46- Evet, Ediyorum... Galiba

2K 118 57
                                    

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 43

29 Aralık Cuma, 17. Hafta 6. Gün

Jongin cehennemden bir akşamdan kalmalığa gözlerini açtı. Başı zonkluyor ve karnı çük gibi ağrıyordu. Kusması lazımdı ama hareket bile edemediğinden safrasını elinden gelenin en iyisiyle bastırmaya çalıştı.

Gözlerini nihayet tamamen açması uzun sürmüştü, etrafındakilere kısık gözlerle bakıyordu, nerede olduğuna dair hiçbir fikri bile yoktu. Luhan'ın evinde olduğunu sanıyordu ama tüm görebildiği halı olduğundan çok da emin olamıyordu.

Yavaşça doğrulmaya çalıştı, baş dönmesi normal seyrini izlemiş ve kafasını dahi kaldıramadan evvel dengesini sağlamak için ellerinin üzerinde epey uzun bir süre sallanmıştı.

Sonuçta Luhan'ın salonunun zemine yapıştığıyla kaldı, Chanyeol Joonmyun ile beraber birkaç metre ötede duruyordu. İkisi de hâlâ baygın gibi görünüyordu.

Jongin'in saatin kaç olduğuna dair bir fikri yoktu ama birilerinin uyanık olması için yeterince ilerlemişti, küçük mutfak alanında tencere tava birbirine çarpıyordu.

Beyni yine kafatasına zonk zonk vurmuş, inleyip yere uzanmasına neden olmuştu, tekrar yatıp uyuyarak atlatmak amacıyla bacaklarının üzerinde olan battaniyeyi kafasına çekti.

"Kalksana lan!" Sehun bacağına vurdu, ışıklar yandı ve genç olan battaniyeyi üzerinden koparırcasına çekip onu kör ettiğinde neredeyse ağlayacaktı.

"Luhan tuvalette kusuyor o yüzden onları birazdan uyandır." Kris kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa dönmeden evvel konuştu. Bu dördünün birkaç saat sonraki düğün için güçlerine ihtiyaçları olacaktı.

"Dün gece ne haltlar oldu?" Jongin inledi, Sehun ona biraz su ve iki Tylenol uzatırken nihayet oturur konuma geçmişti. Dans pistinde çok fazla zillilik yapan bir kızla kavga ettikten sonrasına dair tek bir şey hatırlayamıyordu.

"Hm bir bakalım. Zil zurna sarhoş oldun, ayakkabılarıma kustun, eve gelene kadar tüm yol boyu ağladın ve oh! En sevdiğim kısmı nasıl unuturum? Kyungsoo'ya okul fotoğrafına bakarak attırdığını söyledin ve ona çükünün fotoğrafını gönderdin." Sehun şeytanca gülümsedi, kader ağlarını Jongin'e gayet güzel ördüğü için yaşanan tüm kötü şeyleri hiçe sayıyordu.

"Lan." Jongin uykulu bir şekilde uzun oğlanı süzerken sızlandı. "Şöyle şakalar yapmasana."

"Al kendin bak!" Sehun Jongin'in telefonunu almak için masaya yürürken şarkı söyler gibi söyledi ve cihazı büyüğün ayaklarına attı. "Ona Jongjong dedin. Gerçi sadece Jong olmalıydı zira çükün öyle uzun bir isim için fazla kısa."

Sehun onu telefonunu delirmiş gibi kontrol etmesi için terk ederek kasıla kasıla gevrek yemeye gitmeden önce pis pis sırıttı. Jongin kilidi kaydırıp parolayı yazdı, otomatikman mesajlarına gidip Kyungsoo'nun adını aramıştı.

Sohbet penceresini açtığında ciyakladı, sohbetteki ikinci şey olarak şaşırtıcı biçimde yüksek kaliteli bir fotoğraf Sehun'un iddialarını doğruluyordu. Kyungsoo ona ters dönmüş başparmak ifadesi yollamıştı ve o da Kyungsoo'ya sarhoş kafayla yazılmış, çok uzun ve başarısız bir sexting paragrafı yollayarak devam etmişti. Kyungsoo bundan sonra yanıt vermemişti.

Yüzü yanıyor ve şimdi kusmaktan ziyade ölüyormuş gibi hissediyordu. Hiç hatırlamaksızın böyle bir şeyi nasıl yapabilmişti? Kyungsoo'nun da tüm bunlardan büyük ihtimalle rahatsız olduğunu düşününce utançtan başka bir şey hissetmemişti.

"Bak, demiştim sana." Sehun kanepenin yanındaki yerinden ona gülümsedi. Gevrek dolu kocaman mavi bir kâsesi ve yerden kokusunu alabildiği kadarıyla sütü vardı.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin