53- Bir Veya... İki Hafta

2K 117 40
                                    

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 50

24 Şubat Cumartesi, 26. Hafta

Kyungsoo duvarlarının ne kadar da beyaz olduğunu hiç fark etmemişti. Odayı dolduracak şeyler olmaksızın anormal biçimde beyaz, solgunlardı. Ivır zıvırları hâlâ oradaydı. Ancak masası neredeyse boştu, yanında bir şey olmayan televizyonu yalnız görünüyordu. Kolileri bağlanmıştı ve valizleri ona uyabilecek kıyafetlerden daha fazlasıyla ağzına kadar doluydu ama Kyungsoo evde mühim bir şeyi unutursa gidip kolayca alamayacağı için fenalıklar geçireceğine dair paranoya yapmıştı.

Babasının evi annesininkine bir buçuk saat mesafedeydi ve sırf evde bir gömlek bıraktı diye kesinlikle o yolu kat edemezdi. Mantıklı olmazdı ki.

Yarı boş odasına bakarken iç çekti, Jongin'in eşyaları çoktan kendi evindeki odasına götürülmüştü.

Hepsi sadece çok yapay ve gerçek dışı hissettiriyordu. Babasının evinden taşınıyordu. On yıldan fazladır odasını ilk kez terk ediyordu.

Bu odada büyümüştü. İlk öpücüğünü yatağının ucunda almıştı. Saflığının her bir parçasını yatağında kaybetmişti.

Şimdiyse her şeyini toplamıştı ve annesinin evine gitmeye, tamamen yeni bir yatakta uyumaya hazırdı. Gerçek gibi gelmiyordu işte.

"Hazır mısın?"

Babası eşiğin kenarında duruyor, üzgünce odayı süzüyordu ama anlaşmaları böyleydi.

Bir avuç zengin velediyle gittiğiniz lise yeteri kadar kötüydü. Daha da kötüsü hamileyken gitmenizdi. O Allah'ın belası yere bir daha ayak basmaktansa Minseok kadar şişman olmayı yeğlerdi.

En azından hamileyken.

Önümüzdeki yıl geri dönecekti ama şimdilik Yunwoo'nun iyiliği için tüm bu olumsuzluklardan kurtulması gerekiyordu. Her ne kadar Jongin bunun kötü bir fikir olduğunu söylese de.

"Evet." Sessizce iç çekti, yolda biraz kestirebilmek için yastığını aldı. O da anca sırtı ağrımayı ve Yunwoo kaburgalarını tekmelemeyi keserse olurdu.

Merdivenlerden aşağı babasını takip etti, dışarının soğuğuna çıkmadan önce salonuna son bir kez baktı. Burada olan tek arkadaşları Jongdae ile Chanyeol idi, kalan herkes dün ona vedasını etmişti.

Hafta sonları hiç gelmeyecek veya babasının evine tekrar dönmeyecek değildi. Geçici bir durumdu bu. Okul bittiğinde geri dönecek, tekrar Jongin ile olacak ve her şey mükemmel olacaktı.

"Sana solucan jelibonlardan aldım." Jongdae konuştu, parlak renkli ve ekşili şekerlerin olduğu paketi uzatırken hafifçe titriyordu. Cevaben gülümsedi ve azıcık uzunca oğlana sarıldı, çekilmeden önce Chanyeol de kendini araya sıkıştırıvermişti.

"İki hafta sonra görüşür müyüz?" Diye sorunca iki kez baş sallaması aldı. İki hafta sonra bahar tatili gelecekti. Arkadaşları olmadan iki hafta yaşayabilirdi.

Ama Jongin'siz iki hafta yaşayamazdı. Yanında genç oğlan olmadan nasıl uyuyacağını hâlâ bilmiyordu. Ya da Jongin ona günaydın öpücüğü vermeden nasıl yataktan kalkacağını.

Bunun canını ne kadar yakacağına dair hiçbir ipucu yoktu.

Ama Jongin biliyordu ve bundan nefret ediyordu. Aptalcaydı. Yapılacak doğru şey olduğu için aptalcaydı. Ama bu hoşuna gittiği anlamına gelmiyordu.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora