32- İki Porsiyon Çiğ Köfte

2.8K 174 84
                                    

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 31

Kyungsoo ağrıyan başı ve hoşnutsuz midesi ile revirdeki yatakta yatıyordu. Kustuktan sonra Sehun paniklemiş ve başka ne yapacağını bilmediği için onu buraya getirmişti. Zavallı çocuk, diye düşündü. Zar zor hoşlaştığı birine bu kadar yük olmak istemezdi ancak Jongin telefonunu açmıyordu. Bu onu sadece daha kötü hissettirmişti çünkü onun o gerzek Moonkyu ile birlikte olduğunu biliyordu.

O an aklını dolduran tek şey güvensizlikler ve endişelerdi. Öğlene kadar tüm okul hamile olduğunu öğrenmiş olurdu. Herkesin inceleyen bakışları altında olmak onu korkutuyordu ancak Jongin'i kaybetmenin korkuttuğu kadar değil.

Şu an kendisini aldatıyor muydu? Bu fikirle hıçkırmaya başlamıştı. Bu kadar aptal olmamalıydı. Onu sevdiğini söylememeliydi. Her şeyi geri almak istiyordu. Her şeyi.

En başından hamile kalmamış olmak istemişti çünkü o zaman hiçbir şey yolundan çıkmazdı. Babasından nefret etmez ve hemşire müdürle konuşurken zavallı bir ezik gibi ağlıyor olmazdı. Sehun içeri girdi ve hemen yanına geldi.

"Derste olmalısın." Hıçkırıkları arasında söyledi. Zil günün başladığını belirterek on dakika önce çalmıştı. Gözyaşları içinde yastığı ıslatıyor, bırakırsa elleri titreyeceği için yastığı sıkıyordu.

"Seni yalnız bırakmayacağım." Sehun fısıldadı ve ellerinden birini tutmak için yastıktan ayırdı. Ona izin verdi ve Jongin'in eliymiş gibi davrandı. Sevgilisine ihtiyacı vardı ama o yanında değildi.

"Beni aldatıyor değil mi?" Hıçkırarak söyledi, bedeni hıçkırıklarla sertçe sarsılıyordu.

"Jongin öyle bir şey yapmaz. Seni seviyor Kyungsoo, aptallık etme."

Başını salladı ve hindi gibi düşünmeyi bırakmaya çalıştı ama elinde değildi. Aklı otomatik pilota bağlamış gibiydi ve artık ne düşündüğünü veya hissettiğini kontrol edemiyordu. Jongin'in ona sarılmasını ve her şeyin yoluna gireceğini söylemesini istiyordu sadece.

Sehun onun yanında kaldı. Hemşire gelip derste olması gerektiğini söylediği zaman bile onu sallamamış ve Kyungsoo ağlamayı bırakana kadar elini tutmuştu. Sehun ve Bayan Yoo'nun önünde hıçkırarak ağlamak utanç vericiydi ama Sunyoung'un marifetinden sonra umurunda bile değildi.

Herkes ona bakmış ve onu ayıplamıştı. Sehun'un ona sarıldığı da görüldüğünden sayısız gıybet de yayılmış olmalıydı. Seyirlik tiyatrodan başka bir şey getirmeyecekti, iliklerine kadar hissedebiliyordu bunu. Titrek bir nefes bıraktı ve saate bakarak doğruldu. Günün ilk dersi bitmek üzereydi. Chanyeol de muhtemelen onun şu an nerede olduğunu deli gibi merak etmişti.

"Sınıfımızın dışında Jongin'i bekleyeceğim, tamam mı?" Dedi Sehun ve sessizce başını salladı. Uzun oğlan zil çalarken dışarı çıktı.

İç çekti ve elini göbeğine koydu, endişeliydi. Bu kadar çok ağlayıp gerilerek bebeği strese sokuyor muydu?

Kaşlarını çattı ve uzanıp sevgilisini bekledi, gelirse tabii.

----------

Jongin tüm okulun kendisine baktığını fark ettiğinde dolabının önündeydi. Ki bu tuhaftı çünkü ne zamandı, Ekim'deki partiden beri inanılmaz aptalca bir şey yapmamıştı. Şimdi düşününce hiçbir şey yapmamıştı. Kyungsoo hamile olduğu için sosyal hayatı yok gibi bir şeydi.

Rahatsızca gerindi ve insanlar ona bakıp fısıldaşmaya devam ederken dolabının şifresini girdi. Akranı olan bir kız geçerken "zavallı şey" dediğinde kafası daha da karışmıştı. Ne oluyor *mına koyayım, diye düşündü.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin