HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlan...

By eylulayazzz

7.3M 212K 17.6K

Canından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediğ... More

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
KUTLAMA (Elif'ten)
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
BALLARIM :)))
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
TATLILARIM :))
ALINTI
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ALINTI
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
MÜJDEEEEE :)))
ALINTI
57. BÖLÜM
ALINTI
58. BÖLÜM (Part I)
ALINTI
58. BÖLÜM (PART II)
ALINTI
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM (Melif Çifti)
61. BÖLÜM
62. Bölüm
63. BÖLÜM
Final
İmkansız'ım

25. BÖLÜM

111K 2.7K 106
By eylulayazzz

URAZ'DAN



Kollarımda uyuyan kadınıma bakarken bile içim titriyordu. Sanki yanımda olmasa yaşadıklarımın gerçekliğine inanmayacaktım. Gözümün önünden bir saniye kaybolsa boğulacak gibi oluyordum. Kendimden bile sakınıyordum onu. Her şeyiyle benimdi. Bana ait olan tek varlıktı. Onunlayken kendimi tamamlanmış hissediyordum. Ah bir de bebeğimiz olsaydı da aşkımız taçlansaydı. Bebek istememin nedeni aşiret, ağalık falan değildi. Tabi o da bir etkendi ama asıl nedeni hayatımın aşkından bir parçam olsun istememdi. Minik vücudunda bebeğimin büyümesi, ikimizin bir parçasının onun vücudunda can bulması hayal bile edemeyeceğim kadar mükemmeldi.

Kadınımın güzelliğini hafızama kazırken zamanın nasıl geçtiğini fark edememiştim bile ama artık uyanması lazımdı. Yola çıkmalı, Mardin'e dönmeliydik. Düğün hazırlıklarımız çoktan başlamıştı ve artık Adelina'nın gelinliğinin hazırlanması gerekiyordu. Bir an önce dönmeli, kalan işlerimizi halletmeliydik.

"Sevgilim uyan."

Kulağına fısıldasam da dünün yorgunluğundan olsa gerek kadınımın ruhu bile duymuyordu. Omzuna minik bir öpücük kondururken devamını getirmemek için kendimle savaşıyordum.

"Kadınım uyan."

Minik homurtuları arasında nihayet uyanmıştı sonunda.

"Günaydın."

Boğuk sesi her ne kadar içimi titretse de kendimi frenlemeliydim.

"Günaydın meleğim. Hadi duş alalım sonra Elif'e bakalım. Bugün yola çıkacağız."

Adelina birden yataktan fırlayınca ne olduğunu anlayamamıştım. Elini alnına götürüp odada dolanmaya başladı. Tanrım çırılçıplaktı. Bu kadın ne yaptığının farkında mıydı?

"Kahretsin, Elif tamamen aklımdan çıkmış. Hep senin yüzünden Uraz."

Ne? Benim yüzümden mi?

"Ben ne yaptım aşkım?"

"Ne mi yaptın? Saatlerce oyaladın beni Uraz daha ne yapacaktın? Of, en yakın arkadaşımı ihmal ettim. Benden arkadaş falan olmaz. Nasıl bir insanım ben Tanrım?"

Nerde ben oyaladım acaba? Sanki kendisi isteksizdi.

"Aşkım panik yapma. Ben gece uğradım yanına. Melih'le uyuyorlardı."

"Ne? Melih'le mi? Uraz nasıl izin verirsin buna? Ya aynı şey olursa?"

"İkisi de yetişkin insanlar meleğim. Melih de aynı şeyi tekrar yapacak biri değil. Bence bunu aralarında halletmeliler. Hem biz ne yaparsak yapalım Elif'in kırgınlığını sadece Melih yok edebilir."

"Haklısın sanırım. Ama üzülmesinden korkuyorum."

Ben de korkuyordum. Elif'i Mardin'e getirmekle, Melih'le bir araya getirmekle biz de suçluyduk. Adelina ve ben olmasam Melih Elif'i tanımıyor olacaktı ve kızın başına böyle bir şey gelmeyecekti. Belki de en büyük suçlu bizdik, bilemiyorum.

"Ben duştayım Uraz. Hadi sen de bir an önce hazırlan, kahvaltı edelim."

Her ne kadar sevgilimle banyo yapmak istesem de o banyoya girdiğimiz an en az 2 saat orada kalacağımızı bildiğim için homurdanarak tişörtümü aramaya başladım. Ben zaten gece duş almıştım. Odaya göz attığımda Adelina'nın dün giydiklerinin hali pek iç açıcı değildi. En iyisi odasına gidip kıyafet ayarlamak diye düşündüm ve odadan çıktım. 

Adelina'nın odasına girdiğimde Melihler hala uyuyordu. Elif belki uyandığında Melih'i yanında görmek istemezdi uyandığında. Kardeşimi uyandırsam iyi olacaktı.

Kadınımın kıyafetlerini hazırladıktan sonra yavaşça yaklaştım yatağa.

"Melih uyan." diye fısıldadım.

Tabi bizim öküzün uyanmaya niyeti yok gibiydi.

"Melih uyan lan sıçtırtma ağzına."

Şaşkın bakışlarla açtı gözlerini.

"Ne oluyor abi?"

Tam bir salaktı. uykudan uyandığında hep böyle olurdu.

"Kalk. Git elini yüzünü yıka kendine gel. Kahvaltı edip yola çıkacağız. Elif seni yanında görürse hoş olmayabilir. Ben senin odadayım."

Bir süre boş boş yüzüme baksa da kafasını sallamasından beni anladığı belli oluyordu. Sonra gözleri Elif'i bulduğunda ona çok farklı baktığını gördüm. Şefkat miydi vicdan azabı mıydı? Bu bakış ne anlama geliyordu çözemedim.

"Elif'i kim uyandıracak?"

"Oğlum kıza kendini affettirmek istemiyor muydun? Bir yerden başlamak lazım artık. Sen uyandır."

"Abi burada uyuduğumu anlarsa kendini kötü hisseder, olmaz."

Bu çocuk harbi maldı.

"Kız uyku ilacıyla uyuyor oğlum saatlerdir. Burada uyuduğunu nereden bilecek. Yeni gelmiş gibi yap. Ne bileyim işte bul bişeyler."

"Tamam abi."

Ellerinin hafif hafif titremeye başlamasından aslında hiç de iyi olmadığını anlamıştım. Sanırım o da fark etti ki bir ellerine bir bana baktı.

"Şimdi napıcaz?"

Derin bir of çekip ellerimi saçlarımda gezdirdim. Dert bir değildi ki anasını satayım. Bir yanda Elif, bir yanda Melih..

"Kahvaltıyı yapana kadar sabret. Farklı arabalarla gideriz. Ben bir bahane bulurum. Kızlar Adelina'nın kullandığı arabada olur. Bizim arabayı ben kullanırım sen de kendini zehirlersin. Mardin'e kadar normale dönmüş olursun."

Minnetle bakıyordu. Ama ben böyle olmasını istemiyordum. Kardeşimin her geçen gün daha da yok olmasını istemiyordum.

"Çabuk olalım ama. Fazla dayanabileceğimi sanmıyorum Uraz. Kızların, özellikle Elif'in beni öyle görmesini istemiyorum."

"Tamam başımın belası. Hadi ben gidiyorum."

Odaya döndüğümde Adelina da üzerindeki bornozla banyodan çıkmıştı. Bu haliyle nefes kesici görünse de halletmemiz gereken sorunlar vardı. Dostlarımızın bize ihtiyacı vardı.

"Sana giyecek bişeyler getirdim meleğim. Çabuk hazırlan da kahvaltıya inelim."

"Tamam canım, hemen hazırlanıyorum."

Adelina üzerini giyindiğinde araba olayını nasıl açıklayacağımı düşünüyordum. Ama sonrasında sevdiğim kadına yalan söylememeye karar verdim.

"İki farklı arabayla gideceğiz meleğim."

Arkasını döndüğünde kaşları çatık bir Adelina beklesem de o bu olaydan memnun gibiydi.

