HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlan...

By eylulayazzz

7.3M 212K 17.6K

Canından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediğ... More

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
KUTLAMA (Elif'ten)
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
BALLARIM :)))
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
TATLILARIM :))
ALINTI
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ALINTI
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
MÜJDEEEEE :)))
ALINTI
ALINTI
58. BÖLÜM (Part I)
ALINTI
58. BÖLÜM (PART II)
ALINTI
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM (Melif Çifti)
61. BÖLÜM
62. Bölüm
63. BÖLÜM
Final
İmkansız'ım

57. BÖLÜM

84.4K 3.2K 496
By eylulayazzz

Medyada Adelina :))


Sizi beklettiğimin farkındayım ama yazamadım. Zaman bulamamaktan değil ilham perilerimin gelmemesinden :) Yazdım yazdım sildim, bir türlü size layık bir şey çıkaramadım ortaya. Ama umarım bu bölüm az da olsa beklentinizi karşılamıştır.

Sizi çok seviyorum :)

Bu arada whatsapp grubu için @feyzaphlvn adlı okuyucuyla iletişime geçin :) Hepinizi bekliyoruz gruba :)

Sadece Umut'a da göz atın pilizzzz :)) 


Yaşananları unutmak kolay mıydı? Geçmiş bir çırpıda silinebilir miydi? Aşk bir gecede yok olur muydu? Peki ya kalp acısı? O nasıl geçerdi? Ne kadar zamanda geçerdi? Ya da daha önemli bir soru, geçer miydi?

Geçmiyordu. Aylar olmasına rağmen Adelina'nın kalbi hala o akşamki kadar çok acıyordu. Hala o sözler yankılanıyordu zihninde. Hala Uraz'ın nefret dolu bakışlarını hatırlıyordu. Hala iftiraya uğramışlığın çaresizliği vardı üzerinde.

Geçmiyordu. Aylar olmasına rağmen Uraz'ın kalbi gerçekleri öğrendiği anki kadar çok acıyordu. Hala karısına söylediği sözler yankılanıyordu zihninde. Hala ona bakışlarını hatırlıyordu. İnandığı yalanları, karısına atılan iftiraları, kendi hırsını.

Ne kadar zaman geçse de geçmiyordu işte pişmanlık. Aldığı her nefes de ok gibi kalbine saplanıyordu. Ne karısı yanındaydı ne oğlu. Değmiş miydi? Bir yalana kapılıp hayatını mahvetmişti de eline ne geçmişti. Hiç, koca bir hiç.

Selin'den intikamını alınca da rahatlamamıştı. Selin ailesi tarafından reddedilmiş, Uraz tarafından beş parasız bırakılmıştı ama kendine olan öfkesi hala dinmemişti. Gecelerce sıcaklığına sığındığı kadına nasıl güvenememişti? Ona nasıl inanmamıştı? Bir sürtüğün lafına inanıp hayatını mahvetmişti.

Herkes için zordu. Elif ile Melih daha kendi sorunlarını tamamen halledememişken şimdi can dostları gözlerinin önünde yok oluyordu. Elif için Adelina başkaydı, bambaşkaydı. O hayatının mimarıydı. O iyiliğin beden bulmuş haliydi. O sevginin temsilcisiydi.

Melih için Uraz başkaydı, bambaşkaydı. O kurtarıcısıydı. Uyuşturucudan, Lale'den... Kötü her şeyden kurtarmıştı onu. Uraz gücün sembolüydü Melih için. Peki şimdi neden bu haldeydi? Aşk sarsılmaz binaları yerle bir eder miydi?

Zehra Sultan perişandı. Bir yanda oğlu, bir yanda çok sevdiği gelini. Oğlunun acısını görüyordu görmesine ama elinden bir şey gelmiyordu. Gelini de haklıydı. Hangi kadın namusuna atılan iftirayı kolayca sindirebilirdi? Hele de kocası da buna inanmışsa? Ama yine de anne yüreği işte, ne olursa olsun kıyamıyordu yavrusuna.

Raber Ağa kararlıydı, o hergelenin burnu sürtülecekti. Her istediğini elde edemeyeceğini, gücünün her şeye yetemeyeceğini anlamalıydı. İnsanları üzmemesi gerektiğini kendi üzülerek anlayacaktı. Kalbine ördüğü duvarlar bir bir yıkılacak, oğlu insan olmayı öğrenecekti. Bunun için ne kadar acı çekmesi gerekiyorsa çekecekti.

...

RABER AĞA'DAN


"Kızım nasılsın?"

"İyiyim baba sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Gittin mi kontrole?"

"Gittim babacım merak etme sen her şey yolunda."

"Oh iyi iyi. Kaç ay kaldı yahu?"

"Yaklaşık üç ay var baba doğuma."

"Ağrın sızın olmuyor değil mi güzel gelinim?"

"Olmuyor baba, çok iyiyim."

"Yemeklerini sakın ihmal etme, Delal Hanım ne diyorsa yap."

"Yaparım baba. Siz nasılsınız?"

"İyi diyelim iyi olalım kızım. Geleceğim birkaç gün içinde yanına."

"Tamam babacım. Delal abla çağırıyor, yemek yiyecekmişiz. Sonra konuşsak olur mu?"

"Olur elbet kızım. Hadi git yemeğini ye. Kendine de torunuma da çok iyi bak."

Telefonu kapattığımda yüzüm gülüyordu. Gelinim iyiydi, torunum iyiydi. Oğlum iyi değildi ama o da iyi olacaktı elbet.

"Hayırdır inşallah pek bir neşelisin?"

Gönlümün geçmeyen baharının sesiyle ona döndüm.

"Gelinle konuştum Zehra'm."

"Nasılmış? İyiler miymiş?"

"İyilermiş çok şükür."

"Ah bir de oğlan iyi olaydı."

"Zamanla o da düzelecek."

"Oğlum gözlerimin önünde ölüyor Raber. Yetmedi mi çektiği acı?"

"Yetmedi Zehra'm yetmedi."

"Yetecek, yetmeli. Eğer biraz daha gelinimi oğlumdan saklarsan beni kaybedeceksin!"

"Ben sensiz nasıl yaşarım?"

"Uraz Adelina olmadan yaşayabiliyor mu peki?"

"O suçlu, o yaptıklarının cezasını çekmeli."

"Sen de suçluydun! Sen evlenmiş, çocuk bile yapmıştın ama ben affettim. Belki o da affedecek."

"Affetmez, tanımıyor musun sen Adelina'yı?"

"Tanıyorum. Ama unuttuğun bir şey var evîna min (aşkım), onlar aşık."

"Pekala yekamin (birtanem), karşılaşsınlar bakalım..."

...

URAZ'DAN


Ondan bana kalan tek şey elimdeki mektuptu. Aylardır arıyordum ama hiçbir yerde yoktu. Belki Ege yardım ediyordur diye onunla da konuştum ama o da bilmiyordu. İnanmayıp peşine adam bile takmıştım ama gerçekten bilmiyor gibiydi. En azından hayattaydı. Mektuptan önce belki de başına bir şey geldi diye düşünüyordum ama şimdi emindim ki sevgilim yaşıyordu. Ama neredeydi? Kimleydi? Rahat mıydı? Para sıkıntısı çekiyor muydu? Çok mu kırgındı? Beni affetmez miydi?

"Offf."

Düşünmekten kafayı yiyecek duruma gelmiştim. Aylardır işlerle Melih ilgileniyordu. Yaptığım tek şey Adelina'yı arayan adamlarımla konuşmak, içmek ve eşyalarına sarılıp uyumaktı.

"İyi misin bıremin (kardeşim)."

"Değilim Kemal, hiç iyi değilim."

"Düzelecek, elbet göreceksin onu."

"Çocuk doğduktan sonra. Hamileliğini göremeyeceğim, çocuğumun doğumunu göremeyeceğim, ellerini tutup ona destek olamayacağım. Ya ölürse Kemal? Eğer doğumhaneden çıkamazsa ne olacak? Ben nasıl yaşayacağım?"

"Kötü düşünme hemen. Her şey düzelecek."

"Düzelmeyecek. Onu tanıyorum, beni affetmeyecek. Ben çok kötü şeyler söyledim ona. Be..ben karıma orospu dedim Kemal!"

"Zor. Hatta çok zor ama imkansız değil."

"İmkansız bıremin, imkansız."

...

ADELİNA'DAN


"Oğluşum bugün çok yaramazsın."

Bir yandan karnımı okşarken bir yandan da bebeğimle sohbet ediyordum. Son aylarda yapmaktan en zevk aldığım şey bebeğimle konuşmaktı. Onun varlığını hissetmek bana güç veriyordu. Kalbimin kırıklarını her geçen gün birleştiriyordu sanki. O bana verilen en güzel hediyeydi.

"Gel kızım yemek hazır."

Mutfaktan gelen Delal ablanın sesi ve efsanevi içli köfte kokusuyla adımlarımı oraya yönlendirdim.

"Sen şahanesin ablam ya."

Tombul yanaklarını mıncıklarken bir yandan da şirin şirin gülüyordum.

"Dur deli kız dur. Yahu sen nasıl hamilesin? Hiç mi yorulmuyorsun?"

"Yok ablam hiç yorulmuyorum. Oğlum bana güç veriyor."

Neşeli ses tonuna verdiğim durgun cevapla onun da gülümsemesi yavaş yavaş silindi.

"Her zaman güçlü ol."

"Olacağım abla, olmam gerek."

"Gerektiği için değil istediğin için ol."

