayım şu kapıy..
"Kerem dikkatini karşısına verince muhteşem bir manzara ile karşılaşır. Buna bir anlam yüklemeye çalışıp ne olduğunu anlamaya çalıştığı sırada belinde kendisini saran kolları hisseder. Kokuyu hissedince gülümseyerek kapatır gözlerini. Zeynep bu yüzden istemişti anahtarı biliyordu evde birisinin olacağını ama yine de emin olmak istemişti. Gözlerini açıp tekrar bakar karşısına ve ellerini onun ellerinin üzerine koyup bir süre bekledikten sonra onun elini yavaşça tutup arkasından önüne getirir. Bu sefer karşı karşıyalardır. Kerem az önce gördüğü güzel manzarayı tam anlamıyla unutum karşısındaki manzaraya odaklanır. Kusursuzdu. Tek anlam buydu onun için; kusursuz. Gözleri gözlerini bulunca gülümser Zeynep."
_ Beğendin mi?
" Kerem onun kendisi gibi muhteşem çıkan sesi ile kendine gelip gülümseyerek cevap verir. "
_ Çok. Çok beğendim.
" Kerem tutulmuş gibi sadece bunu söylerken Zeynep bunu anlar ve daha da mutlu olurken daha da yaklaşıp burnunu onun yanağına sürterek öper. Kerem beline sarılırken bir kez daha öpüp elini tutar ve gözlerine bakarak salonun ortasına kadar getirip elini bırakır ve omuzlarına koyup yavaşça iterek çıkartır ceketi ve koltuğun üzerine bırakıp yanına döner yeniden. Kerem sıcak olduğunu düşünüp sadece Zeynep'i izlerken gömleğinin düğmelerini açacakken Zeynep elini tutar ve göğsüne kadar düğmeleri açar ve dudaklarına öpücük bırakır. Sesli bir öpücükten sonra Kerem'in hâlâ kendine farklı şekilde baktığını görünce iki elini tutup gözlerine bakar. "
_ Canım iyi misin? Hiç bir şey demedin.
_ Ne demem gerektiğini bilmiyorum şuan. Yani bildiğim herşeyi unuttum bir anda. Ama herşey çok güzel. Sen muhteşemsin.
" Zeynep uzanıp dudağını öper tekrar ve tekrar. "
_ Bende üzerimi değiştireyim.
" Zeynep Kerem'in kolunu tutup yavaşça okşar baş parmağı ile."
_ Hayır değiştirme tam olaya hakimsin bu şekilde merak etme. Hem sen her halinle çok yakışıklısın, özellikle de bu halin. Ayakta zor duruyorum.
" Kerem de sonunda kendine gelince gülümseyip etrafa bakar ve mükemmel masayı görür. Elini daha sıkı tutar ve masaya ilerler ve Zeynep'in oturması için sandalyeyi çeker. Zeynep oturunca o da tam karşısına oturur. "
_ Valla yemekler ile ilgili hiç bir alakam yok, hepsini Nurgüldü değil mi adı o yapmış. Hiç elim değmedi açıkcası.
_ Olsun, onu da sen yaparsın. Sen yanımda ol o bana yeter.
_ Zehirlenmezsen yersin tabii, yemek yapmakla pek aram olduğu söylenemez de.
_ Zehirde olsa yerim, senin elinden zehir gelmezki.
" Zeynep gülümseyip ayağa kalkar ve yemeklerin yanına gelir. "
_ Güzel yemek yapamam belki ama güzel servis yaparım bence güzel yemek yapmaktan daha önemli bir şey güzel servis yapmak.
" Kerem'in sesli şekilde gülmesi ile kendisi de güler ve yemekleri servis ettikten sonra oturup konuşmadan yerler yemeklerini yerken Kerem kalkınca Zeynep nereye gittiğine bakar. Zeynep dolabı açıp içki şişesini ve iki bardak çıkartıp masaya gelir. Kendi yerine oturup Zeynep'e bakar. "
_ Gelsene yanıma.
" Zeynep hemen oturduğu yerden kalkıp Kerem'in yanına oturur. Kerem kadehe şarap doldurup Zeynep'e uzatır. Zeynep gülümseyerek elinden alınca Kerem kendine de koyar ve tamamen Zeynep'e döner. "
_ Sen nasıl bu kadar güzel olabiliyorsun? Ya da bu kadar büyüleyici?
_ Ben öyle değilim, sen öyle görüyorsun. Tıpkı benimde seni öyle gördüğüm gibi.
_ Sen bunları hazırlamak için istedin değil mi anahtarı? Ama evde birisinin olacağını biliyordun.
_ Biliyordum evet ama dediğim gibi bir anahtar daha yaptırdım. Senin anahtarını bıraktım. Bu ev tek kişi için biraz fazla büyük değil mi?
_ Tek kişi değilim ki artık. Sen de varsın iki kişiyiz. Bence değil. Sana aldıklarımı giymişsin. Çok yakışmış.
_ Evet yukarı da senin odanda olduğunu tahmin ettim oradalardı hepsi de çok güzel. Gerçekten herşeyi almışsın.
_ Beğendiysen sevindim. Dediğim gibi evi istediğin gibi değiştirebilirsin, hattâ beğenmediysen evi tamamen değiştirebiliriz.
_ Kerem o kadar da değil ayrıca ev çok güzel, hiç bir yerini değiştirmeye gerek yok bence. Hem sen dememişmiydin sen varsın önemli olan bu diye benim içinde öyle sen varsın önemli olan bu. Hem dediğim gibi ev çok güzel, harika bir şekilde de dizayn edilmiş zaten gerek yok.