"İyi düşünmüşsün aşkım. Elif Melih'i görmek istemeyebilir."

Haklıydı. Ama nedense ben bunu düşünememiştim.

"Arabanın birini sen birini ben kullanacağız olur mu?"

Bu sefer biraz şaşırmış gibiydi.

"Neden öyle bişey yapıyoruz ki? Elif bizimle gelirdi işte, Melih de tek dönerdi."

Bu da mantıklıydı. Ama ben nedense bunu da düşünememiştim.

"Imm nasıl desem Melih kendini pek iyi hissetmiyor. O arabayı ben kullanacağım, siz de Elif'le geleceksiniz."

"Anladım."

"Hadi inelim."

Kahvaltıya indiğimizde Elifler masadaydı. Elif bir yandan parmaklarıyla oynuyor bir yandan da başını önüne eğmiş, kaldırmıyordu. Melih ise bir yandan kızı izlerken bir yandan da titreyen ellerini zapt etmeye çalışıyordu.

"Günaydın." diye neşeyle seslendim.

İkisinden de farklı tonlarda cevabımı aldım. Biri fısıltıyla günaydın derken diğeri dişlerinin arasından resmen tıslamıştı. Elif yaşanılanların etkisindeydi. Melih ise uyuşturucu eksikliğinin.

Melih'in durumunun kötü olduğunu çatalı tutan elinden anladığım için henüz doğru düzgün kahvaltımızı yapmadan ayaklandım.

"Hadi bayanlar. Yolcu yolunda gerek."

Arabanın yanına geldiğimizde Adelinalar öndeki arabaya biz de arkadakine yerleştik. Melih kızlar görüş alanımızdan çıktığı an cebinden çıkardığı tozu eline döküp tek nefeste içine çekti. Birkaç dakika sonra bayık bakışlarla etrafa bakarken ellerinin titremesi azalmıştı. Kendini zehirlediği için lanetler okurken bakışlarımı yola odakladım.







ADELİNA'DAN




Elif'le yola çıktığımızda ne demem gerektiği konusunda bir fikrim yoktu. Nasıl olduğunu mu sormalıydım? Ya da ne hissettiğini?

"Özür dilerim Elif."

O kadar şey düşünmeme rağmen belki de en iğrenç girişi yapmıştım.

"Ne için Adelina?"

Evet, ne için? Onu Mardin'e getirdiğim için mi? Melih'le tanıştırdığım için? Dün uyurken başında beklemediğim için? Onu odada bırakıp Uraz'la seviştiğim için? Ne için özür diliyordum ben?

"Her şey için."

En iyi böyle ifade edebilirdim. Suçum bir değildi ki. Her şey benim suçumdu.

"İyice bana benzediğinin farkında mısın Adelina?"

Nasıl yani? Hangi açıdan?

"Anlamadım?"

Gerçekten de anlamamıştım.

"Benim gibi saçmalamaya başladın Adelina. Ben nasıl her şey de saçmalıyorsam şuanda sen de saçmalıyorsun. Hiçbir şey senin suçun değildi. Uraz abimin de suçu değildi. Kendinizi suçladığınızın farkındayım ama suç sizin değil. Suç benim de değil. Suçlu olan Melih gibi görünse de asıl suçlu olan hayat Adelina. Her şeyin suçlusu hayat."

Doğruydu. Mantıklı konuşması gereken, ikna etmesi gereken benmişim gibi görünse de bu konuşmayı yapan Elif'ti. Tahminlerimden çok daha güçlüydü o. Belki de herkesten güçlüydü.

"Bak ne yapalım diyorum Elif. Şarkı söyleyelim, rahatlayalım. Mardin'e gittiğimizde birbirimizle ilgili her şeyi anlatalım vegeçmişimizi maziye gömelim. Ne dersin?"

"Sahip olduğum tek dostumu nasıl kırabilirim ki?"

Doğruydu. Biz birbirimizin dostuyduk.

"Başla bakalım dostum."


