40- A Be Kaynanam Pt. 2

2.2K 127 65
                                    

BÖLÜM 38 PART 2

23 Aralık Cumartesi, 17. Hafta

"Bu Yubin ablam, en büyüğümüz ve harbiden uyuzdur. Her hafta sevgili değiştirir bir de." Jongin aile fotoğrafındaki oldukça esmer bir kızı göstererek belirtti. Sevgilisi yarın gelmelerinden önce ailesindeki herkesi ona göstermeye girişmişti ama herkes hakkında o kadar çok yorum yapıyordu ki başı ağrımıştı.

"Yoojung ablam ortanca. Akıllıdır da! Japonya'da okuyor!" Böbürlendi.

"Ben de bir keresinde bütün yaz Japonya'da bulunmuştum." Kyungsoo resme bakıp isimlerle yüzleri eşleştirmeye çalışırken araya girdi.

"Vay, iyiymiş." Jongin gülümsedi.

"Gerçi o kadar eğlenceli değildi. Sürekli Yoochun'u takip etmek zorundaydım ama onu ektim ve kayboldum."

"Kaç yaşındaydın ki?" Tuhafça sevgilisine baktı. Pek de yabancı bir ülkede öylece kaybolacak tiplerdenmiş gibi görünmüyordu.

"On muydu? Belki de on bir? Hatırlamıyorum."

"Baban ölümüne endişelenmiş olmalı!" Jongin'in ağzı açık kaldı. Yunwoo'yu kaybetse herhalde panikten ölürdü. Ya da ölümü Kyungsoo'nun ellerinden olurdu. İkisini de dene tarafını seç.

"HA!" Kyungsoo suratını ekşitti, bakmakta oldukları albümün sayfalarını sinirle çeviriyordu. "Yoochun özür dileyip de babam neden bahsettiğine dair bir fikri olmadığını söyleyene kadar kaybolduğumu bilmiyordu bile." Jongin inledi. Babasıyla arasının o zamanlar bu kadar kötü olduğunun farkında değildi.

"Taemin ile ailesi, Taesun adında bir abisi var ama geleceğini sanmıyorum." Neredeyse aynı görünen kuzenlerini göstererek konuyu değiştirdi.

"Nasıl oluyor da sen ile Taemin kardeş olabilecek kadar benzerken sen tamamen babana benziyorsun ve Taemin de anne tarafından kuzenin oluyor?" Kyungsoo tamamen afallayarak sordu.

"Güzel soru." Jongin düşünceli bir biçimde kafasını yana eğdi. Bunu şu ana dek fark etmemişti.

"Neyse! Bunlar Sunye ve Sungmin. Dayımla yengem ve bu da onların şeytanın tohumu çocukları Hakyeon. Tam bir şeytandır!" Jongin ciyakladı. Sadece küçük çocuğu düşünmek bile kanını donduruyordu.

"Jongin çocuk bir yaşında gibi görünüyor." Kyungsoo düz bir biçimde belirterek sevgilisinin maskaralıklarına başını salladı. Hakikaten, çocuk çok sevimli görünüyordu.

"Seni ısırana kadar bekle ve ondan sonra gör." Veledin son seferde saldırdığı serçe parmağına bakarak ofladı.

"Belki de sen berbatsındır." Kyungsoo belirtti, Yoojin odaya girer girmez gülüşü solmuştu. Bakışlarını albüme indirip sayfaları çevirdi, onunla iletişim kurmaktan kendini alıkoyuyordu.

"Ne yapıyorsunuz?" Doğrudan diğer kanepeye gidip tam karşılarına oturdu ve Kyungsoo bakışlarını kaldırmamak için hunharca çabaladı.

"Kyungsoo hyunga geçen seneki fotoğrafları gösteriyordum." Jongin omuz silkti ve annesine gülümseyip sevgilisinin başını okşadı. Kyungsoo ona albümü uzatmadan önce yan gözle baktı.

"Bitirdim."

"Hemen mi?" Başını salladığında Jongin ona şok içinde bakmıştı. Cidden, ailesi o kadar kalabalık değildi, anne tarafından sadece dokuz kişiydiler, babası ve iki ablası dâhil. "Niye sendeki kafa yok bende?" Jongin sızlandı ve albümü kanepedeki boş bir yere koydu.

Omuz silkti, sevgilisine laf sokmadan veya küfretmeden ne söyleyeceğini bilmiyordu. Jongin'in annesi karşı kanepede oturup onlara bakmak dışında bir şey yapmazken onunla şakalaşacak kadar rahat değildi.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now