_ Tamam sen nasıl istersen. Ama dediğim gibi istediğin herşeyi yaparsın. Ordan kalkıp yanımamı gelsen acaba.
_ Yanındayım zaten.
_ Yanımdasın ama daha yakınıma da gelebilirsin.
" Kerem Zeynep'in sandalyesini kendine çekince Zeynep gözlerine bakar. "
_ O zaman kalkalım masadan, koltuğa geçelim. Daha rahat etmiş oluruz.
"Kerem dudaklarına eğilecekken Zeynep elinden tutup kaldırır ve koltuğa geçip Kerem'in oturmasını bekler. Kerem oturunca Zeynep'in kolundan yavaşça tutup bacaklarının üzerine oturtturur. Zeynep iki bacağının da üstüne oturunca Kerem'e bakar. "
_ Ne. Böyle iyi bence.
"Zeynep derin bir nefes alıp daha rahat şekilde oturur ve dirseğini omzuna koyup elinide ensenine koyup oradaki saçları ile oynar. Kerem de hayran haline devam edip bir elini beline bir elini bacağına koyar. "
_ Nereden aklına geldi böyle bir şey hazırlamak?
_ Bilmem, canım istedi. Mutlu olursun diye düşündüm, mutlu oluruz diye düşündüm. Hem yorulduk ama erken çıktık işten; en azından ben erken çıktım, baban biraz tuttu seni. Bende hem güzel bir iş almamızı kutlarız hemde yorgunluğumuzu atarız üzerimizden dedim.
_ İyi yapmışsın, bunları yaptığına göre bu akşam buradasın. Bırakmam çünkü haberin olsun.
_ Böyle bir şey yapmasam kalma mı diyeceksin?
_ Asla. Asla böyle bir şey demem. Bundan sonra hep yanımda olacaksın sen. Bugün de bu güzel anın devamını bozmak istemeyiz diye düşündüm çünkü ben seni çok özledim ve sen bu durumu daha da zorlaştırıyorsun bu kadar güzel olarak.
_ Ama biliyor musun; benim buradan seni bırakıp gitmeye hiç niyetim yok çünkü bende seni çok özledim.
" Kerem kendine çekip öpmeye başlayınca hızlıca aralanır karşısındaki dudaklar. Zeynep dudaklarını aralaması ile Kerem'in dili daha da başka bir uyuma girer dudakları ile. Bir eli hâlâ belindeyken bir eli de bacağını okşamaya başlar. Bacağını okşayarak yukarı çıkıp elini tişörtünün altına kaydırır. Zeynep Kerem'in ellerini bir kez daha teninde hissederken ürperir. Dudaklarına istemsiz bir inleme bırakırken karşılığını alır. Bu gecenin farklı devam edeceği belliydi. Sırtı yumuşak koltuk ile buluşurken Kerem dudaklarını ayırıp boynuna indirir ve içine çekerek öpmeye başlar. Zeynep bir kez daha inlerken ellerini Kerem'in sırtına çıkarır. Kerem boynunda oyalanıp öptükten sonra tişörtünü tutup hızlıca çıkartıp atar. Zaman kaybetmeden dudaklarını ortaya çıkan göğüslerinin üzerinde dolaştırmaya başlar. Sütyeni buna engel olurken belinden tutup biraz doğrultur ve onu da aralarından kaldırdıktan sonra aynı dikkatle sırtını yaslar koltuğa ve eğilip bu sefer daha rahat şekilde hareket ettirir dudaklarını. Zeynep onun her darbesi ile daha da çok inleyip sımsıkı kapatır gözlerini. Gözlerini açtığında Kerem eteğini de çıkartır üzerinden. Dudakları elleri tüm vücudunu keşfederek dolaşırken aklına gelen şeyi yapmak ister ve Kerem'in yukarı doğru gelmesi ile çenesini yavaşça tutup gözlerine bakar. Kerem onun yeni açtığı gözlerine bakarken daha fazla dayanamayacağını anlar ama Zeynep biraz doğrulup tam tersi bir pozisyon alıp Kerem'in üzerine çıkmayı başarır. Kerem yutkunarak ona bakarken incitmekten korkar. Zeynep üzerindeki gömleği onun yaptığı gibi düğmeleri açarak çıkartıp atar. Üzerine eğilip önce dudaklarını daha sonra da boynunu öpmeye başlar. Bunu ilk defa yapacağı için, içindeki heyecanı da bastırmaya çalışarak aşağılara göğsüne karnına kadar iner ve nefesini vererek öpmeye başlar. Kerem onun gibi gözlerini kapatarak bekler. Zeynep aynı şekilde yukarı çıkıp dudaklarını öperken elini pantolonuna getirip kemerini çözer. Pantolonun da düğmesini açmayı başarınca Kerem yavaşça doğrulup oturur pozisyona gelirken dudaklarına kapanır. Zeynep karşılık verirken onu kucağına alıp odaya çıkar. Odaya girince odadaki mumlar ve mumlardan oluşan kalp'e bakar. Daha sonra başını çevirip Zeynep'in ışıkla buluşan koyulaşan gözlerine bakar. Dikkat ederek gözlerini ayırmadan yatağa yatırıp öpmeye devam eder. Gecenin onlar için uzun olacağı çoktan belliydi. Mutlulukları hep onlarla olacaktı.............