şu dünyanın gam yükünü

çeken var mı benim gibi

gece gündüz gözyaşını

döken var mı benim gibi

talihim yok bahtım kara

böyle hayat batsın yere

sinesine vura vura

ölen var mı benim gibi oy ..
   

gitmez ki başımdan atam
  

ben bu derdi kime satam

saçlarını tutam tutam

yolan var mı benim gibi

talihim yok bahtım kara

böyle hayat batsın yere

sinesine vura vura

ölen var mı benim gibi oy

şu dünyanın gam yükünü

çeken var mı benim gibi

gece gündüz gözyaşını

döken var mı benim gibi

talihim yok bahtım kara

böyle hayat batsın yere

sinesine vura vura

ölen var mı benim gibi oy ..

gitmez ki başımdan atam

ben bu derdi kime satam

saçlarını tutam tutam

yolan var mı benim gibi

talihim yok bahtım kara

böyle hayat batsın yere

sinesine vura vura

ölen var mı benim gibi oy


Ne kadar da uygun bir şarkıydı Elif'in şuanki ruh haline. Bu kız kendini ne güzel ifade ediyordu böyle. Şimdi ikna edici olma zamanıydı. Her ne kadar melankolik bir havada olsam da şimdi iyimser olma zamanıydı.

Sesimde söyleyemediğim sözler var

Gizleyemediğim gözyaşlarım

Silipte unutamadığım sabahlar

Kokladığım eşyaları

Bir çaresi bulunur elbet yarın

Yeniden yaşamanın

Bir çaresi bulunur elbet canım

Bi uyuyup uyanalım

Ah bi yolu vardır elbet yarın

Yeniden yaşamanın

Bi çaresi bulunur çıkmazların

Bi uyuyup uyanalım

İçimde saklayamadığım anlarım var

Hiç bitmeyen yanlızlığımın

Silipte unutamadığım geceler

Dönüşü yok hep kalp ağrısı

Bir çaresi bulunur elbet yarın

Yeniden yaşamanın

Bir çaresi bulunur elbet canım

Bi uyuyup uyanalım

Ah bi yolu vardır elbet yarın

Yeniden yaşamanın

Bi çaresi bulunur çıkmazların

Bi uyuyup uyanalım

Bu hayatta her şeyin bir çaresi bulunuyordu, doğruydu. Başımıza ne gelmiş olursa olsun, ne yaşamış olursak olalım her şeyin bir çaresi vardı.

Şimdi sıra can dostumdaydı.

Kalp Alışır Acı Çekmelere

Can Dayanmaz Yeni Sevmelere

Boşa Kürek Çek Hep Aynı

Bana Sorun Bi Kim Haklı

Şu Yüreğim Ne Meraklı

Hiç Sözümü Dinlemiyor

Sorarım Aşk Durulur Mu

Acıyı Sevmek Olur Mu

Hani Hayat Bir Oyundu

Artık İçime Sinmiyor

Kalp Alışır Acı Çekmelere

Can Dayanmaz Yeni Sevmelere

Boşa Kürek Çek Hep Aynı

Bana Sorun Bi Kim Haklı

Şu Yüreğim Ne Meraklı

Hiç Sözümü Dinlemiyor

Sorarım Aşk Durulur Mu

Acıyı Sevmek Olur Mu

Hani Hayat Bir Oyundu

Artık İçime Sinmiyor

Bu kızı nasıl ikna edecektim bilmiyordum. Mardin'e gidene kadar kafası dağılsın diye şarkı söyleyelim demiştim ama o sanki kendini depresyona sokmak için yemin etmiş gibiydi.

Sıra bendeydi.