"İstediğim hiçbir şey olmuyor ki abla. Annemler yanımda olsun istiyorum olmuyor, birini seviyorum güveniyorum ama o beni bulduğu ilk fırsatta aldatıyor olmuyor. Sonra vazgeçme diyorum elbet olacak. Bir adamla evleniyorum annesi beni istemiyor, zamanla düzeliyor bu sefer de evlendiğim adam beni istemiyor. Beni de istemiyor, çocuğumu da istemiyor. Bana orospu, çocuğuma piç diyor. Olmuyor be ablam, hiçbir istediğim olmuyor."

Hamileliğin de etkisiyle yine ağlamaya başlamıştım. Zaten her günüm böyle geçiyordu. Her gün muhakkak ağlıyordum.

"Yapma böyle güzel kızım. Lütfen böyle yapma."

"Çocuğum nasıl büyüyecek abla? Sevgiyle mi yoğrulacak hayatı, nefretle mi? Uraz ona nasıl bakacak? Gururla mı? Sevgiyle mi? Nefretle mi? Onu hala piç olarak mı görecek? Mutlu olabilecek mi benim oğlum? İnsanlar ona ihanetin kanıtıymış gibi bakarken benim oğlum ne hissedecek? Beni sorgulayacak mı hiç? Annem Ege'yle birlikte oldu mu acaba diye düşünecek mi? Biz ne olacağız abla?"

"Şşt. Her şey düzelecek inan bana."

İnanmak? Ben hayatımda bir kez daha inanabilecek miydim?

...

"Abla ben yürüyüşe çıkıyorum. Bir saat sonraya kahvaltıyı hazır edebilir misin?"

"Ederim kızım sen git, çok da yorma kendini."

Ah Delal abla! Beni her seferinde bu konuda uyaracak mıydın?

Karanlığı bölen cılız bir ışık gibi..

Fırtınada çırpınan kanatlar gibi..

Islanmaktan korkmayan bir kelebek gibi

seni sevdim.. seni sevdim..

Cem Adrian'ın efsanevi sesi kulaklarıma dolarken düşünmeye başladım. Ben de onu aynen böyle sevmemiş miydim? Ege'nin ihanetinden sonra hiç korkmadan ona teslim olmamış mıydım?

Okyanusta kağıttan bir gemi gibi..

Baharı beklemeden açan tomurcuk gibi..

Sanki ilk kez seven bir çocuk gibi..

Seni sevdim.. seni sevdim..

Ben de beklememiştim. Ege'nin kırıklarının onarılmasını beklememiştim. 

Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım..

Sana inanınca biter sandım biter sandım..

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın

Aynen böyleydi. Kalbim darmadağındı ve ben öncekinden çok daha fazla acı çekiyordum. Ne kadar yükseklerde uçarsan yere çakılınca da canın o kadar çok yanıyordu.

Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım

Sana inanınca biter sandım biter sandım

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın

Uraz'a inanmıştım. Uraz'a güvenmiştim ama geçmemişti. Ben her zaman yarım kalacaktım.

Karanlığı bölen cılız bir ışık gibi..

Fırtınada çırpınan kanatlar gibi..

Islanmaktan korkmayan bir kelebek gibi

Seni sevdim.. seni sevdim..

Sevmiştim. Canımdan çok sevmiştim.

Okyanusta kağıttan bir gemi gibi..

Baharı beklemeden açan tomurcuk gibi..

Sanki ilk kez seven bir çocuk gibi..

Seni sevdim.. seni sevdim..

Sevmiştim, ölürcesine sevmiştim.

Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım..

Sana inanınca biter sandım biter sandım..

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım..

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın..

Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım..

Sana inanınca biter sandım biter sandım..

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım..

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın..

Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım..

Sana inanınca biter sandım biter sandım..

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım..

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın..

Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım..

Sana inanınca biter sandım biter sandım..

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım..

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın..

Sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım..

Her yanım yarım yarım kalbim yine darmadağın...

Şarkı sözlerinin bitmesiyle belime dolanıp beni hızla kendine çeken bir kol ve durmadan basılan bir araba kornası vardı. Arabadan inen adam bağırmaya başladığında bir kokuyu duyumsadım. Uraz'ın kokusunu...

"Dikkat etsene be kardeşim! Önüne bak, kaza yapacağız bir de onunla uğraşacağız."

Ben daha cevap veremeden belimdeki kolların sahibi atladı.

"Sen kime bağırıyorsun lan?"

Bu... Bu ses... Uraz mıydı?






Continue Reading

You'll Also Like

1.8M 30.1K 52
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
2.3M 132K 89
Bu kapının arkasında kaderi vardı... "Evet kabul edildiniz" dendiğinde hayat onu alıp mutluluğa mı taşıyacaktı yoksa derin elemlere mi? .... Peki ke...
21.6K 3.1K 33
İntikam aşkın önüne geçen bir nevi lanet olmuştur. Yaşanan geçmişin geleceğe kötü ışıklar saçması da olayların pozisyonunu değiştiren etkendir. Sevd...
2.1M 22.2K 10
Eski bir köy kurgusudur. İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum. Bu bir kitap, gerçek hayata...