55- Jongkirve

2K 121 52
                                    

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 52

3 Mart Cumartesi, 27. Hafta

Kyungsoo telefonu kapadıktan sonra Hongbin ile Sünger Bob izlemeye karar verdiler, bu da sadece nişanlısını daha çok özlemesine neden olmuştu. Jongin'in Squidward taklidi felaket korkunçtu ama gerçekten de şu an onu duyabilmeyi diliyordu.

Genç olanla havadan sudan sohbetler ederek dikkatini dağıtmaya karar verdi. Okulla ilgili konular ve uzak durması gereken belli başlı hocalar falan. Görünüşe bakılırsa çatıya giden gizli bir yol varmış.

"Pazartesi gösteririm, öğle yemeğini orada yiyebiliriz." Hongbin minnettar bir şekilde yüzünü yalayan Janggu'nun tüylerini karıştırarak belirtti.

"Jinho'yu seviyor musun?" Diye sordu, Jongin'in Monggu ile birlikte çekilip gönderdiği fotoğrafına gülümsüyordu.

"Iıı, o benim amcam, bu iğrenç."

"Öyle değil, salak." Neredeyse gözlerini devirecekti. "Şey, annem benim yerime onun tarafını tuttu ve işte bilemiyorum ya. Benden pek haz ettiğini sanmıyorum."

Ellerine bakıp omuzlarını silkti. Dayısına biraz gücenmiş hissetmekten kendini alamıyordu. Onların var olduklarından haberdar olmaması onun suçu değildi. Anıları hâlâ hayal meyaldi ve çoğu zaman da uydurmaymış gibi hissettiriyordu, sanki rüyalardan başka bir yerde yaşanmamışlar gibi.

"İkinizin, bebeklikten kalma bir videonuz var. Tavan arasında." Hongbin belirtip onu takip etmesini işaret ederek yerinden kalktı.

Kyungsoo o ana kadar bir tavan arası olduğunun farkında bile değildi. Sağ tarafın sonunda bir kapıydı, yukarı giden ufak bir merdiven vardı. Biraz serin ve de tozluydu, hapşırası gelmiş ancak bunun yerine burnunu ovalayıp Hongbin'i takip etmiş, direklere çarpmamak için hafif eğilmişti.

"Sen doğduğunda Jinho sadece üç yaşındaydı. Belki de iki." Hongbin eski bir kaset bulurken açıkladı, kurulu olan televizyona doğru yürüdü.

"Olabilir, pek hatırlamıyorum." Düz bir biçimde belirtti. Sanki herkes birbiri hakkında her şeyi biliyormuş ve kendisi de, kendi ailesine yetişsin diye yakalamacılık oynamak için oradaymış gibiydi.

"Tatillerde buraya gelip Pokemon izlerdik, ben ve o." Hongbin açıklamaya devam etti, kaseti geri sardırdı ve Kyungsoo'nun oturabileceği bir minder aradı. Nihayetinde iş görecek bir battaniye buldu.

"Videoları izleyene kadar ben de seni pek hatırlamıyordum."

"Dürüst olmam gerekirse ben seni hâlâ hatırlamıyorum." Kyungsoo yumuşakça mırıldandı. Sanki onun kabahatiymiş gibi suçlu görünüyordu ama Hongbin bunu hiç düşünmemişti.

"Sorun değil, çocuktuk."

Oynata basmadan önce omuz silkti. Anneannesigilin evindeydiler ve Kyungsoo belki üç, kendisi de belki iki yaşındaydı. Çok küçük olduğundan emin değildi. Noel idi ve tabii ki tüm küçük çocuklar (sadece üçü) hediyeleri ilk açanlardı.

Sarılmakta olduğu bir çeşit pelüş oyuncağı vardı, Kyungsoo'nun ise kırmızı, büyük bir itfaiye kamyonu. Jinho'nun hediyesi nispeten daha küçüktü, oyuncak bebeğe benziyordu ama Jinho bakışlarındaki bariz kıskançlıkla kamyona bakmaktaydı.

Kyungsoo bunu hiç hatırlamıyordu. İtfaiye arabalarını sevdiğini bile bilmiyordu ki o, babası ona çok gürültülü olduğunu ve anneciğinin başını ağrıtacağı için düğmeye basmamasını açıklarken neşeyle resmen zıp zıp zıplıyordu.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now