Yarından haber yok dün bitti

Saatler son günü çalıp gitti

Yeminler yaşlandı dudaklarda

Düğümlendi derken söz bitti

Vagonlar bir dolup bir boşadı

Kuruyan gözlerim yine yaşardı

Sarardı sırayla fotoğraflar

Ne hayatlar içimde kaldı

Unutursun içim yana yana

Unutursun ölüm sana bana

Zaman basıp kanayan yarana

Unutursun unutursun

Unutursun için yana yana

Unutursun ölüm sana bana

Zaman basıp kanayan yarana

Yarından haber yok dün bitti

Saatler son günü çalıp gitti

Yeminler yaşlandı dudaklarda

Düğümlendi derken söz bitti

Vagonlar bir dolup bir boşadı

Kuruyan gözlerim yine yaşardı

Sarardı sırayla fotoğraflar

Ne hayatlar içimde kaldı

Unutursun içim yana yana

Unutursun ölüm sana bana

Zaman basıp kanayan yarana

Unutursun unutursun

Unutursun için yana yana

Unutursun ölüm sana bana

Zaman basıp kanayan yarana

Evet unuturdu. Zaman her şeye ilaç olacaktı ve o unutacaktı.Dostum dolu dolu gözleriyle başka bir şarkıya başlamıştı.

Söndürmüşüz feneri salaş bir balıkçıda

Rengimizi sıyırmış da gitmiş gidenimiz

Nur cemalimizin astarı kalmış bi tek

O da kaşık kadar

Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz

Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze

Bundandır böyle dibe vuruşumuz

Damla sakız hayallerimize yakamoz vursa

Bari öyle canlansa da hayat bulsa

Ne iyi olurdu kalbe kan yine

Hücum etse

Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz

Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze

Bundandır böyle dibe vuruşumuz

Söndürmüşüz feneri salaş bir balıkçıda

Rengimizi sıyırmış da gitmiş gidenimiz

Nur cemalimizin astarı kalmış bi tek

O da kaşık kadar

Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz

Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze

Bundandır böyle dibe vuruşumuz

Damla sakız hayallerimize yakamoz vursa

Bari öyle canlansa da hayat bulsa

Ne iyi olurdu kalbe kan yine

Hücum etse

Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz

Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze

Bundandır böyle dibe vuruşumuz

Olmuyordu. Ne yaparsam yapayım bir türlü olmuyordu ama olacaktı. Elif'in gözlerinden akan bir damla yaşı gördüğümde kahroldum. 

Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,

Güzel yüzün,yanakların ıslanır.

Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,

Hüzün keder yüreğime yaslanır.

Sen Ağlama!

Bir damla gözyaşın yeter.

Sen üzülme,gülüm...

Gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce,

Bahar gelir tüm çiçekler ıslanır.

Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,

Hüzün keder yüreğime yaslanır...

Sen Ağlama!

Bir damla gözyaşın yeter...

Sen üzülme gülüm,

Gamzende güllerin biter...

Yollarıma taş koysalar, döneceğim

Gözlerinden yaşlarını sileceğim

Sen Ağlama!

Bir damla gözyaşın yeter...

Sen üzülme gülüm,

Gamzende güllerin biter...

Yollarıma taş koysalar, döneceğim

Gözlerinden yaşlarını sileceğim

Evet silecektim. Onun önüne çıkan tüm engelleri tek tek kaldıracaktım. Canım pahasına da olsa bunu yapacaktım.

"Arabayı durdur Adelina."

Ne olduğunu anlamasam da arabayı sağa çektim. Elif'e dönmemle bana sarılması bir oldu. İlk defa dost sıcaklığı hissettim. İlk defa bir arkadaşım tarafından delicesine sevildiğimi hissettim. Sanırım o da aynı şeyi düşünüyordu ki aynı anda, aynı sözcükler döküldü ağzımızdan.

"Ve bazen de; seninle konuşmak iyi geldi, diyebileceğin birisi olmalı."
















MULTİ ADELİNA :))

Continue Reading

You'll Also Like

408K 16.5K 55
Elini göstererek "Bu elleri kimsenin eli değmedi" Yanaklarını göstererek "Bunları kimse öpmedi" Dudaklarını göstererek "Bunları kimse öpmedi" "Yani b...
169K 8.9K 31
Ateşe Aşık Kelebeğin Hikayesi .. Acının üzerine kurulan bir hayat. Aile sevgisi almamış, yıllarca kendi ayakları üzerinde durup savaşan bir gen...
1M 46.4K 37
Zoraki evlilikle sınanan iki yüreğin hikayesi.
5.1M 278K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...